Zeynepin bugün kursu yoktu o yüzden hanımlara yardım etmek için mutfağa gitti, annesi de oradaydı. Zeynep onlara yardım ederken ona seslenen hasnaya döndü.
Hasna: zeynep kızım, bak bu tabağa alıp cüneyd efendiye götürebilirmisin? Çeşmenin oraya bulabilirsin onu
Meryem itiraz edip başka biri götürsün demek istese de bi şey diyemedi.
Zeynep: tamam hanımanne
Zeynep yemekleri alıp cüneydin yanına gitti, cüneydin sırtı ona dönüktü zeynepte bir şey demedi yemeği bıraktı ve arkasına döndü tam giderken duyduğu sesle geri döndü cüneyde.
Cüneyd: su akmıyor, ...., akmayan çeşmeye çeşme dinir mi?
Zeynep: bir gün akar belki
Cüneyd: ya akmazsa?
Sonra zeynepe döndü ve gözleriyle yemeğe işaret edip sordu
Cüneyd: zeytin yağlı mı?
Zeynep evet anlamında başını salladı
Cüneyd: iyi soğucak derdi yok o zaman, takip et beni, akanla akmayan nerede birleşir gör
Zeynep tereddüt etse de takip etti cüneyde, sonra mezarlığa geldiklerini görünce cüneyde baktı hiçbir şey demeden sadece onun söylediklerini dinledi.
Cüneyd: senden benden önce de vardı bugün bu gece felek dönüp durmadaydı hep bu gördüğünce usulca bas toprağa, çünkü bastığın yer bir güzelin gözbebeğiydi
Sonra bir mezarın başında durdular (Gülayşe Güneş)
Zeynep kafasını cüneyde çevirip sordu
Zeynep: anneniz mi?
Cüneyd hiçbir şey söylemedi zeynepte elini kaldırdı ve dua etmeye başladı bitince elini yüzünü sürdü, cüneyd zeynep duasını bitirdiğinde konuştu
Cüneyd: sende buraya gireceksin
Zeynep cüneyde öylece baka kaldı hiçbir şey söylemeden ama içinden şunu geçiriyordu "ay ne diyor bu ya, yoksa kütüphanesine girdim diye beni öldürmeye mi düşünüyor"
Cüneyd: bir gün bende
Zeynepin iç sesi "ha tamam herkesin sonu ölümdur diyor çok şükür, bir anda korktum"
Cüneyd elini arkasına birleştirdi ve yürüdü ama zeynepin arkasından gelmediğini fark etti, dönüp ona baktığında zeynep yere çökmüş elini aldığı sopayla toprağa bi şeyler çiziyordu, sonra tekrar zeynepin yanına adımladı
Cüneyd: şimdi de ben merak ediyim o zaman, ...., ne bu?Zeynep çizdiği şeyleri işaret ederek: yarı çap, buda dairenin merkezi, tabiatta her şeyin herkesin bi merkezi var (sonra ayaklandı ve devam etti mezara işaret ederek) belki de burası sizinkidir
Cüneyd bir anda gelen arifi görünce hemen zeynepin çizdiklerine ayaklarıyla sildi ve biraz hiddetle konuştu: yeter bu kadar, kim gönderdi seni?
Zeynep başını eğip konuştu: yemek götür dediler
Cüneyd: gölgenle yemekten başka ne taşırsın HABERİN YOK MU SENİN?
Zeynep buna karşılk oda biraz hiddetli konuştu ama bağırmıyordu: niye bağırıyorsunuz cüneyd efendi? Ben yanlış bir şey yapmadım bana bağırmanız için
Sonra cünyde cevap fırsatı dahi vermeden koşarak mutfağa döndü. Zeynep böyle bir kızdı asla hakkını yedirmezdi herkese saygısızlık yapmadan cevap verirdi ama annesi ve babası karşısında asla böyle davranmazdı, davranamazdı daha doğrusu, çünkü onların karşısında olunca sanki kendini savunmaya bilmeyen küçücük bir çocuktu sadece, yada buna hakkı yoktu, öyle düşünüyordu zeynep, yada öyle düşündürdüler.
Zeynep çok hassas bir çocuktu, çok çabuk üzülüyor ve alınıyordu ama bunu hiç kimseye belli etmiyordu, her şeyi içine atıyordu çocukluğundan beri, çünkü doğrusunun bu olduğunu inanıyordu.
Zeynep mutfağa girdiğinde annesi onu bi kenara çekti
Meryem: niye geç kaldın bu kadar ne oldu, bana bak sana bir şey mi yaptı yoksa cüneyd efendi
Zeynep: yok ya ne yapacak Allah aşkına olur mu öyle şey? ...., annesinin mezarına götürdü sadece bende dua edip geldim
Meryem: iyi peki, hadi sen hazırlan o hanımın evine gidicez
Zeynep: şimdi mi? Babama ne diyeceğiz?
Meryem: ban sabah onunla konuştum, ama Allah affetsin yalan söyledim, hastaneye gideceğimizi söyledim oda tamam geç kalmayın dedi
Zeynep: iyi hadi gidelim o vakit
---------------
Birgülün gönderdiği adrese geldiler ve kapıyı çaldılar, açan kadınsa baya bi acelesi varmış gibi görünyordu, zeyneple meryemi içeriyi buyur etti.
Beste aceleile konuştu: hoş geldiniz ben de size bekliyordum, ben verdiğim sözü tutucam ot (meryeme küçük bir kart uzatarak devam etti) bu benim numaram bana burdan ulaşabilirsiniz, yanlız hiçkemseye numarıma vermek yok, yoksa maalesefki sözümü tutamayacam, (sonra meryemin eleni tutup, samimi bir gülümseme ile ve hafif dolan gözlerle konuştu) ev sana emanet
Sonra hızlı hızlı valizini alıp çıktı evden, ikili ne yapıcağına bilmez halde öylece baka kaldılar kapının arkasından, sonra birini bulma ümidiyle üst kata çıkmışlar ama bitane odanın kapısı açıktı ve gördükleri şeyle şoka girdiler ikisi de, yere yatan yaşlı bi adam vardı nefes almaya çalışyordu ama çok zorlanyordu, ilk kendine gelen zeynepti ve daha fazla vakit kayıp etmeden koşarak odaya girdi, bunu fark eden meryemse hemen kızının peşinden gitti, zeynep odaya girince hemen o mavi töpü gördü ve yaşlı adamın nefes alabilmesi için taktı ama fark ettiki bitmişti o töp, meryemde yaşlı adamın kafasını kucağına almış korkuyla dua okuyordu
Zeynepte aynı korkuyla: bitmiş bu ne yapıcağız?
Meryem: başkası var mı diye bak etrafa çapuk
Zeynep aradı ve buldu, çıkarttı ve bağlamaya başladı hızlı hızlı çokta uzun sürmedi sanyeler içerisinde bağladı: tak tak bağladım
Meryemde taktı sonra hızlanan kalp atışını yavaşlatmak istermiş gibi yaşlı adamın kafasını kucağından indirip arkasına yaslandı sonra derin derin nefesler almaya başladı, tam o esnada aşağıdan gelen sesler duyuldu biri "beste neredesin" diye seslenyordu galiba evin sahibidir diye döşündü meryem o yüzden kızınıda alıp hemen indiler.
****************************
Selamünaleyküm
çok geç kaldım biliyorum kusura bakmayın, aslında gün içerisinde yayınlamaya düşünyordum ama maalesef ki tatsız bir olay yaşandı, dayımın evinde büyük yangın çıktı, ama çok şükür hiçkemseye bir şey olmadı, bende ailemle birlikte onlara yardıma gittim kalan eşyaları toplayıp temizlemek için 🥺
Allah dayıma ve ailesine sabır ve güç vermisi için dua edin lütfen 🤲🏻
*****************************
Umarım beğenirsiniz, yazım hatalarım varsa özür dilerim, lütfen oylarınıza ve yorumlarınıza eksik etmeyin, gelecek bölümlerde görmek istideğiniz sahneler varsa yorumlara yazabilirsiniz 😇
Allaha emanet olun 🫶🏻🫶🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Solmuş gülüm {Cünzey}
RandomCan o güzel yüzüne vurgun Neyleyim Gönül tatlı diline tutkun Neyleyim Can da gönül de sır incileriyle dolu Ama dile kilit vurmuşsun Neyleyim Ömer Hayyam