7. Bölüm

32 4 7
                                    

Dünya mıydı adaletsiz olan, insanlar mıydı adaleti bozan? Bu soruya cevap bulunması gerekiyordu her şeyden önce. Cidden dünya mı adaletsizdi, biz mi adaleti bozuyorduk? Nasıl oluyordu da camlar fırtınanın acımasızlığından korkmadan dimdik durabiliyordu? Onlarca soru vardı cevaplanmayı bekleyen ama birçok insanoğlu vardı susmayı tercih eden. Sessizlik. Bütün ortamı kaplamıştı. Huzurun verdiği bir durgunluk değil, fırtına öncesi durgunluktu. "Başkomser Korhan Kuzey Ulu. Neşe Doğan'ı bizzat kendim emniyete getireceğim. Ondan önce sormam gereken sorular var kendisine." diyerek Kuzey, onları evden göndermişti. Şimdi ise salonda sessiz sessiz tüm aile fertleriyle oturuyorduk. "Avukat gerekecek." Dağhan haklıydı. Avukatsız olayın içinden sıyrılamazdım. Her ne kadar benim suçum olmasada Ali Doğan napar eder suçu benim üstüme atardı.

"Neşe kalk hazırlan ve aşağıya gel. Berkan ve Baran sizde hazırlanın. Benimle geleceksiniz." Ayağa kalkıp kaldığım odaya geçtim. Altıma siyah kot, ütümse siyah tişört giyip aşağıya indim. Annemler Kuzey'lerin arabada olduğunu söyleyince içeride vakit kaybetmeyerek arabaya bindim. Kuzey arabayı çalıştırdığında kafamı cama yasladım. Aslında gergin değildim. Aksine içimde bir sakinlik vardı. Çünkü hapise girmeyeceğimi biliyordum. Ellerinde yeterli delil olduğunu düşünmüyordum. Beni savunan avukatta şuan ortada yoktu. Yaşımda reşit olmadığı gerekçesiyle dava günü belirlenene kadar tutuksuz yargılanırdım ya da ev hapsine de girebilirdim. Orası hâlâ meçhuldü. Arabanın karakolun önünde durmasıyla birlikte aklımdaki düşüncelerde onunla birlikte yok oldu. Kapıyı yavaşça açıp dışarıya çıktım. İçime derin nefes çekip üç şahısın arkasından merkeze girdim. Zaten çok dolanmadan ikinci kattaki ilk kapıdan içeriye girip tek kişi hariç oturmuştuk. Oturmayan kişi ise Kuzey'di.

"Şimdi gençler beni iyi dinleyin. Heleki sen Berkan. Neşe'nin avukatlığını yapacak olan kişi sensin." Berkan ayağa kalkıp abisinin karşısına dikildi. "Adam öldüren birini mi savunacağım burada abi?" Avukatlığımı yapmayacağı çok belliydi. Bende ölüp bitiyordum ya sanki Berkan gelsin avukatlığmı yapsın diye(!) Zaten tarafını seçmişti. Bu mahkemede beni savunmaz aksine karşı tarafı savunurdu. "O kişi kardeşin senin Berkan. Düzgün konuş." dedi Kuzey elini masaya vurarak. "Eğer bu kızın avukatlığını yaparsam abi, o gün mesleğimi bırakacağım." Kapıyı çarpıp gittiğinde kalktığı yere oturdum. "Bana avutak falan lazım değil. Devlet zaten avukat göndermiyor mu?" Baran başını olumsuz anlamda salladı.

"Göndereceği avukatın nasıl biri olduğunu bilmiyoruz. Güvenemeyiz. İzniniz olursa davayı ben üstleneceğim." Öz abim arkamda durmazken kuzenimin arkamda durması ne kadarda saçmaydı dimi? Hayatın acımasızlığını birkez daha görmüş olduk. "Dava için gerekli parayı hesabına yatıracağım Baran. Akşam saatlerine kadar İstanbul'a gitmiş ol. Neşe'ye ev hapsi istenecek." Baran, Kuzey'le tokalaşıp odadan ayrıldı. Ev hapsi kulağa kötü gelmiyordu. "Siz Rize'de kalabilirsiniz. Ben eve geçerim." Ayağa kalkıp kapıya ilerledim. Tam kapıdan çıkacakken Kuzey'in eli buna engel oldu. "Neşe ailen olarak ilk geldiğin günden beri yanında olamadık. Bırak sana abilik yapalım." Abiliğin "A" sını beceremeyen insanlardan mı bahsediyorduk? "On yedi sene öncede yalnızdım Kuzey. Şuanda da yalnız kalabilirim. Beni koruyacak, savunacak bir abiye- pardon istediği gibi bağırıp çağıran ve kalbimi kıran bir insana ihtiyacım yok benim. Pişmanlıklarını lütfen kendine sakla." Acımasız Neşe sahalarda.

Kuzey'in hâlâ beni tutan elinden kurtulup dışarıya çıktım. Taksi çevirip tekrara eve geldim. Sadece Deniz ile dertleşmek istiyordum. Beni zaten en iyi ya Deniz anlardı ya da Ulaş. İkisininde yokluğu çok belli oluyordu. Hele Ulaş'ın. Çok özlüyordum onu. Birgün bana Ulaş'ı getireceğim gel istediğimizi yap deseler gider yapardım. O derece özlemiştim sevdiğimi. Evin açık olan kapısından içeriye girdim. Herkes bıraktığımız gibi oturuyordu. Konuştukları konu ise bendim. Hepsine yeni dedikodu çıkmıştı sayemde. Kapının önünde ufak göz devirme seansımın ardından sessizce dedikoducu bermuda şeytan üçgenine yaklaştım.

Düş Mü Dedin? (+15 Yaş Üstü İçin Uygundur.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin