Mandy: Hayır Melo bak şimdi baştan anlatıyorum! Chester bir avukatla konuştu ve bir dedesi olduğunu öğrendi. Üstelik dedesinin mirası kendisine kalmış.
Melodie: Yani evlatlık mı?
Mandy: aaa! Hayır! Sadece bir dedesi var!
Melodie: Ama neden bugüne kadar hiç görüşmemişler ki??
Mandy: Bilemiyorum. Orası hala bir muamma. Ama en kısa sürede sebebini öğrenicem.
Melodie: Benden ne yapmamı istiyorsun?
Mandy: Yardımcı olacaksınn.
Melodie: yardımcı mı? Yani dedektif gibi iz mi sürcezz??
Mandy: ... Yani. Öyle bisey evet.
Melodie: ayayay! küçükken hep bir dedektör olmak istemiştim!
Mandy: dedektif Melodie. Dedektör değil.
Melodie: Hayır dedektif erkek dedektör kız olana denir ya!
Mandy: şey- hayır öyle olduğunu sanmıyorum.
Melodie: Ama çocukken Drac bana hep ben dedektifim sende dedektörsün derdi.
Mandy: Draco seni kandırmış güzelim...
Melodie: dedektör kime deniyorki? Travesti olanlara mi? Hih! ben Travesti miyimmm?!
Mandy elini yüzüne koyup derin bir iç çekti. Dalga geçtiğini umuyordu fakat Melodie ciddi görünüyordu. Galiba annesi hamileyken fazla alkol almıştı.
***
Gloria: CHESTEEEEĞRRR!! SENİ YAKALARSAM GEBERTİCEM ÇOCUK!
Chester: ıh- sıçtık...
Peşinden koşan annesinin yakalamasına fırsat vermeden kapıya yöneldi. Ayakkabılarını da alıp hızla evden çıktı.
Gloria: SEN AKŞAM EVE GELMICEN Mİ?! BEN SANA BİLİYORUM!
Chester yüzündeki sırıtışla ayakkabılarını giyip elleri ceplerinde yürümeye başladı. Yani ne vardı, bir kova dolusu karbonatın üzerine bol bol sirke dökerek ne kadar köpüreceğini denediyse? Ayrıca onu temizlemeye de çalışmıştı. Ama sadece çalışmıştı.
Kirlettiği mutfağı temizlemek için bez ve çekpas alırken annesinin dinlenmesi için tezgaha bıraktığı yemekleri dökmüştü. O da yetmezmiş gibi silecekken viledanın boyunu hesap edemeyip havaya kaldırınca avizeyi kırmıştı.
Ama olurdu öyle şeyler. "Nazar çıktı nazar" diye düşünürken gülümsüyordu. Sonrasında aklına adliyeden çağrıldığı geldi. Üzerini değiştirme gereği bile duymadan eşofman takımıyla yönünü oraya çevirdi.
Bu esnada karşısında çantası sırtında koşarak gelen Gus'ı gördü. Soluk soluğa kalmıştı. Chester'ı görünce durmuştu.
Chester: Gus?? Ne oldu sana böyle?
Gus(soluklanmaya çalışıyor): pe-... Peşimdeydi- ler...
Chester: Ne? Kim Peşindeydi? Gel şöyle otur soluklan.
Gus'ı banka oturttu. Yandaki bakkaldan su alıp getirdi. Biraz soluklanınca konuşmaya başladı.
Gus: Mandy'i kaçıran herif.
Chester: ne? Seninle derdi ne??
Gus: elinden kaçabilmek için parmağını kopardım. Beni öldürmek istiyor.
Chester: ha? sen henüz 10 yaşında bir vele- çocuksun.
Gus: okul servisini havaya uçurdular.
Chester: ne?? Sen- nasıl?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefretten Doğan Aşk ❤️
RandomChester ve Mandy birbirinden bir haber hayatlarını yaşarken yaşadıkları o kaza hayatlarını değiştirdi. Ve birbirini asla çekemeyen iki insan oldular. Ama asla da ayrılmayı başaramadılar. Yaşadıkları nefret mi aşk mı bir türlü karar veremediler. Man...