17-O GÜNKİ GÖRDÜM SENİ.

5.1K 320 35
                                    

İyi okumalar.
Yazım yanlışları varsa kusura bakmayın.
——

Kulağımı tırmalayan bildirim sesi ile gözlerimi zorluka açmaya çalıştım. O kadar uykum vardı ki telefondakı her kimse ağız dolusu küfür edecektim.
"Sikeyim.." diye mırıldanıp elimi rastgele yanıma atıp durmadan ses çıkaran telefonumu bulmaya çalışıyordum. Sonunda bulduğumda zorlukla tek gözümü aralayıp ekrana baktım.

Zümra: Günaydın Uraz!

Zümra: Havalimanındayım, beni alır mısın?

Okuduğum mesajlar ile zorlukla da olsa yerimden doğruldum hızla. Mışıl mışıl uyuyan Asaf'ı uyandırmak istemediğim için telefonun sesini kısıp ellerimi klavyede gezdirmeye başladım.

Uras:Günaydın Zümra.

Uras:Birazdan orada olurum.

Mesajı attığım gibi yerimden kalkarak banyoya geçmiş oradan da giysi odasına geçip hızlıca üstümü giyinmiştim. Ateş'i hiç bir yerde göremediğim için işe gittiğini anlamıştım. Son kez Asaf'ı kontrol edip aşağı kata geçtim. Kahvaltı sofrasında olduğunu düşündüğüm konak halkına görünmeden dış kapıdan çıktım. Cebimden anatharımı çıkararak kendi aracıma atlayıp havalimanın oraya doğru sürmeye başladım. Bu sırada bizimkileri arayıp hep gittiğimiz, İsmail'lerin kafesinin orada toplamasını söylemiştim. Sevineceklerdi fazlasıyla.

Ufak bir trafiğe yakalanmadan sonra sonunda vara bilmiştim. Zümra'ya geldiğimi yazıp etrafa bakınmaya başladım. Tam o sırada gözüme sataşan tanıdık yüzle gülümsedim. Beni farketmemiş bir şekilde etrafına bakınıyordu. Sessizce arkasından yanaşıp omzuna dokunduğumda ufak bir çığlık atıp elini kaldırarak bana dönmüştü."Aptal!" Diye bağırdıktan sonra üzerime atlayıp bana sarılmıştı.

"Hoş geldin, portakal." Dedim gülerek. Saçları turuncuya kaçan bir kızıllıkta olduğu için ona hep böyle seslenirdik."Herkese yazıp bana yazmamalar?" Dedim. İnce belini son kez sarıp ondan ayrıldım.

"Evlenip haber vermemeler?" Dedi tek kaşını kaldırıp yüzüme baktı.
Dudağımın kenarı kıvrıldı. Kaç yaşında olursak olalım bir birimze laf sokmayı bırakmıyorduk.

"Gel ben anlatacağım sana her şeyi." Dedim. Daha sonra yanında valizlere uzanıp sürüklemeye başladım. Etrafa dikkatle bizi izleyen insanlara kaşlarımı çattım."Temelli mi yerleştin?" Diye sordum elindeki küçük çantasıyla beni takip eden kıza.

"Evet." Dedi heyecanla. Bu duruma mutlu olmuştum.
-
Zümra'yla beraber kafe'ye vardiğimizda indik araçtan. İçeriye geçtiğimiz gibi bizimkilerlerin olduğu masaya ilerledik. Bizim çocuklar Zümra'yı gördüklerinde ağızları beş karış açıldı. İsmail ortalıkta görünmüyordu. İlk şoku atlatan Buğra hızlıca yerinden kalkıp kıza sarılmıştı."Züm." Dedi kızın ince bedeni koca elleriyle sararak. Onur da gülümseyerek yerinden kalkmış sarılmak için sırasını bekliyordu. Ben hâlâ etrafa bakıyor bizim çocuğu arıyordum. Onun tepkisini merak ediyordum esasta. Onur da kısaca sarılıp geri çekilmişti. Zaten aramızdakı en ağır başlı oydu. En çocuk gibimiz de Buğra'ydı.

"Nerde lan İsmail?" Diye sordum. Zümra'nın da gözleri etrafa geziyor birini aradığını belli ediyordu. Bu sırada bizim masaya gelen İsmail'ın kızı farketmesiyle adımları duraksadı. Nerdeyse iki yıldır göremediği, altı yıldır sevdiği kızı görmenin ona nasıl hissetirdiğini fazlasıyla merak etmiştim açıkcası.

Ardından adımlarına devam edip yanımıza vardığında kollarını açtığı gibi Zümra göğsüne sokuldu."Hoş geldin." Diye mırıldandı İsmail.

Berdel | GAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin