(3)Geçici bir heves gibi gelmiyordu

152 20 25
                                    

Yb geldi canlarııım🥳. Yorumlarınız beni yazmam için daha da heveslendiriyor. Bu yüzden bol bol yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar💞💞

🤓

"Bay Park, şu son 2 kağıda imza atmadınız."

Asistanımın uyarısıyla sonunda kafamdaki düşüncelerimden ayrıldım. Önümdeki kağıtlara imzayı atıp asistana uzattım.

Gerçekten çok tatlı bir kızdı. İşlerini hiç aksatmıyor, gereğinden fazla çalışıyordu. Bunu kapatıcıyla kapatmaya çalıştığı göz altı morlukları da ıspatlıyordu.

"Teşekkürler , Sana. Biraz dalgınımda." Kız hafif başını eğerek gülümsedi. "Önemli değil, Bay Park. Kendinizi kötü hissediyorsanız sizin için bir şeyler hazırlaya bilirim."

"Gerek yok, Sana. Zaten çok çalıştın. Bu ay maaşına da zam yapacağım. Birde 2 haftalığına izin veriyorum." Cümlemin hemen ardından kız şaşkınlıkla bana baktı. Bunu beklemediği açıktı. Fakat ben çalışanlarımı görürdüm.

"Bunu maaşım için yapmıyorum, efendim.Ayrıca işimi de seviyorum. İzine gerek yok."

Her ne kadar farkettirmemeye çalışsada ne kadar çok istediğini biliyordum. Gülümseyerek kıza baktım ve yavaş bir tınıda cevap verdim.

"Sevgilinle vakit geçirmek istediğini biliyorum,Sana. Şu son 3 ayda çok fazla çalıştın. Toplantılarda bile uyukluyorsun. İtiraz istemiyorum."

Kız sevinçle yüzüme baktı. Gözlerinin parladığımı bile buradan kolayca göre biliyordum. "T...teşekkür ederim, efendim." Sana durmadan eğilerek teşekkürlerini savurarak durdu. En sonunda "Çıkabilirsin." Dediğimde heyecanla koşarak odadan çıkmıştı.

Ne olursa olsun çalışanlarım benim için önemliydi. Hepsi fazlasıyla çalışkandılar. Bunun karşılığında onlara bu ay sonu parti vermeyi aklımın bir köşesine not etmiştim.

Fakat asıl aklımı kurcalayan Min Yoongi'di. Eve taşınmıştı ve geleli daha 2 gün olmuştu. Jiyoon onu baya sevmişti. Ben onunla vakit geçirmek isterken bile illa yanında Yoongi olsun istiyordu. Ama onu geldiği ilk gün kapının önünde durduğunuda ondan deli gibi etkilendiğimi hissetmiştim. Bunca yıllık hayatımda kimseye hissetmediğim duyguları ona hisseder olmuştum. Hayatıma girip çıkan çok azdı. Hepsi gelip geçici hislerdi.

Ama Min Yoongi farklıydı. Geçici bir heves gibi gelmiyordu. Korkuyordum. Bu hislere fazla kapılmaktan korkuyordum. Çünkü o sadece 1 aylığına burada olacaktı.

Bu durumda iki yolum vardı: ya Min Yoongi ile fazla samimi olup onu kendime bağlayacaktım, ya da ona fazla kapılmayıp  gittiğin de bile unutacaktım.

Nereden bile bilirdim ki ikinci yolun asla mümkün olmayacağını.

Onu ve Jiyoon'u merak ediyordum. Acaba şu an ne yapıyorlardı?

🤠

"Haydi , Yunçi hyung! Daha hızyı! Deh!"

"Jiyoon, ben at değilim. Dehleyip durma!"

"Hayıy. Şen benim açımşın. Haydi daha hızyı!"

Cidden...bu çocuk tam bir felaketti. O tatlı görüntüsünün altından canavar çıkmıştı. Sabahtan beri bir sürü oyunlar oynamıştık. Hatta bir ara kremalı pasta bile yapmıştık. Tabii sonu banyoda bitmiş ve savaş alanına dönmüş mutfağı temizlemek zorunda kalmıştık.

Ama hakkımız verilmeliydi. Pasta gerçekten çok iyi ve lezzetli olmuştu.

Jiyoon'la vakit geçirmek eğlenceliydi ama bir o kadar da yorucuydu. Şimdi ise kovboyculuk oynayalım demişti. Kafasına kovboy şapkası takmış-artık nereden bulduysa- ve benim sırtıma binmişti. Bu işe başladığımdan beri bir at olmadığım kalmıştı o da oldu çok şükür.

Çocuk sırtımda sürekli zıplayıp duruyordu ve ben buna daha fazla katlanamıyordum. Jimin amcası kadar kaslı kollarım yoktu benim. Nereden bildiğimi sorarsanız kessinlikle adamı dikizlemedim. Kasları "ben varım!" diye bağırıyordu resmen.

Bir anda çalan kapı sesiyle kurtulmuştum. Jiyoon hemen sırtımdan atlamış ve kapıya doğru koşarken"Amcam geydiii!" diye şakımıştı.

"Ji, koşma. Düşeceksin!"

Yanına geldiğimde kapıda gülümseyerek bana bakan Bay Park'ı gördüm. Bu adam cidden bir affetti. Jiyoon'u kucağına alırken baldırlarına göz dikmek gibi bir şeyi asla yapmadım...Tamam yapmış ola bilirim. Ama adamın kalçaları gerçekten çok iyi...

"Hoş geldin."

"Hoş buldum.Jiyoon seni çok yormuşa benziyor."

"Ah, hayır. Biz çok eğlendik." Lafımın hemen ardından Jiyoon dudakalrını araladı.

"Yunçi hyungla koyboycuyuk oynuyoyduk. Ama o şenin cibi kaşyı deyil. Şeninye oynayçen daha eyyenceli. Hadi biyyikte oynayayııım!"

"Ah,üzgünüm, Ji. Ama bu gün çok yoruldum. Başka zaman oynarız. Yemek yiyelim mi?"

"Hmm...tamam."

Jimin içeri geçtikten sonra yemek hazırlayıp eğlenceli sohbetlerle yemek yemiştik. Onların yanında kendimi hep daha huzurlu hissediyordum ve içimden sadece bu 1 ayın hemen gelçip gelmemesini dilemekti.


👋










Allah herkese jimin gibi patron versin🤲

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Allah herkese jimin gibi patron versin🤲

Allah herkese jimin gibi patron versin🤲

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yesem mi sizi🥺🥺

Neyse umarım beğenmişsiznizdir. Bir az boş bir bölüm oldu ama bir sonraki bölümde telafi edeceğiiim:)))
Hepinizi öptüm bb😚💗

Pink Babysitter/YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin