39-BABA.

398 39 10
                                    

Hayatta kendi canım için endişe duyduğum çok az zaman olmuştu. Genelde benim canımın pek bir önemi yoktu benim için. Tek korktuğum sevdiğim birine zarar gelme düşüncesi idi. Bunun düşüncesi dahi beni bu denli delirtmeye yeterken bu eyleme dökülseydi nasıl tepki verirdim bilmiyordum.

Bu yüzdendi şuan titremem. Bütün bedenimin titremesi öleceğimi sanmam değildi. İçeride her şeyden habersiz, bütün dünyanın pisliğinden bi haber uyuyan çocuktu.

"Asaf evde." Dedim korkarak. Sesim bile titriyordu. Karşımda bir zamanlar canımdan can dediğim. Ölüme bile beraber yürüyebileceğim çocuk, kardeşim dediğim kişi. Yüzünde o kadar şeytanı bir tebessüm vardı ki gerçekten aynı kişiler diye bir bir kaç saniye sorgulama ihtiyacı hissetmiştim.

"İçeri geç." Dedi Onur. Derince yutkunarak arkamı dönerek içeriye geçtim. Silahı sırtıma yaslayarak içeriye girip kapıyı kilitledi. Kalbimin sesi kulaklarımda uğulduyordu

"Onur Asaf içeride uyuyor. Çok korkar." Silahla evimize kadar gelmişse hayır için gelmediği çok malumdu. Asaf'ın yanında küfür etmekten bile sakınırdım ben. Amca sandığı Onur'u bana silah doğrulturken görseydi çok korkardı.

"Sikimde mi sence?" Dedi. Soru sormuyordu. Etrafta bakışlarım geziniyor kesici birşeyler veya silah arıyordum. Ama yoktu Asaf'ın bulup oyuncak sanarak kendine zarar verme ihtimaline karşı hepsini kaldırmıştık.

"Onur neden?" Diye sordum yüzümü ona dönerek. Gözlerimin dolmasını engelleyememiştim.

"Salona geç." Dedi hiç bir duygu barındırmayan sesiyle. Aynı şekilde yüzü de ifadesizdi.

"Olmaz-" Dememe aldırmadan silahla beni itekleyerek salona soktu. Koltukta masumca kıvrılmış uyuyan Asaf'ın yanına yürüdüm. Önünde durdum. "Eğer ona zarar verirsen, seni ölmek için yalvaracak kıvama getiririm." Tehdittim üzerine göz devirip tekli koltuğa oturdu.

"Çocuk umurumda değil." Dedi oturduğu yere daha fazla yayılarak. "Bugün bu evden tek bir cenaze çıkacak."

---

Yazarın anlatımıyla

Ateş ve Ayas şirketten içeri girmesiyle herkes saygıyla ceketlerini ilikleyip ayağa kalkıyordu. Selam veren kimseyi umursamadı Ateş. Direkt asansöre binmiş kuzeniyle yukarı çıkmıştı. Bütün çalışanlar patronlarının bu haline şaşırdı. Normalde güler yüzlü olan adam ilk defa asık suratıyla girmişti içeriye. Hiç kimsenin selamını almaması da çabasıydı. Çalışanlar bir kaç saniye bakışıp patronları sinirliyse gözüne daha da batmamak için işlerinin başına döndü.

"Ayas bizim evin tüm kameralarını sen izleyeceksin." Dedi Ateş her zamanki haline kıyasla yüzünde tek mimik oynamayan kuzenine. "Bir saniye gözlerini ayırırsan bozuşuruz." Ayas hızlı hızlı kafasını salladı.

"Amcamın yanına mı gidiyorsun?" Ayas amca derken bile yüzünü buruşturmuştu. Kendi oğlunun eşini öldürmek isteyen bir adam, ne amca ama.

"Evet, sen geç benim odama." Ayas duran asansörden çıkarak Ateş'in odasına girdi. Elindeki iki bilgisayarı hızlıca kurdu. Şimdi evin her köşesini gören kameralar karşısındaydı. Ondan habersiz kuş uçamazdı o evde. Arkasına yaslanarak kuzeninin dediği gibi bir saniye bile gözlerini ayırmadan izlemeye başladı.

Ateş bu sırada asansörle en üst kata çıkarak babasının odasına ulaşmıştı. Sert ve öfkeli adımlarla siyah kapılı odaya yürümeye başladı. "Ateş bey babanız şuan müsait-" Konuşan asistanı umursamadan sertçe kapıyı açtı, duvara çarpan kapı tekrar üzerine gelemeden eliyle durdurdu.

Berdel | GAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin