(8) "Çok güzelsin."

102 17 3
                                    

Selam canlarııım. Yine bem geldim. Bölümü fazla geçiktirmeyeyim dedim. İyi okumalar🎀







🧐

Dolu gözlerle büyüyüne bakan Jiyoon'la gümüş saçlı ne yapacağını şaşırmıştı. Kuzenini ilk defa bu kadar sinirli görüyordu. Bağırışmalar yüzünden küçüğü çok korkmuçtu. Oysa buraya gelirken nasıl da mutlu ve heyecanlıydı. Neler olduğunu çok merak ediyordu ancak Jiyoon'u bu halde bırakamazdı. Jimin'in kızgın çifti susturmasını fırsat bilerek yavaşca dudaklarını araladı.

"Şey...Jimin ben Jiyoon'u bahçeye çıkarayım en iyisi."

Jimin ona seslenen güzeli ile başını ona çevirdi. İlk önce Yoongi'ye daha sonra yiğenine baktı. Çok korkmuştu normal olarak. Başını sallayıp izin verdiğini gösterdi. Yoongi onayını alınca miniğinin elinden tutub arka kapıda baçeye çıkarmıştı.

Jimin giden ikilinin arkasından baktı bir süre. Daha sonra karşısındaki suspus olmuş ve birbirilerine öldürücü bakışlar atan çifte bakınca kaşları çatılmıştı yine.

"Ne oluyor burda? Hm? Küçücük çocuğu görmüyor musunuz? Ne diye bağırıp kavga ettiniz?"

Jimin sakin tutmaya çalıştığı sesiyle ikiliden hesap soruyordu. Fakat ikisinden de ses çıkmıyordu. Arkadaki koltuklardan birine oturdu ve ayakta duran çifte baktı. "Anlatın." Bu sefer fazla otoriter çıkan sesi ikiliyi korkutmuştu. Bazenleri patronları gerçekten de patronluğunu konuştura biliyordu ve bu ciddiliği her ne kadar arkadaşları da olsa onları ürkütürdü.

"Taehyung. Anlatmayacak mısınız?"

Taehyung derin bir nefes aldı ve ikili koktuklardan birine attı kendini. "Bir şey olduğu yok Jimin. Sadece Jungguk fazla abartan birisi."

"Ben mi abartıyorum?!O herifle bir daha görüşmeyeceksin-"

"Jungguk sesinin diksiyonuna dikkat et. " Jimin ikinci kez Jungguk'un sözünü kesiyordu. Gözleri dolmuş bir şekilde onları izleyen Jungguk bundan bıktığını belirterek oradan uzaklaşıp üst kata çıktı. Taehyung eliyle şakaklarını ovdu. Jungguk çoğu zaman fevriydi ve çabuk agresifleşirdi. Gözü hiç bir şeyi görmezdi. Küçücük şeyleri bile bazen abarttığı oldurdu. Fakat bu sefer haklı olduğunu düşünüyordu Jungguk. Taehyung her ne kadar abarttığını söylese de haklı olduğunu düşünüyordu.

Jimin hala beklenti ile arkadaşına bakmaktaydı. Çift arasında çoğu zaman minik kavgalara şahitlik etmişti ama bu kadar büyüğünü ilk defa görüyordu. En sonunda Taehyung anlatmaya başlamıştı.

"Mingyu'yu biliyorsun Jimin. Eskiden neler olduğunu da. Dün bize bir teklifle geldi. Tasarımlarımızı uluslararası bir projede kullanmayı teklif etti. Bu şirket için harika bir fırsat Jimin. Biliyorum sana da sormam gerekiyordu ama daha teklifi kabul ettiöimi söylemedim. Jungguk'u ikna etmeye çalışıyordum. Mingyu eskiden iyi şeyler yaşamadık evet ama bu artık eskide kaldı. Jungguk fazla abartıyor." Jimin neler olduğunu tam olarak anladığında bu sefer kızgın bir şekilde arkadaşına bakan o idi.

"Ben bile bu teklifi kabul etmem Taehyung. Jungguk iyi yapmış."

Taehyung şaşkın bir şekilde arkadaşına baktı. Oysa o bu teklifi kabul eder. Ona destek olur sanmıştı. Ama farklı bir şey yoktu. Sevgilisinden gördüğü muameleyi şimdi Jimin'den görüyordu."N-ne ? Neden?"

"O herife güvenim yok Taehyung. Onunla bir iş birliği asla yapmam. Ayrıca onun projesine ihtiyacımız yok. Şiketimizi o olmadan da gayet iyi durumda." Taehyung ne diyeceğini bilmiyordu. Kırgındı arkadaşına. Jimin ise bunu fark etmişti hemen. Çocukluk arladaşını kırmak istemiyordu.

"Bak Taehyung, Mingyu'nun sana yaptıklarının aynısını Jungguk'a yapsa kabul eder miydin?" Bu düşünce ile Taehyung'un bedenine tüm sinir dalgalrı sarmıştı. Elbette izin vermezdi. Baışını salladı."Asla." Jimin'in yüzende hafif bir gülümseme oldu.

"O zaman git sevgilinden özür dile ve o teklifi unut tamam mı? Hem teklifi kabul etseydik Mingyu senin peşini blrakır mı sanıyorsun? O herifin nasıl bir şey olduğunu hepimiz biliyoruz Tae."

Taehyung başını sallayarak güldü. Çocukluk etmişti bir anlığına. Boşuna biricik sevdiğini kırmıştı. Hemen üst kata koşmuştu. Jimin onun bu haline gülmüştü. Arkasını dönerek bahçede oynayan yiğeni ile Yoongi'ye baktı. İçi ısınmıştı yine.

Ayağa kalkarak kapıya yaklaştı. İkili kahkaha atarak bahçede kovalamaca oynuyordu. En sonunda Yoongi Jiyoonu yakalarken ikisinide yere atmıştı. Çimenlerin üzerinde nefeslendiği sırada Jimin de onların yanına geldi. "Yoruldunuz galiba." Yoongi yine Jimin'i görür görmez kalbi depar atmaya başlamıştl. Artık bunu engelliyemiyordu ve hoşuna da gidiyordu. Jiyoon ayağa kalkarak amcasına sarıldı. "Amcaaa. Ben şok yoyuydum içeyde teyevizyon izyeye biyiymiyim?"

Jimin yiğenini saçlarını karıştırdıp gülümsedi. "Tabikide izleyebilirsin bebeğim. Hadi sen geç içeri geliyoruz." Jiyoin koşa koşa içerdeki salona gidip uzaktan kumandayı eline almıştı.

Yoongi de ayağa kalkıp Jimin'in yanına geldi. "Ne oldu Jimin? Neden kavga ettiler?" Jimin yüzündeki gülümsemesi ile ellerini arkadan sevdiğinin beline doladı ve yüzünü de boynuna gömdü. Bir süre orada kalıp kokusunu içine çekti ve boynuna minik bir öpücük kondurdu. Bu Yoongi'nin baya hoşuna gittiği için kıkırdamıştı ve aynı zamanda utanmıştıda. "Boş ver. Eve gidince anlatırım. Hem sanırım barışcaklar." Yoongi dudaklarını büzerek "Umarım" demişti. "Jungguk'u ilk defa bu kadar agresif gördüm. Onun için çok korktum."

Jimin başını salladı ardından kendisi ile birlikte Yoongi'yi çimlerin üzerine attı. Altında kalan miniği ona şaşkın bir şekilde bakarken ne kadar da tatlı diye geçirdi içinden. Boynuna eğilip oraya minik minik öpücükler kondurmaya başladı. "J-jimin! Napıyorsun?" Jimin bir şey demedi ve öpücükleri boynundan çenesine oradanda dudaklarına yöneldi. Dudaklarına sulu bir öpücük bırakıp yüzlerini ayırdı.

"Yoongi, ben kendime karşı gelemiyorum. Sürekli seni öpmek istiyorum. Sana sarılmak,yanında durmak,kokunu içime çekmek istiyorum." Yoongi bu sözler karşısında utanmıştı. Ben de istiyorum demek istedi ama sustu. "T-tamam ama burda olmaz. Kalkalım artık." Gözleri jimin'in gözleri dışında her yere bakıyordu bu sefer. Jimin bir elini yoongi'nin çenesine uzattı. "Yoongi...gözlerime bak."

Yoongi zor olsada üzerindeki adamın gözlerinin içine baktı. Fakat bakması daha fazla heyecanlanmasına sebep oluyordu. Jimin yine dudaklarını birleştirdi. Bu sefer hemencecik ayırmadı dudakalarını. Bir süre irada oyalandı. Yoongi karşılık vermeye başlayınca onu kendine daha da bastırdı ve alt dudağını emmeye devam etti. Bayılıyordu onun kiraz tatında dudaklarına.

"Amcaaa! Bakın sıtrey çizin yeni şaykışı çıkmış geyin de izyiyeyim!"

Yoongi dudaklarını ayırdığında ikiside gülmeye başladı. "Bu çocuğa kim k-pop dinlettiriyor bu yaşta?" Jimin'in sorusuna Yoongi gözlerini kaçırdı. "Bilmeeeem!" Jimin'in yüzünde sinsi blr sırıtma oldu. "Sen öğrettin değil mi?" diyip altındaki bedeni gıdıklamaya başladı. Yoongi kahkalar içinde kıvranmaya başlayınca Jimin bu kadar yeter diyip durnuştu.

Yoongi sahte bir kızgınlıkla Jimin'in omzuna vurdu." Çok kötüsün. Kalk üstümden." Jimin gülümseyip ayağa kalkmıştı. "Çok güzelsin."

😁





















Eveettt bu da bitti. Hatalarım varsa aff ola. Tam bakamadım. Fic hakkındaki düşünceleriniz nedir?

Bunlar böyle hızlı ilerlemekle olmaz ben şimdide söyleyeyim:)

Jiyoon stay olmuş aldı başını götürüyor.

Umarım sevmişsinizdir canlarım. Öptüm byee💗💗

Pink Babysitter/YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin