Sabah her zamankinden erken ve heyecanla yataktan kalkıp üzerini giydi. Ve mutfakta kahvaltı hazırlayan annesinin yanına gitti.
Chester: Günaydınn annelerin en güzeli!
Diyip annesinin yanağına bir öpücük kondurdu. Gloria şaşırarak Chester'a baktı. Bu kadar erken kalkması olağanüstüydü.
Gloria: sen sabah sabah kahvaltı hazır olmadan önce mutfakta napiyorsun?
Chester: yanına gelemez miyim?
Gloria: şaşırdım.
Chester kaynayan suyla çayı demledikten sonra annesinin soyduğu patatesleri doğramaya başladı. Gloria şaşırarak Chester'a bakıyordu.
Gloria: Chester başına güneş mi geçti taş mı düştü oğlum?
Chester: hayır. Anneme yardım etmemin neresi tuhaf?
Gloria: ne bilim. Hadi öyle olsun bakalım.
Birlikte kahvaltı ettikden sonra Chester annesine haber vererek dışarı çıktı. Daha saat 10du ve akşama çok vardı. Leon ile buluştular.
Leon: ee nasıl hissediyorsun bakalım?
Chester: çok heyecanlıyım!
Leon: eh hadi iyi bakalım. PlayStation oynamaya gidelim.
Leon ve Chester günün büyük bir kısmını oyun oynayarak geçirdiler. Ve Mandy ise hâlâ ne giyeceğine karar verememişti.
Mandy: knk ne yapmalıyım?! Hangisini giyeyim? Elbise giysem abartı olur mu? Pantolon giysem fazla mı rüküş durur? Peki ceket almalı mıyım?! Üşür müyümm? Üşürsem ceketini verir mi? Off!
Melodie: bebeğim ilk önce sakin ol. Bulucaz bişeyler.
Mandy: ama nasıl?? Çok kararsızım ve buluşmaya sadece 3 saat kaldı!
Melodie: yeter de artar güzelim. Çekil bi de ben bakayım. İşte bunlar olur!
Melodie Mandy için oldukça şık bir kombin ayarlamıştı. Toz pembe askılı bir crop altına beyaz pileli bir mini etek ve ayakkabı olarak açık kahve kalın topuk tek şerit platform ayakkabısı ile çok şık görünüyordu.
Melodie: çok güzelsin! Sana kesin aşık olacak!
Mandy(kızararak): güzel mi oldu cidden??
Melodie: evet! Prenses gibisin! Gel makyajını ve saçını halledelim.
Geçen 3 saatini Mandy'i için harcadı Melodie. Saçlarını açıp yana atarak dalgalandırmıştı. Sabitledikten sonra yüzüne abartılı olmayan kusursuz bir makyaj yapmıştı.
Nihayet işi bittiğinde gitme vakti de gelmişti. Geri çekilip Mandy'ye hayranlıkla baktı.
Melodie: Çok güzelsin...
Mandy: teşekkür ederim. Herşey için!
Mandy Melodie'ye sarılıp Chester'ın söylediği kafeye doğru gitmek için çıktı.
Bahçe kapısından çıktığı sırada biri kolunu sıkıca tutmuştu.
Mandy: hı?
Draco: Bu güzelliğinle nereye gidiyorsun?
Mandy kolunu kurtarıp sinirle dracoya baktı.
Mandy: seni ilgilendirmez.
Arkasını dönüp gitmek istedi ama draco izin vermedi.
Draco: nereye gidiyorsun dedim!
Mandy: sanane be! Güvenlik alın şu ucubeyi!
Çok geçmeden babasının adamları Mandy'nin yanına geldi. Draco'yu uzak tuttular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefretten Doğan Aşk ❤️
RandomChester ve Mandy birbirinden bir haber hayatlarını yaşarken yaşadıkları o kaza hayatlarını değiştirdi. Ve birbirini asla çekemeyen iki insan oldular. Ama asla da ayrılmayı başaramadılar. Yaşadıkları nefret mi aşk mı bir türlü karar veremediler. Man...