Pink Babysitter/Yoonmin

(6)Gözlerindeki arzu

Hellooo bebislerim! Yine ben geldim mükemmelll bir bölümle. İnşallah seversiniz. İyi okumalaaar💕

🤭

Banyoya girdikten hemen sonra Jimin Jiyoon'un kiyafetlerini çıkarmış ve küvete oturtmuştu. Ben de aynı zamanda suyu ayarlamaya çalışıyordum. Su ılık haline geldiğinde geri çekildim.

Jimin ise yeni giydiği tişörtü çıkarıp şortuyla küvete girmişti.

"Yunki hyung, sen de gelşene."

Bu çocuk gerçekten sınırlarımı zorluyordu. Ben sorgulayıcı gözlerle Jimin'e bakmıştım. O ise sorun olmayacağını belirtircesine başını salladı. Jiyoon benim için yer ayırarak kenara kaydığında ben de küvete girmiştim.

Bunu yaparken çok utanmıştım çünkü minicik şortumla girmeye çalışırken etekleri yukarı kalkmıştı.

"Tişöytünü de çıkayşana,Yunki hyung. Böyye yıçanamazşın çi."

Tamam, bu çok fazlaydı. Bu kadarını yapabileceğimi sanmıyordum. Jimin bakışlarımdan anlamış olmalı ki hemen Jiyoon'a döndü."Yoongi hyung'unu fazla zorlama,Ji. Eğer istemiyorsa yapmak zorunda değil."

Ben minnet dolu bakışlarını Jimin'e yollarken o da hafifce gülümsemişti. Jiyoon ise bu durum karşısında dudaklarınl büzmüştü.NİYYETİN NE BE SENİN ÇOCUK!

Şu an küvetin içinde Jimin ile yanyana oturmuştum. Sığamadığımız için bir anda Jimin'in ellerini kalçamda hissettim. Sağ kalçamı kaldırıp kendisininkinin üzerine koymuştu. Jiyoon'u ise ortamıza oturttu. Ben gözlerim fal taşı gibi açık ona bakarken o arsız bakışları ile beni süzüyordu. Bir yanda kalçamın üzerinde duran eliyle orayı  okşuyordu. Sikeyim, baya etkilenmiştim.

Park Jimin benim sınırlarımı zorluyordu.

Daha sonra Jimin duş başlığını alarak Jiyoon'un saçlarını ıslattı. Küçük yaramaz ise kıkırdayarak bize bakıyordu. Ben de elime çocuk şampuanı almış ve miniğimi  saçlarını köpürtmeye başladım.

Banyoda biraz daha oyalandıktan sonra ilk önce ben çıkmıştım küvetten. Kiyafetlerim sulandığı için ağır geliyordu. Havlulardan birini elime aldım. Ardından Jimin ile Jiyoon çıkınca havluyu hemen çocuğa doladım.

Jiyoon bana tatlı tatlı gülümserken ben de "Mis gibi oldun." demiş ve burnunu öpmüştüm. Jimin kendine bornoz aldıktan sonra bana döndü."Jiyoon'la ben ilgilenirim. Sen benim dolabımdan bir şeyler alırısn."

Yine onun dolabına muhtaç kalmıştım. Hepsi o küçük şeytan yüzünden olmuştu. Kızamıyordum ki onada. Amcası kadar tatlı şerefsiz.

Dolabın içini karıştırırken kendime uygun bir tişörtle şort bulmuştum. Üzerimde sadece bornozum vardı. Altımdali iç çamaşırımı bile çıkarmıştım. Bu yüzden  çabucak üzerimi değiştirmek için bornozu çıkardım. Ama benim unuttuğum bir şey vardı. Kapıyı açık unutmuştum...

"Y-yoongi?"

Siktir! Büyük rezillikti. Ben refleksle elimdeki ellerim altımı gizlerken ona baktım. Gerçi gizlesemde arkamdaki ayna yüzünden popomda açık açık görünüyordu. Utançtan her yanım yanıyordu. Ama Jimin hiç utanmışa da benzemiyordu. Yüzünde hafif bir sırıtış oldu. Arkasındaki kapıyı kapattı. Açılmakta olan bornozuna hiç dokunmadı .Yavaşca bana yaklaşmaya başladı. Aramızda bir adım kalmışken durdu. Beni baştan aşağı süzdü. Gözleri en son dudaklarımda durdu.