Umay Çelik
Bunun için şok olunur muydu? Evet ben olmuştum! Ciddi anlamda çocuk yanıma oturdu diye şok olmuştum!
Resmen çocuğa bir bebek misali gözümü kırparak bakıyordum. Kızların bana bakmasını saymıyorum bile. Birden kafasını bana çevirince ona baktığımı anlamasın diye başka yöne bakmaya başladım. "Neden bileğini tutuyorsun? Bir sorun mu var?"
O an'a kadar bileğimi tuttuğumu farketmemiştim bile!
"Bileği incinmiş olabilir,biriniz onunla beraber en yakın hastaneye gider misiniz?" diyen Azra'ya ters ters baktım. İstemiyordum ki! Can "Ben giderim." deyince Alp'in kaşlarını çattığını gördüm. "Gerçekten gerek yok,ağırmıyor zaten." dediğimde Alpay'ın aklına bir şey gelmiş gibi kaşlarını çattı ve "Baban olacak o piç kurusu mu yaptı bunu sana Gökçe." dedi.
Babamı sadece Alpay ve kızlar biliyordu,şimdi herkes öğrendi!
Herkesin gözünün bende olduğunu farkederek başımı eğdim ve ayağa kalkarken "Ben hastaneye tek başıma giderim." diyerek koşmaya başladım.Biliyorum utanması gereken ben değildim ama elimde olan bir şey değildi.
Hastaneye doğru yürürken arkamdan adım sesleri geldi.Bakmak istemedim fakat tam yanıma gelince o olduğunu anladım.Evet yanımdaki Alpti.Ondan hoşlandığımı yeni yeni farkettiğim çocuk..
Ellerini cebine atarak yürümeye başladı. "Babandan şiddet mi görüyorsun?" Sorduğu sorudan dolayı afalladım ve sonra "Uyuşturucu bağımlısı." diyerek cevabımı verdim.
Önce kısa bir an durup bana baktı ve sonra yürümeye devam etti. "Öfke nöbeti mi geçiriyordu?" Başımı aşağı yukarı sallayarak yanıt verdim. "Seni anlayabiliyorum,yani tam olarak anlayabiliyorum diyemem ama şiddet konusunda anladığımı bil." Ne demişti?O da mı şiddet görüyordu?
"Yani sende mi şiddet görüyorsun?" Soruma başını eğip alayla gülerek cevap verdi. "Beni terketmedikleri zamanlar evet." Ne? Tek mi yaşıyordu? Bu çocuk terkedilir mi be! O bunu söyledikten sonra duraksadığımı farketmemiştim. Sonra tekrar yürümeye başladık.İlk adımı ben atmak istedim.
"Alp." dediğimde efendim dediğini belirten mırıltılar çıkardı. "Benimle neden hiç konuşmuyorsun? Yani tamam çocukça gelebilir bu sorduğum,ama muhabbete girmiyorsun ne bileyim,aramızda bir sorun varsa bana anlatabilirsin beraber çözebiliriz." Bunu sormamı beklemiyor gibiydi.Önce kısa bir an konuşmadı sonra iç çekerek sorduğum soruya cevap verdi.
"Anneme benziyorsun Gökçe."
Donakaldım,aynen dediğim gibi donakaldım.Beklemiyordum.
"Gözlerin,saçların,konuşma stilin ve hatta gülüşün bile anneme benziyor. Bu 1 yıl içerisinde seninle konuşmamak için çok sabrettim çünkü seninle konuşan herkes çokçabuk bağlanıyor ve ben sana bağlanmak istemedim.Sende terkedip gidersin diye.." Söyleyecek söz bulamadım ve ciddi anlamda beni şoka uğratacak şeyler söylüyordu. O an düşündüm,ben gerçekten bu çocuk hakkında hiçbir şey bilmiyor ve onu tanımıyordum. Bu andan sonra da tanımak için çabalayacaktım.
"Ben senin düşündüğün biri gibi değilim Alp. Bir kere tuttuğumu bırakmam,sahiplenirim,korurum,kollarım. Ve emin ol bu saatten sonra seninle öyle bir uğraşıp tepene bineceğim ki,git başımdan Allah'ın psikopatı diyerek kovacaksın!" dediğimde başını eğip gülmeye başladı. Bu hareketi onu o kadar tatlı ve karizmatik yapıyordu ki..
Gülüşünü yediğim!
Ona karşılık vererek güldüğümde hastaneye vardığımızı farkettim ve hemen içeri girdik.
***
Hastaneden çıktığımızda yol boyu ikimiz de konuşmamıştık. Daha cafeye girmeden Alpay'ın "Oğlum bir rahat dur amınakoyayım ya!" dediğini duydum.Anlaşılan Deniz yine canına susamıştı. İçeri girdiğimizdeki o manzara şok olmama yetti. Manyaklar diye boşuna demiyordum!
Bildiğimiz Deniz,Alpay oturmuş vaziyette iken omzuna çıkıp ayaklarını Alpay'ın boynuna dolamıştı. "Lan Efe! Çocuğun boynunu kırdın anasını satayım! İn aşağıya lan!" Bora isyan edip Deniz'i Alpay'dan ayırmaya çalışırken Berna hariç tüm kızlar kahkahaya boğulmuştu. Alp'e dönüp "Berna Alpay'ı sevmiyorsa bende neyim!" dedim ve mahalledeki dedikoducu teyzeler rolüme büründüm. Alp üzerime doğru eğilirken nefesimi tuttum ister istemez. "Bence Alpay'ın da ondan aşağı kalır yanı yok." diyerek geri çekildi. Sonunda tam bana göre birini buldum be!
Masaya doğru gidip otururken Bora bana dönüp "Allah için Efe'ye bir şey söyle,bizi dinlemiyor ve nedense 5 yaşındaki çocuğun annesinin sözünü dinler gibi sadece seni dinliyor!" Bu söylediğinin karşısında normalde altta kalmazdım ama hiç uğraşasım yoktu. Gözümü devirip "Deniz Allah için şu davarlarla beni meşgul etme ve sakince Alpay'ın omzundan in. Aksi olursa katliam çıkaracağım çünkü. Hadi kuzum." dedim ve tebessüm ederek bakışlarımı masaya yönelttim.
Deniz nihayet inmişti,Alpay'a bakıp "Sırf Gökçe dedi diye indim. Yoksa o söylediğinden sonra sabaha kadar omzunda öylece kalırdım." diyerek somurttu ve sandalyesine oturdu.
Bir süre daha oturduktan sonra evlere dağıldık. Kızlara yarın ki maça katılamayacağımı belirttiğimde çok üzüldüler. Mecburen yedek alacaklardı.
Eve yaklaştığımda kapının önünde polis arabası ve ambulans gördüm. Kaşlarımı çatarak hızlı hızlı yürüdüm ve içeriye girdim. Gördüğüm şeyden dolayı şoka girdim. Yerde kanlar içinde yatan babamın üstünün örtülmesi, Mira'nın ağlaması ve Oya ablanın elinde kelepçelerle dışarı çıkartılması.. Burada neler oluyordu?
Oya abla yanıma geldi. "Lütfen beni suçlama Gökçe. Her şey senin ve kardeşinin iyiliği içindi. Eğer bunu yapmasaydım sizi öldürebilirdi! Ne olur beni affet Gökçe." dedi ve polislerin zoruyla arabaya bindirilip gitti.
Bunları o mu yapmıştı?
Oya abla babamı mı öldürmüştü?
****
SELLAAAAMMMMMMM
Sizce Oya neden Gökçe'nin babası olan Kenan Güven'i öldürdü?
Sizi öldürecekti derken neyden bahsediyordu?
Alp ve Gökçe uyumu?
Sizce Berna Alpay'ı gerçekten seviyor mudur?
YORUMLARINIZI BEKLİYORUMMM<33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuzluk Simgesi
Genç KurguUzun zamandır tanışmalarına ve aynı ortamda bulunmalarına rağmen asla konuşmayan iki liseli gencin adım adım anlaşmaya başlaması.