Pink Babysitter/Yoonmin

(12) Beklenmedik olaylar

Hellooo canlarım. Harrrrrika bir yb ile karşınızdayım. Umarım seversiniz. Bol bol yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar.💖

💗

Jiyoon amcasının yanındayken ben de aklımdaki şeyleri almak için alışveriş merkezine gitmiştim. Kadın reyonuna geldiğimde rengarenk dizilmiş eteklere,croplara ve şortlara göz attım. Evet eskiden feminist bir şekilde etek ve crop giyerdim. Dışarı çıktığımda fazla sorun olduğu için genelde evde giyinirdim.

Ama şerefsiz babam sayesinde bunu öğrendiğinde eteklerimin hepsini atıp, bir güzel de dayak atmıştı. Artıl onları giymesemde pembe ve renkli şeyler giymeye devam ediyordum.

Bir sere etek ve cropları arabaya düzdüm. Türlü türlü fileli çoraplar hatta kedi kulaklı toka bile almıştım. Eh babam beni evkatlıktan redd edince annem beni bir başıma bırakmamıştı. Her ay babamdan gizli kartıma para yolluyordu. Bu yüzden de para sıkıntım yoktu.

Bakıcılığı ise sadece sevdiğim için yapıyordu. Güzel sanatlar fakültesni bitirdikten sonra çalışmamıştım. Sadece arada resim çizip satıyordum. Ama bir ara bunu büyütüp sergi yapmayı da düşünüyordum.

Elimdeki tonla poşetle dışarda taksiyi bekliyordum. 5 dakika içinde taksi gelmişti. Pek uzun sürmeyen yolculuktan sonra eve varmıştım.

"Yunki hyung geydiii!"İçeriye girdiğimde Jiyoon sevinçle yanıma koşup dizlerime sarılmıştı. Heyecanla elimdeki poşetlere bakıyordu. Tabii ki de minik bebeğimi unutmamıştım. 2 tane poşeti ona uzatarak eline verdiğimde diğerlerini tekrar elime aldım. Odama geçicekken Jimin bir anda karşımda beliri vermişti.

"Bunlar ne?" diye soru yönelttiğinde "Alışveriş yaptım kendim için."diyip omuz silktim. Sürekli onun kiyafetlerini giymeme gerek yoktu. Her ne kadar hoşuma gitsede.

Jimin'i geçiştirip kendi odama yöneldim. O hali gözümün önünden gitmiyordu. Çok yorgun görünüyordu. Dokunsam ağlayacak gibiydi. Onu hala çok seviyordum, aşıktım da. Ama ona güzelce çektirmeden de pes etmeyecektim.

Akşam yemeğini Jimin kendi çapında pzür amaçlı hazırlamıştı. Yemek yerken Jimin'e hiç bakmıyor sadece Jiyoon'a odaklanmış gülerek sohbet ediyorfum. Jimin şu an dışlanşyor gibi olabilirdi ama umurumda da değildi ve sanırım Jiyoon da aramızdaki bu gerginliği farketmişti.

"Yunki hyung neden amcamla hiç konuşmuyoyşun?" Jimin'in üzerinde bakışlarımı o sadece başını sallamktaydı. Daha sonra Jiyoon'a bakarak "Ben...bu gün Yoongi hyung'unu çok kırdlm. Bu yüzden de bana trip atıyor."

Trip mi? TRİP Mİ? Ulan bakmam benden iri olup olmamasına bir tane çakarım yere yapışır Busan tavuğu!

"Pardon? Ben size tripli falan değilim Bay Park. Sadece kızgınım ve affetmeye hiç niyyetim yok." Süründürdükten sonra bakarız.

Jiyoon kaşlarını çatarak  "İnanamıyoyum şana amca! Yunki hyung'uumun o minicik kaybini naşıy kıyayşın?" söylenmişti. Senin o minik kalbini yerim çocuk.

"Ama tatlım ben özür diledim. Yoongi hyung'un beni hiç affetmiyor." Derken dudaklarınl büzerek bana baktı. Tatlı görünüyordu evet ama ben o oyunlara gelmem bir kere.

"Demek çi Yunki hyung'umu şok kıymışşın amca. Şenden bekyemejdim. Oh oymuş şana. Affetme Yunki hyung." Jiyoon kollarını göğsünde bağlayar böyle konuşması çok hoşuma gitmişti. Bacak kadar çocuk ama baya akıllıydı. Hiç amcasına çekmemiş belli.

Jimin yine somurtarak kafasını salladı. Yemeğine dönüğ oynamya başladı. Zaten doğru düzgün bir şeyde yememişti. Ona kızgındım ama neden bu hali beni bu kadar üzüyordu?