Bölüm 13 | Eskiden nasıldık?
Dünya'dan
Gergin bir şekilde yatağın kenarında oturmuş, hâlâ uyuyan Alkım'a baktım. Çoktan uyanmış olması gerekiyordu, fakat hâlâ uyuyordu. Bu beni yavaş yavaş endişelendirmeye başlamıştı elbette. Yoksa ilaçta bende yaranmayan bir yan etki mi yarandı? Acaba onun vücudundaki ilaç bu panzehire karşı mı koyuyordu?
Olabilir miydi böyle bir şey? Tahir bu kadar zekice bir ilaç yapmış olabilir miydi? Ama neden? Neden onu öldürecek bir ilaç yapar ki? Sonuçta onu gerçekten çok seviyordu ve korkuyordu. Neden ona böyle bir şey yapsın?
Tabii ki bu aptal soruların cevabı yoktu. Eğer böyle bir şeyden haberim olsaydı onu ortadan kaldırmadan önce en azından sebeplerini sorup, panzehiri alırdım. Fakat şimdi geriye gidemem. Yapacağım bu şey ikimiz hayatındaki her şeyi değiştirebilir. Bunu riske atamam.
Sadece bekleyecek ve ilacın onda ne etkiler yapacağını göreceğim. Sadece bunlar gerekli şimdilik. Kalkıp Hasan'ın yanına gitsem de, onun da beklemem gerektiğini söyleyeceğini biliyorum. O yüzden boşuna kendimi yormayacağım.
Odanın kapısı açıldığında düşüncelerimden sıyrıldım. Gelen Mete ve Sevgi'ydi. Mete direkt olarak ona yaklaşıp, elini avucuna koyarak, "Hâlâ uyanmadı ve ateşi var." diye mırıldandı.
Kafamı salladım sadece. Yanımda oturan Sevgi, "Belki de Yeşim'den onu gücüyle iyileştirmesini istemeliyiz. Bu uyanmasına yardım edebilir." diye bir öneri sundu.
Fakat ben hemen, "Hayır, buna gerek yok. Sadece uyanmasını bekleyelim. Her küçük şey için Yeşim'i çağıramayız." diye cevap verdim.
Bu hızlı ve garip cevabım onu şaşırttı. Çünkü geldiği günden itibaren Alkım'a bağlı olduğumu biliyordu. Ayrıca ikimiz arasındaki her şeyi bilen tek kişi de oydu. O yüzden bu cevap tabii ki onu şaşırtmıştı.
Ama bu cevabı verme sebebim panzehirdi. Belki Yeşim uzun zamandır Alkım'ı zehirleyen ilacı iyileştiremez, fakat onun vücuduna daha yeni giriş yapmış panzehiri temizleyebilirdi. Bu yüzden şimdilik bunu riske atamam.
Mete karşımdaki koltuğa otururken, "Herkes bahçede, gelmek istiyor musun?" diye sordu.
Kafamı iki yana sallayarak, "Hayır, siz çıkın isterseniz. Ben kalacağım burada." dedim.
Sevgi kalkıp gitmese de, Mete kafasını salladı. Son kez yatakta yatan Alkım'a baktıktan sonra odadan çıktı. Artık ben, Sevgi ve yatakta yatan Alkım kalmıştık.
Sevgi oturduğu yerden kalkıp geldi Mete'nin az önce kalktığı yere oturdu. Gözleri sorgular bir şekilde yüzümde gezinip duruyordu. En yakın arkadaşım olarak tabii ki bir şeyler çevirdiğimi biliyordu. Bir şeyleri ondan gizlemekte ne kadar iyi olsam da, o da anlamakta iyiydi.
Sevgi, "Yine neler çeviriyorsun? Normalde Yeşim'i buraya getirip, onu uyandırmak için ilk sen koşardın." diye başladı.
Beni bu kadar iyi tanımasıyla dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı. Doğru, şu an bile zar zor duruyordum.
Derin bir nefes alıp, "Tahir Alkım'a bir ilaç enjekte etmiş. İlaç yıllar içinde onu zehirleyip, öldürüyor. Hasan amcadan ona panzehir yapmasını istedim. Şimdi işe yarayacak mı görelim." diye mırıldandım.