Cüneyd: Zeynep yemin ederim tam kız çocuğu gibisin ha
Zeynep: ben en azından çocuğum sen her geçen gün daha da yaşlanıyorsun, neyse sen beni götürecek misin onu söyle
Cüneyd: niye gitmek istiyorsun?
Zeynep: ne demek niye gitmek istiyorsun Cüneyd? Bir ay oldu evden dergaha dergahtan eve bıktım bunaldım artık, arada babamın evine gidiyorum ama ev işleri diye de erken dönüyorum
Cüneyd: tamam, yarın sabah ben seni babanın evine bırakırım akşamda uğrarım beraber döneriz, boşver ev işlerini yarın
Zeynep: istemiyorum, lunaparka gitmek istiyorum ben
Cüneyd: ya Zeynepim, benim dergahta işlerim var nasıl götüreyim seni?
Zeynep: senin her gün dergahta işlerin var, az önce demiyor muydun bana ev işlerini boşver diye, sen de dergah işlerini boşver en azından bir günlüğüne
Cüneyd: iyi tamam, yarın sabah kahvaltı yaparız sonra tüm gün dışarda olacağız, ben şimdi amcama yarın gelmeyeceğimi söyliyeyim
Cüneydle Zeynep evleli bir ay olmuştu, aralarında yanlışlıkla olan küçük temaslar haricinde, bir temas olmamasına rağmen çok güzel giden bir evlilikleri vardı, iyi anlaşıyorlardı, sanki birbirlerinin en iyi arkadaşı olmuş gibiydiler, birbirlerine bazen (Zeynepim, ve Cüneydim) diyorlardı, başta öyle demiyorlardı, hatta demeye utanırlardı, ama zamanla Cüneyd şaka yaparak Zeynebe Zeynepim derdi, Zeynepte bu şakaya karşı Cüneydim derdi, o yüzden şimdi hiç çekinmeden utanmadan birbirlerine böyle hitaplarda bulunuyorlar
bu süreç zarfında da Cüneydin tedavisi çok iyi ilerliyordu, eskiden olduğu gibi çok krize geçirmiyordu, bir ayda sadece bir veya iki kriz geçirmişti, Zeynepte Cüneydin her zaman yanındaydı, iyi olması için elinden geleni fazlasıyla yapıyordu. Cüneyd de Zeynebin yanındaydı, Feyza, Zeyneple Cüneydin arasında fitne sokmaya, Zeynebe büyü yaptı diye iftira atmaya çalışsada, Cüneyd buna izin vermedi, ona vaktı-mekatıl hükümünü vermek istedi, ama amcası için vermedi
Cüneyd kapının önünde durmuş Zeynebi bekliyordu, alıştı artık Zeynebin hazırlanmasının uzun sürmesine o yüzden hep çıkmadan iki saat önce Zeynebe "şimdi gidiyoruz" diyor, ama Zeynep yine de geç kalıyordu
Cüneyd: Zeynep hadi geç kaldıkZeynep merdivenlerden inerken konuştu: geldim ya geldim, ne car sanki biraz sabır etsen
Cüneyd kapıyı açtı ve çıktı, Zeynepte çıktıktan sonra kapıyı kapattı ve kilitledi, ikisi beraber dergaha doğru yürümeye başladılar
Cüneyd: biraz dediğin tam 2 buçuk saat farkında mısın acabaZeynep: bu benim geç kalmamış halim Cüneydim
Cüneyd: bir de geç kalsaydın Zeynepim
İkisi hafif gülerek ve sohbet ederek yola devam ettiler, yolda onlara selam veren fanilerin selamını da alıyorlardı, dergaha vardıklarında Cüneyd kütüphaneye Zeynepte mutfağa gittiler, bir kaç saat sonra tekrar eve döndüler, namazlarını kıldılar ve yattılar
Sabah oldu, Cüneydle Zeynep erkenden uyanıp kahvaltı yaptılar, gidecekleri lunaparkla evin arasında yaklaşık üç buçuk saat yol olduğu için, erken çıkmak istediler, arabayla giderken ikisi sohbet ediyorlardı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Solmuş gülüm {Cünzey}
CasualeCan o güzel yüzüne vurgun Neyleyim Gönül tatlı diline tutkun Neyleyim Can da gönül de sır incileriyle dolu Ama dile kilit vurmuşsun Neyleyim Ömer Hayyam