38-HUZURSUZLUK.

553 48 15
                                    

Selam selamm.

Bölümlerin arasındaki süreyi çok açtığımın farkındayım. Ama artık hızlı hızlı yazıp final yapacağım ve diğer kitaplarıma odaklanacağım.

Keyifli okumalarr.

Kaçmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kaçmıştı..

Onur kaçmıştı.

Dünden sonra eve gelmiş Buğra'dan Onur'un çoktan ülkeden çıktığının haberini almıştım. Sabaha kadar uyuyamamış sadece oturup düşünmüştüm.

Defalarca kez dönüp durup 'neden?' Diye sormuştum kendime. Bir cevap bulamıyordum. Bulamadıkça da delirecek gibi oluyordum.

Masadaki alkol şişesine dalmışken boynuma sarılan kollarla kendime geldim irkilerek. Tanıdık kokunun ardından kısık sesi doldu kulaklarıma.

"Uraz'ım? Yetmez mi bu kadar içki?" Derin bir nefes alıp vermek isterken sıkışan göğsüm ile yüzün buruştu. Nefes alıp vermek bile zor geliyordu artık.
"Toparlanman lazım. Sen bu haldeyken hiç bir şey yapamayız." kadife gibi sesini duymak tüm kaygılarımı, korkularımı yatıştırıyordu. Ben kesinlikle çok şanslı bir adamdım, Ateş vardı hayatımda.

Boynuma sarılmış kollarından tutup ellerimiz birleştirdikten sonra ellerini tutup yanıma çektim. Yanıma oturmasıyla başımı boyun girintisine yaslayıp nefes aldım. Ulaştığım huzurla gözlerim kapanmış boynuna bir öpücük bırakmıştım. Tek elini saçıma çıkarmış her zaman yaptığı gibi şakağımdan öpmüştü.

"Sen yanımda ol Uraz'ım. Hepsini halledeceğim. Yeter ki sen yanımda ol." Sakin sesine bulanmış intikam hırsıyla dolu o tını fark ediyordum.

"Ben her zaman yanındayım." Bir kaç saniye duraksamanın ardından konuştum."Napacağız?" Evet, bu soru çok önemliydi. Her şeyi öğrenmiştik ama napacaktık?

"Babamla konuşacağım." Demesiyle başımı kaldırarak gözlerine baktım.

"Bu neyi değiştirecek Ateş?" Dedim. Haklıydım. Çoktan tüm planı yapmamışlar mıydı?
"Ablan o evde yanarak öldüğünde sen neredeydin?" Dedim birden aklıma takılan şeyle. Ateş'in gözlerine büyük bir hüzün oturdu. Gözleri sulandığında ise sorduğum için pişman olmuş dudağımı ısırmıştım.

"Ablam öldüğünde.." diye başladı. Başımdan baskılayarak tekrar beni göğsüne yatırdı, saçımı okşamaya devam etti. "Konaktaydım. Salonda tüm herkesle birlikte  yemek yiyorduk. Babamın telefonu çalıp o haber geldiğinde..."

"Babam mıydı arayan?" Diye sordum. Başını salladı sadece. Yumruklarımı sıktım.

"Evden nasıl çıktığımı hatırlamıyorum. Oraya vardığımda tüm ev yangınlar içerisinde idi. Tüm korumalar tek tek öldürülmüştü." Yutkundu. Sesi çatallaşmıştı. "Dizlerini kendine çekmiş ağlayan Asaf'ı görmek.. o anı asla silemiyorum hafızamdan. Küçücük bedeniyle anne diye ağlayışı." Ateş'i sakinleştirmek için elini tutup üzerini okşamaya başladım. Elimi sıkı sıkı kavradı. "Çok geçti her şey için ev tamamen alevler içerisindeydi. Yanmayan tek bir köşesi dahi yoktu. Ablam mezarı var aynı şekilde de eşinin de, zaten yan yana mezarları. Ama içlerinde onların bedenleri yatmıyor. O evden arta kalanlar var."

Berdel | GAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin