3. bölüm

50 4 0
                                    

Bir insanın kendisine tamamen yabancı bir evde kaldığı zamanki huzursuzluk vardı içimde. Bana gösterilen odada her an herkes odama girer korkusuyla tedirgindim. Kapının arkasında anahtar olmaması bu tedirginliğimi arttırıyordu. Kafamı dağıtmak aracılığıyla resim çizmeye çalışmıştım ama o da beni bir süre idare etmişti. Düşüncelerimin arasında boğulmuşken kapım çaldı. Kimin geldiği umrumda bile değildi cevap vermedim. Odama girilmesini sevmezdim. Kapı ikinci kez çaldığında ayağa kalkıp kapıyı açtım. "Efendim?" Dedim karşımda duran Can'a. Güya çocuk benden küçüktü. Bulunduğumuz durumda ben ondan küçük duruyordum.

"Annem akşam yemeğine çağırıyor." yüzüme bile bakmadan arkasını dönüp merdivenlerden indi. Sanki ben meraklıydım senin yüzüne. Kapının arkasından ona göz devirip merdivenden indim.  Konuşma seslerinin geldiği odaya girip ikizlerin ortasındaki boş sandalyeye oturdum. Anlaşılan yemek için beni beklemişlerdi. Demir hariç tabağına dokunan kimse olmamıştı. Masada hâlâ bir sessizlik hakimden Mehmet Bey boğazını temizleyerek dikkatleri kendi üzerinde topladı.

"Hepinizin birbirinize ön yargılı olduğunu biliyorum. Bakışlarınızdan olduğu gibi anlaşılıyor. Kız kardeşinize tek bir kötü söz söylemenizi istemiyorum. Ona alışmaya çalışın." Demir güldüğünde bu sefer ilgi odağı o oldu. "Ön yargılı falan değilim baba. Az çok eve getirdiğin kızı araştırsaydın ne halt olduğunu bilirdin." Bütün iştahım kaçmış şekilde arkama yaslandım. Aralarındaki muhabbetin devamını merak etmiştim. "Nasıl yani?" dedi Özlem Hanım şaşkınlıkla. Dış görünüşüm ve gülümseyen yüzüm beni masum biri gibi gösteriyordu. "Abim gelince ona sorarsınız." Demir tekrar yemek yemeye başladığında herkes hâlâ ortaya attığı lafı düşünüyordu. En azından bakışları bunu açıklıyordu.

"Sen anlatana kadar bu konuyu kapatıyorum kızım. Gelelim okul işine, kaydın bizim okulda gözüküyor sadece kimliğini değiştirsek sorun kalmayacak. Kimliğini verir misin?" Cebimden çıkardığım kimliği Mehmet Bey'e verdim. "Yakında bizim okuldan da atılır baba." Ortamda tekrar sessizlik oluşmuştu. Bundan Can'a neydi? Bana karışma hakkını kim veriyordu ona? "Siz sormadan anlatayım devamsızlığım yüzünden." dedim detaya girmeden. Eğer okulu kurcalarsak içinden çıkamazdık. "Kendisi okuldan çok nezarethanede olduğundan dolayı derslere girmek için vakti kalmıyor." Ve en büyük bombayı Demir masaya salmış oldu.

Yanımdaki ikizler aynı anda kaşıklarını bırakıp bana döndü, Can zaten yemek yemeye devam ediyordu. Özlem Hanım şaşkınlıkla bana bakarken Mehmet Bey'in hafiften oluşan siniri gözlerinden okunuyordu. "Detayına girmek isteseydim anlatırdım Demir. Kendi kişisel konularıma karışma hakkını sana vermiyorum. Afiyet olsun." Yüzlerine bile bakmadan sofradan kalkıp odama geçtim. Şimdi ne konuşmak istiyorlarsa konuşabilirlerdi. Nezarethaneye düştüğüm doğruydu. Demir işin en alttaki nedenine baksaydı kendi için kirdiğimi görebilirdi. Eski kardeşinin onun hakkındaki planlarını gizliden suya düşürdüğümü bilmiyordu. Devamlı kavga ettiği gruplar arkasından bıçaklayacağı an ona fark ettirmeden etkisiz hale getirdiğimi bilmiyordu. Girdiği kavgalarda polisin onu almaması için kendimi feda edip hapse girdiğiminde farkında değildi. Çünkü Demir'e sadece ben şaka yapabilirdim. Onunla sadece ben kavga edebilirim metoduyla hareket ediyordum.

Amacım zarar vermek değil aksine takılmaktı. Ama şansa bakacak olursak o bununda farkında değildi. Odanın içinde sinirden volta atarken arada eskiz defterimin başına oturuyordum. Havanın aydınlanmaya başladığı zaman eskiz defterimi kapatıp eski ailemin gönderdiği eşyalarımın yanına ilerledim. Okul çantama gerekli eşyalarımı koydum. Okul formamı da giyip tekrar odadan çıktım. Artık o kadar sinirli değildim. Beynim oturma odası ile mutfak arasında gidip geliyordu. Eğer mutfağa gidersem alıştırıp evden çıkardım, oturma odasına gidersem büyük ihtimalle kafamı koltuğa yaslayıp herkesin uyanmasını beklerdim. Gözlerimi kapatın etrafımda döndüm. Elimle bir yeri işaret edip durdum. Maalesef oturma odası çıkmıştı. Mutfağa üzgünce bakış atıp oturma odasına girdim. Fakat yanlız değildim.

Düş Mü Dedin? (+15 Yaş Üstü İçin Uygundur.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin