23-DÖRT DUVAR BİR ÇATI.

3.7K 250 33
                                    

Medya:Kalben-Yara.

Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin, rica ediyorum. 💗

-
Bastıran sıcak ve üstümde hissetiğim ağırlıkla zoruklada olsa gözlerimi araladım.Sıcaktan bunalmış bir şekilde önce tavanla bakışmış ardından bu sıcağın ve ağırılığını kanyağını anlamaya çalıştım.

Boynuma vuran, sıcak düzenli nefesler ile istemeden de olsa gülümsemiştim.Ateş'in yüzü boynuma gömülmüş, kolları sanki kaçacakmışım gibi sıkı sıkıya sarmıştı beni.

Üzerimize serili olan yorganı zorlukla kaldırıp kendi üstümü açıkta bıraktım.Kalkmayı denediğimde başarısızlıkla sonuçlanmıştı.Ateş'in aniden kıpırdamaya başlaması ile haraketlerim duraksamıştı.Tabii ya, Ateş ve tüy kadar hafif uykusu.

Boğuk anlaşılmayan bir kaç mırıltı bırakıp boynuma derin bir öpücük bıraktığında titredim.Burnunu olduğu yere sürtüp derin derin kokladığında şimdi daha bi terlemeye, ısınmaya başlamıştım.

"Günaydın, güzelliğim." Boğuk sesini duyduğumda az önce duraksayan bedenimi yeniden kıpırdattım."Günaydın." Diye mırıldandım.Fazla mı odundum? Adam bana neler diyor, neler diyordu.Kuru bi günaydın mı yani?

"Uraz," Dediğinde 'hm' gibisinden bir ses çıkardım.Yüzünü boynumdan çıkarıp yüzümün hizasına getirdi."Gözün ne renk senin?" diye sorup meraklı bakışlarını yüzümde gezdirdi.

"Yine mi.." Dedim kalkmaya çalışıp.Yine bu konuya bu kadar takmıştı anlamıyordum.Dümdüz yeşil gözlerim vardı işte.Gördüğü neyse oydu, fazlasını nasıl anlatırdım."Asaf'ı getirsene bugün." Hafif onu ittiğimde kendini sırt üstü yan tarafıma bıraktım.

"Getiririm." Dedi düşünceli sesiyle.Sabah sabah gözüme aşırı masum geliyordu ve bu da benim kanımı kaynatıyordu.Koskoca adamı tokatlayasım vardı.Aklımdakı düşüncelere kızıp kendimi lavoboya attım.Aynanin önüne geçip biraz duraksayarak yümü süzdüm. Göz altlarım fazlasıyla morarmıştı.Saçlarım karman çorman dururken aldırmadım. Aynadan bakışlarımı çekip koluma çevirdiğim an gözlerimi sıkı sıkı kapattım. Ne kadar geçerse geçsin ordakı boşluğa alışmayacağımı biliyordum. Düşüncelere dalmama izin vermeyerek arkamı döndüm..Duş almam gerekiyordu, kolumdakı bandajın bana sıkıntı çıkaracağını bilsemde suyu ılıklatıp sağ kolumu suya değdirmeden yıkanmaya çalıştım. Fazlasıyla zorlandığımda elimde şapmuan kutusunu hırsla duvara fırlattım. İçeride fazla kalmış olacağım ki Ateş kapıyı bir kaç kez tıklatıp bana seslendi.

Ona cevap verip çöktüğüm yerden doğruldum. Sağlak olduğum için sol elimi kulanmak beni fazlasıyla zorluyordu.Aklıma gelen şeyle gözlerim kısıldı bir anlık. Her şey tesadüf sonucu muydu? O gün herkes ordayken kimse hiç bir şekilde zarar görmemişken, sadece benim koluma hedef alınması tesadüf olabilir miydi? Gözlerimi koluma çevirdim. İmkansızdı. Kimsenin burnu dahi kanamamıştı o gün. Oraya çağırdığımız kişiler tanıdıklarımızdı hepsi. Yabancı olam tek aile, sarışın kız Alin ve ailesiydi. Bir hain olabilir miydi? Hastanende gelen zarfı düşündüm. Hiç bir rastlantı sonucu olamazdı. Seyit abimin aylar önce anlattığı intikam hikayesi.. Kesinlikle bir hain olmalıydı. Ama kim?

Kenarda duran bornozu alarak sakince üzerime geçirmeye çalıştım. Sonunda başarıp derin bir nefes aldım. Terlemiştik dakikalar içinde. Dalgın suratımla kapıyı açıp içeri geçtim.Ateş üzerindeki siyah gömleğin kravatını bağlıyordu.Aynadan bakışları bana kaydığında elleri duraksadı.Aynadan baştan aşağı süzmesi birde arkasını dönüp tekrar süzmesi kıpırdanmama neden oldu. Kravatını bağlayıp üzerime doğru gelmeye başladı. Elleri anında yeriymiş gibi bornozun üzerinden belime yerleşti.

Berdel | GAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin