5

108 23 54
                                    

" Esra kızım gelir misin?"

Çalıştığım pastanede ki ablamın beni yanına çağırmasıyla başladı herşey. Olacaklardan habersizdim. Harçlığımı çıkarmak için ter döktüğüm bu ufak pastanenin, hayatımın dönüm noktası olacağını nereden bilebilirdim ki...

" Geliyorum Emine Abla." diyerek cevap verdim.

Emine abla burasının sahibiydi. Küçük ama oldukça şirin bir pastaneydi. Bende okuldan sonra gelip Emine Abla'ya yardımcı oluyordum. Biraz çekingen bir tavırla konuşmaya başladı.

" Esracığım biliyorum, Kurye olarak işe başlamadın ama şöyle bir durum gelişti. Dün çok tatlı bir kız geldi birkaç sipariş verdi. Bugün evinde kız arkadaşları ile doğum gününü kutlayacakmış o yüzden gelecek kuryenin de bayan olmasını rica etti benden. Benim de aklıma sen geldin."

Başımı salladım. Daha önce hiç kuryelik yapmamıştım. Açıkçası biraz endişeliydim. Ama kız arkadaşlar arasında olduğunu öğrendiğim doğum günü kutlaması, içimi bir nebze ferahlatmıştı.

" Tabii, giderim. Adres neresi Emine Abla?"

" Ben sana adresi mesaj olarak atacağım. Sen yinede dikkatli ol. Zaten kapıdan bırakıp geri dönersin. Ücret ödendi canım. Ha bu arada benim arabayı al, otobüslerle uğraşma şimdi. Hava sıcak."

" Tamamdır Emine ablacığım, teşekkür ederim." dediğimde hazır olan kutuları aldım. Emine Abla'nın arabasına atladım ve adrese doğru yola çıktım.

İçimde garip bir sıkıntı vardı. Emine Abla'nın aracını ilk kez kullanmıyordum. Ancak gideceğim yer daha önce ayak basmadığım bir yerdi.
İçimden zikirler çekerek kullanıyordum arabayı. Ve nihayet adrese ulaştım. Aracı uygun bir köşeye park ettiğimde kocaman eve şaşkın bakışlarla bakakaldım.

***

Beliz ve Orkun masanın üzerinde ki balonları şişirirken, Derya Hakan'ı vazgeçirmeye çalışıyordu. O esnada Burak ise ortamdan kendini soyutlamış, telefonuna yeni indirdiği oyunu oynamakla meşguldü.

" Ay çok eğlenceli." Beliz içinden defalarca tekrarladığı bu cümleyi şişirdiği balonlarla oynarken söyledi. Mini bir şort üzerine de kısa kollu beyaz bir tişört giymişti.

"Asıl eğlence birazdan başlayacak, güzelim." diyen Orkun'un kulağı kapıdaydı.

Zilin çalmasını ve haz etmediği o kızın gelmesini bekliyordu.

" Aşkım lütfen ısrar etme. Senin hatırın bile beni yolumdan çeviremez." diyen Hakan ise bilmem kaç kere kurdukları oyunu aklından geçiriyordu.

Derken zil çaldı. Hepsi birden ayaklandı. Evde onlardan başka kimse yoktu.

" Tamam sakin olalım. Kapıyı sen açacaksın Beliz. Esra'yı tatlı dilinle ikna edip mutfağa çekeceksin."

Beliz kendinden emin bir tavırla " O iş bende, Hako!" diyerek kapıya doğru koştu. O esnada Orkun ve Hakan bir köşede saklanmışlardı.

Beliz sakince kapıyı açtı ve saniyeler içinde en tatlı hâline büründü.

" Selamünaleyküm." Esra'nın verdiği ilk tepki canını sıksa da ona ayak uydurmaya karar verdi.

" Selam, hoşgeldiniz."

" Şöyle takdim edeyim." diyen Esra elinde ki pasta kutusu ve diğer ürünleri Beliz'e uzattı.

" Ay tatlım zahmet olmazsa mutfağa bırakabilir misin?" diyen Beliz Esra'yı tuzağına çekmişti.

Esra başta tereddüt etmişti. Çekingen hâlini anlayan Beliz " Benden başka kimse yok evde. Arkadaşlarım henüz gelmediler. Rahat ol lütfen." derken oscarlık bir oyun sergiliyordu.

KURTAR BENİ! 【TEXTİNG】Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin