2. bölüm

63 5 3
                                    

Yolun kenarına oturmuş kendi kendime düşünüyordum. Gerçi neyi düşündüğümü ne yapacağımı bilmiyordum. Kaç saat olmuştu babamın beni arayıp onun kızı olmadığımı söyleyeli? Kaç saat olmuştu yanlız başıma kaldırımın kenarında oturalı? Zaman algımı yitirmiş gibi hissediyordum. O eve daha beni sokmayacağını biliyordum. Abim gelip bir daha beni peşine takmazdı. Hatta onu tanıyan herkes bu olayı çoktan duymuştur diye düşünüyordum. Kararan havanın kasveti üstümde dolaşırken telefonum titredi. Arayan numaraya baktım. Yabancı numaraydı. Daha önce hiç karşılaşmadığım, aşina bile olamadığım bir numara... tereddüt ederek aramayı yanıtladım.

"Efendim?" Hiç tanımadığım erkek sesi doldurdu kulaklarımı. "Sana atacağım hastanenin konumuna gel. Telefon numaranı babandan aldım." Anca kafama dank etmişti arayan kişinin yeni ailemden biri olduğu. Telefon yüzüme kapanır kapanmaz ardından mesaj geldi. Mesajın üstüne tıklayarak hastanenin adına baktım. Ulu hastanesi. Bizim evden pek uzak değildi bu hastane. Ayağa kalkıp yürüdüm. Taksiye binmek bana göre değildi, toplu taşıma aracı sevmezdim. Eğer yakın bir yerse yürümek daha idealdi benim için. Hem fiziğimi korumama yardımcı oluyordu hem de kafamda senaryo kurarak gerçeklikten azda olsa uzaklaşmamı sağlıyordu.

Hastaneye vardığımda, bana söylenen odanın önüne gelip kapıyı tıklattıktan sonra içeriye girdim. Abim yine bir sandalyede oturmuştu. Aynı sabahki pozisyonda karşımda Demir'in abisiyle oturuyorladı. Sabahki ile şimdiki durumun arasındaki tek fark Demir yerine bir kızın aynı şekilde ayakta dikilmesiydi. Ortama yabancı kalmamak adına abimin yanına geçip oturdum. Yüzüme dahi bakma girişiminde bulunmuyordu. Bu sefer karşımdaki insanları buldu gözlerim. Aynı durum onlarda da vardı. Kız ile abisi hiçbir şekilde göz göze gelmiyordu. Ortamı elle tutulur derecede gerginlik hakimdi. "İsterseniz kan alma işlemine geçelim." Doktorun bizi yönlendirmesiyle ayağa kalktım. "Kan nerede alınacak?" Bana eliyle koltuğu işaret etti. Hemşire birazdan gelir." Daha fazla diyaloğa girmeden gösterdiği koltuğa oturdum. Yedi yirmi dört espiri yapıp gülen ben bile etkilenmiştim havanın gerginliğinden. Kısa süre içerisinde yanıma gelen hemşire hepimizden kan alıp uzaklaştı.

"Tahlil sonuçları yarın çıkar. Saat sekizde burada olun." Abim ayağa kalktığında bende kalktım. Karşımda duran ikili odayı terk ederken şimdi sadece üç kişi kalmıştık. "Bu gece eve gelme. Babamın seni alabileceğini düşünmüyorum. Yıldırımla konuşacağım. Orada kal." Korkuyla geriye gittim. Sokakta dahi kalsam asla seçmezdim o mekanı. "Sakın arayıp konuşma. Ben bakarım başımın çaresine." Abim sen bilirsin diyerek odadan çıktığında göz devirdim. Ne zaman içten abilik yapmıştı ki bana? Varsa yoksa itibarıydı onun felsefesi. İtibarına laf gelmesin yeterdi onun için. Yanımda duran doktor elini omuzuma koyup kendime gelmemi sağladı.  "Kalacak bir yerin yoksa bir günlüğüne seni arkadaşımın evine yönlendireyim." Arkadaşım dediği kişinin erkek olduğunu varsaydığımda olumsuz anlamda salladım başımı.

"Teşekkür ederim ama gerek yok. Ben başımın çaresine bakabilirim." Umursamazca elini bana uzattı. "Sen bilirsin. Ben Korcan Aktaş Ulu." Bana uzattığı elini sıkıp "Neşe Doğan." dedim. Her ne kadar onların çocuğu olmasamda soyadım hâlâ onlara aitti. Hastaneden çıkış yapıp her zamanki geldiğim inşaatı bitmemiş evin önünde durdum. Ancak burada rahat bir şekilde kalabilirdim. Burayı küçükken yanıma gelen biri göstermişti bana. İsmini hatırlamıyordum. Zihnimden tamamen silinmişti. Yıldırımdan kaçtığım o gece en şanslı olduğum geceydi. Yıllardır bana yardım eden çocuğu arasamda bulamamıştım. Bulduğumda ona edecek can borcum vardı. Kendisi her ne kadar bunu bilmesede benim hayatımı kurtarmıştı.

Geldiğim binanın yarısı yapılmış evine girip kendime en uygun ve gizli yere girdim. Hava zaten pek aydınlık değildi. Kararmıştı. Tahminimce saat on bir on iki civarıydı. Uzandığım yerden başımı gökyüzüne diktim. Yıldızları izlerken gözlerimi kapatıp düşüncelerimle uykuya daldım.
...

Düş Mü Dedin? (+15 Yaş Üstü İçin Uygundur.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin