1.2

62 5 3
                                    

Erkeklerle birlikte Aurelia'nın konumunu gönderdiği kafedeydik. Daha doğrusu şuan kapıya gelmiştik ama dışarıdaki kapının camından Aurelie'nin oturduğu yer gözüküyordu. Kapıyı açıp içeriye girdiğimizde Aurelie'nin bakışları kapıya döndü. Bizi görünce telefonunu kapattı ve tek kulağında takılı olan kulaklığını çıkarıp kabına koydu ve yine o mükemmel gamzelerini bize sunacak şekilde gülümsedi. Ivan rahatsızlıkla boğazını temizledi.

İkisi çok iyi anlaşamazdı. Daha doğrusu Ivan, Aurelie'den pek hoşlanmazdi. Çünkü babasını elinden aldığını düşünüyordu. Bunu ne kadar ona anlatmaya çalışsakta olmamıştı. İnadım inat diyordu başka bir şey demiyordu.

Masaya geldiğimizde ayağa kalkmış ve gülümseyip bana doğru sarılmak için uzanmıştı. Bende karşılık olarak ona sarıldıktan sonra Lena'ya sarıldı.

Arwen ise bizi şaşırtacak bir şekilde Fermín'in kollarından çıkmış ve Aurelie'ye uzanıp sarılmıştı.

Sarılma merasimininden sonra yerimize oturmuştuk. Kısa süren bir sessizliğin sonunda Arwen söze girdi.

"Benim size bir şey söylemem lazım."

Hepimizin bakışları ona dönmüştü. Fermín'in merak bakışlarından onun bile bilmediğini anlıyordum.

Arwen boğazını temizledi.

"Ben Portekiz'e geri dönüyorum."

Bir süre kimseden çıt bile çıkmadı. Kimse ki özellikle Fermin bile ne diyeceğini bilemiyordu. Bir süre sonra Fermin bakışlarını yanında oturan kıza çevirdi.

Bakışlarından acı çektiği belli oluyordu.

"Bana neden söylemedin."

Sesi titremişti. Arwen'in gözleri doldu.

"Eğer daha erken söyleseydim beni vazgeçirmeye çalışırdınız ama benim gitmem lazım."

Fermin sinirle güldü. O ikisi dışındaki kimseden ses çıkmıyordu. Sesimizi çıkarıp onları bölmek istemiyorduk çünkü bu konuyu kendi aralarında halletmelilerdi.

"Bana bunu yapma Arwen."

"Özür dilerim,ailemle ne kadar iyi anlaşamıyor olsam da onları bırakamam."

Hepimiz onu anlıyorduk. İster istemez haklıydı.

Ben ve Elena ne kadar annemiz bizi buraya gönderse de tamamen ona sırtımızı çeviremezdim,Ivan babasına Aurelie'nin annesiyle evlendi diye tamamen sırtını çeviremezdi, Aurelie ise babasıyla annesi ayrıldığı için sırtını onlara çeviremezdi.

Evet, kesinlikle mükemmel ebeveynler değillerdi ama olmuyordu işte.

Bazı şeyler o kadar kolay değildi.

Belki onları affedemezdik ama içimizde bir yerlerde ufacık bir kırıntı dahi olsa onlara sevgi vardı. Bunu biliyorduk.

Fermin içini çekti.

"Nasıl istersen öyle olsun Arwen."

Ve daha sonra kalkıp gitti.

Hepimiz şok olmuş bir şekilde ona bakıyorduk. Arwen'in ağzı açık kalmıştı

Bir süre şokun etkisini atlattıktan sonra ayağa kalktı ve bir yandan eşyalarını toplamaya bir yandan da konuşmaya başladı.

"Sizleri seviyorum çocuklar umarım ilerde mutlu olursunuz. Uçağım sabaha karşı beşte o yüzden görüşürüz."

Daha sonra ise gitti.

Tamam şok etkisindeydik hâlâ.

Kısa bir süre sonra Ivan konuyu değiştirmek istercesine konuştu.

𝓝𝓮𝔀 𝓼𝓬𝓱𝓸𝓸𝓵Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin