Pembe giymeyi seven sevimli Min Yoongi Park Jimin'in yiğenine bakıcılık için işe başlamıştı.
‼️Kitabın devamı @jiyoonenayisi_14 hesabında yayınlanmaktadır‼️
Başlangıç:~30.06.24~
top:jimin
bottom:yoongi
2.kattaki lavobodan Jiyoon'un sesini duymakla telaşlanmıştım. Ellerimi hemen durulayıp telaşla lavobodan çıktım. Merdivenlerden ikişer ikişer inerken son anda kendimi ara holde buldum.
"Jiyoon ne oldu?"
Telaşlı çıkan sesimle kapıya ilerlediğimde kapının pervazında duran adamla duraksadım. Çok...çok güzeldi. Süt gibi beyaz teni,kömür gözleri, gül kurusu dudakları. Kahretsin benim pembeye zaafım vardı ve bu adam karşımda bu haliyle o kadar tatlı görünüyordu ki.
Sonunda akllmdaki saçna fikirleri bir kenara bıraktım ve yavaşça yaklaşıp gülümsedim. "Hoş geldiniz. Buyurun içeri geçin."
O da aynı gülümsemeyle "Hoşbulduk." dedi ve içeri geçti. Gülerken çıkan damakları gözüme çarpmıştı. İnci gibi dizilen dişleriyle çok güzel gprünüyordu.
"Amca, bu abi çim?"
Yeğenimin sorusuyla elimi miniğimin omzuna koydum ve diğer elimle adamı göstererek "Bu senin yeni bakıcın. Ben şirkette olduğum zamanlarda sana bu abi bakıcılık edecek. Adı..."
Hay kafamı sikeyim! Telaştan adamın adını sormayı unutmuştum. Fakat o bunu fark etmiş olmalı ki hemen cevap vermişti.
"Yoongi. Adım Min Yoongi."
"Ah, evet. Yoongi," Ben niye heyecanlanıyorum ki..." Kusura bakma adını sormayı unutmuşum."
"Sorun değil." diyerek yine samimi bir gülüş kondurmuştu suratına. Ancak sonradan benim tatlı yiğenimin dediği şeyle yerin dibine girmek istemiştim.
"Oh.. Jimin'in 'Ji'si ve Yoongi'nin 'Yoon'unu biyyeştiyince 'Jiyoon' oyuyooy! İnanamıyoyum! Benim adım yeşşmen şift işmi cibi!"
Ben Jiyoon'a şaşkınlıklar içersinde bakarken Yoongi kıpkırmızı olmuştu. Bir de utangaç! Yiye- BİR DAKİKA!Ne diyorym ben? Kendine gel aptal Park Jimin. Evet bu dediği şey yüzünden tabiki de Jiyoon'u bir güzel pataklamayacaktım...
"Ji, ne saçmalıyorsun sen? Hadi geçelim içeri." dememin ardından yine dudaklarını büzmüştü. Bu dediğim onun moralini bozmuş ola bilirdi ama ben koskoca 25 yaşında adamım. Ergen çocuklar gibi kendimi bir başkasıyla shipleyemezdim. Her ne kadar hoşuma gitmiş olsa bile...
Salona geçtiğimizde Yoongi'ye oturması için yer gösterdim. O , L şeklinde koltuğa geçince ben de tam karşısındaki tekli koltuğa oturmuştum. Yeğenim hala bana ve Yoongi'ye garip bakışlar atıyordu.
"Amca, neden benim işin biy bakıçı tuttun? Eyer annemley işteşeydi tutayyaydı." Bu yaşta bu zeka bence fazla bu çocuğa. Hiç babasına çekmemiş belli. Hemen onu kucağıma alıp dizlerimin üzerinde otturttum.
"Anlıyorum, birtanem. Ancak biliyorsun ki ben şirkette tüm gün çalışıyorum. Sana bakamam. Bu yüzden ben eve gelene kadar sana Yoongi hyung'un bakacak. Şirketten gelince de seninle ilgileneceğim. Söz. Hatta senin için eve erken dönmeye çalışacağım. Sakın bundan annenlere bahsetme. Tamam mı?"
Soruma karşılık dudağını tekrar büzmüş ve "Tamaym. Şöj." demişti. Bu tatlı hali karşısında gülümsedim ve ellerimi iki yana açtım." Hadi amaa. Asma suratını. Ver amcaya bir kucak!" Ardından hemen kıkırdayım minik kollarıyla bana sarıldı. "Önemyi deyil amcacıım," sonra kafasını Yoongi'ye çevirdi "Hem ben Yunçi hyungu şok şevdim. Şok tatyı. Onunya kaya biyiyim."
Bu dediği beni mutlu etmişti. Jiyoon normalde kendinden büyüklere mesafeli davranır ama Yoongi'yi sevmesi işime gelirdi.