Giz Olmalı Bazılarımız

15 2 4
                                    

Sır olmalıydı bazı insanlar. Gizli bir mesele hâline gelmeliydi. Bazılarımız ise sır olmaktan öte hiç olmalıydı, Ali ve ben gibi.

İhtirasın yoğun koktuğu bir öpüşmeden sonra Ali'nin yeniden umut barındıran sorusuna çaresizlikle bakmaya mecbur kalmıştım.

Doğrusu, öpüşmeyi en başından beri istememeliydim ki Ali benim bunu arzuladığımı anlamasaydı öpmeye yeltenmezdi.

"Çok şey istiyorsun Ali."

"Şu dünyadan ben bir tek seni istedim Zehra. Dedim ki, hayat önümüze oluru koymaz ama Zehra'yı bana verir. Zaten yaşamam için nefesini yanımda hissetmem yeterdi bana. Bu mu çok şey Zehra?"

"Çokmuş demek ki Ali. Bak öpüştük, ileriye gittik seviştik ama hâlâ bir şeyler değişmiyorsa çok şey istemişsin hayattan. Bazı aşklar yarım kalmalı Ali. Unut gitsin."

"Unut gitsin demek..." derken alaylı hâline döndü yeniden. Bunu basite indirgememe alayla izliyordu Ali.

"Tabii ya, unutmak, en basitinden. Çek kafayı git, buradan. Ne beni görürsün, ne de bana dair bir şeyi. Evlenirsin, çocuğun olur belki. Aile kurmuş olursun. Ve bu yaşına dönüp baktığında, gülersin. Ne ergen aşk yaşamışım, buna mı ömrümü adamışım dersin. Ciddiyim ben, daha göreceğin baharlar var Ali. Harcama kendini. İste tayinini, kıyak geçerim sana ayarlarım batıda sakin bir yer. Yakışıklı adamsın, eyvallahın var. Bulursun eli yüzü düzgün, temiz bir kız.Yanlış kararlar verip yanlış birisi için ömrünü heba etme. Bırak beni."

Bana alayla bakan Ali, sinirden gülmeye başladı. Psikolojisi altüst olmuş, fütursuzca gülüyordu. Kendimden utandım ben o an, onu bu hâle soktuğum için.

"Sen bana basbayağı yolu çizmişsin Zehra, sonucunda ne bekliyorsun? Kendime yalandan bir gurur kılıfı dikip çekip gitmemi mi? Bu sevdaya çocuk işi demeyi sen bırak Zehra, çok yaşanmışlığım var benim ergenlikten kurtaracak. Ben bir yemin ettim Zehra, bin ömrüm olsa binini de seni sevmekle geçireceğim!"

"Ben de o bin yılı seni terk etmekle geçireceğim Ali!"

Söylenmemesi lazım gelen bazı sözler vardı, kalbe diken gibi batan. Kanatırdı bu sözler ve ardından gelen kimseyi tanımazdı. Akla düşmemesi gerekiyordu ama düştü bir kere.

"Öyleyse niye öpmemi arzuladın Zehra? Niye seviştin benle? Eğlenmek için miydi yoksa yoklukta mıydın?"

Kalakaldım işte. Diyemedim sorusuna hiçbir şey. Hayır değildim, sadece ani kararlar verip bağrıma taş gibi oturan özleme karşı gelemedim.

Sustuğumu gören Ali, şaşırmadı. "Anladım ben seni Zehra. Böyle olması gerekiyordu ve oldu diyeceksin."

"Gidelim artık."

"Gidelim Zehra, zaten ne zaman kaldık ki."

İkimiz de arabadan indik. Tek istediğim kişisel eşyalarımı alıp bir otele yerleşmekti şu an. Bir duş alıp, uyku uyusam toparlanırdım.

Ali'yle kışlaya ayrı şekilde girdik. Yeterince şüphe çektiğimizi düşünüyordum, üstelik Yavuz ani şekilde karşımıza çıkarsa -ki o böyle şeyleri pek sever- Ali zor durumda kalırdı.

Eşyalarımı olduğu yerden alıp kışladan ayrıldım. Benden sonra Ali ne yapardı, bilmem. Her zamanki yere gider, uzun uzun oturur, düşünürdü sanırım. Umarım bu kez aklı selim olarak düşünür ve tayin istemeye karar verirdi. Yoksa ikimiz de çok zarar görecektik bu sevdadan.

Ali'den;

Şairin dediği gibiydi her şey; beni, bana emanet ettiğin gibiyim. Ne gözlerime göz değdi, ne yüreğime ateş. Seni acılarımın içinde canım gibi saklıyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 17, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZEHRA.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin