20♧Birleşen dudaklar

194 13 2
                                    


Ellerimle kollarına tutundum. Üzerime eğilmiş dudaklarıma dokundurmuştu dudaklarını, ama haraket etmiyordu. Benim gözlerim faltaşı gibi açılmıştı
Bir bilinmezliğin içine düşmüş gibi hissediyordum kendimi.
Öptüğü kişi ben miydim? Yoksa Nisa mı?
Böyle düşünmem aptallıktı, ama onunla nasıl karşılaştığımızı, ve yanında olduğum zamanlarda hep onun için Nisa olmam... bunlar hepsi benim kafamı karıştırıyordu. Kalbimde küçük bir sızı gibiydi..
Bir elini koltuk başlığına, diğer elinide kafamın arkasına yerleştirerek baskı uyguladı. Bu baskı sayesinde daha fazla temas etmişti dudaklarımız. Üzerimdeki şaşkınlığı atmaya çalıştım
Dudağımın kenarına buse kondurdu. Daha sonra alnını alnıma yasladı, kısık sesle konuştu

"Aldın mı cevabı?" dedi

Sessiz kaldım
Biraz geri çekildi, dikkatle yüzüme baktı

"Sessiz kalmanı evet olarak kabul ediyorum"

Bakışlarımı kaçırmadım, bende dikkatle onun yüzünü inceledim. Zordu, benim için çok zordu. Yanımda hep diğer kadın için yas tutan adam vardı, şimdi bana aşık olduğunu söyleyen daha doğrusu ima eden adam vardı. Bunların hangisi doğruydu? Yavuz'un bana karşı hissleri gerçek miydi? Yoksa çok sık sık yanında, hep etrafında olduğum için bana alışmış mıydı? Aklımda o kadar çok endişe dolu sorular vardı ki..

"Leyla" dedi
İsmimi duyunca kendime gelebilmiştim

"Bir şey söylemeyecek misin?" diye sordu

Gerçekten artık bir şey söylemem, konuşmam gerekiyordu değil mi?

"Yavuz bey...yani Yavuz" dedim kısıkca. Oturduğum koltuktan ayağa kalktım

"Efendim" dedi. Tam karşısında durmuştum

"Ben.."

"Sen?"

Ne diyeceğimi bilmiyorum. Gerçekten ne konuşacağımı, ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Ben bu kadar aptal mıydım?
Aslında onunla tüm konuları konuşmak istiyordum, baştan sona her şeyi. Ama bir türlü konuya nasıl giriş yapacağımı bilmiyordum

"Ben konuşmak istiyorum"

"Konuşuyoruz ya" dedi gülümseyerek

"Öyle değil, yani baştan sona her şeyi..yani tüm bu olanları açık bir şekilde konuşmak istiyorum"

"Olur, ama şirket ortamı biraz gergin. Dışarıda konuşalım mı?"

Kafamı salladım. Beraber şirketten çıktık, insanların garip bakışlarına alışmıştım artık

Sahilde bir restorana gelmiştik. Güzel mekandı, konuşmak için uygun bir mekandı

Sipariş verdiğimiz yemekler geldikten sonra konuşmaya bir yerden başlamaya çalıştım. Önce su içip kendime geldim, alt tarafı konuşacaktık..ne bu heyecan?

"Yavuz"

"Leyla?"

"Aklımda çok soru var, o yüzden konuşmak istedim"

"Aklında çok soru olması normal, o yüzden konuşalım"

"O zaman ilk sorumu sorayım" dedim

"Sor bakalım" dedi elini masanın üzerinde birleştirerek

Sanki sorgudayız..

"Ne zaman anladın benim Nisa olmadığımı? Ve ya nasıl anladın?"

"Bu soru çok önceden kalmış aklında belli, sana anladığımı söylediğim zamandan biraz daha önce anlamıştım"

Sümbül Çiçeği/AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin