Naim biraz yüksek bir sesle: Zeynep hadi ama güzel kızım geç kalacağız şimdi
Zeynepte aynı ses tonuyla konuştu odasından: tamam baba geliyorum
Daha fazla bekletmeden çıktı Zeynep odasından elinde kutusuyla tam o esnada Meryem konuştu "hah sonunda geldin kızım ya"
Zeynep: geldim işte, kutumu arıyordum
Meryem: Aman ne önemli kutuymuş ya bu
Naim: iyi hadi daha fazla geç kalmadan gedilim
Yola çıkmılardı üçlü memleketlerinden İstanbula gidiyorlardı, Sadi hüdayi onlara dergaha çağırmıştı, zeynep ve meryem deprem oldu diye gidiyorlar sanıyordu ama naim asıl sebebi onlara söylememşti, zeynepise çok heyecanlıydı artık hayatı değişecek, artık okuyabilecek, yıllardır kurduğu hayale yaklaşıyor diye, ama bir yandanda asla böyle bir şey olmayacağına biliyordu çünkü babası asla izin vermezdi okumasına, lakin onu ikna etmek için çapalayacaktı zeynep. Aslında genç kızın kendisini İstanbul'da nelerin beklediğinden, yaşanacak olayların hayatının gidişatını değiştireceğinden haberi yoktu.
---------------
Surların tepesinde ellerine arkasına birleştirmiş bir şekilde duruyordu genç adam, gözlerini kapatmış derin derin nefesler alıyordu, kaç saattir burada bu şekilde duruyor? bilmiyor ama ona iyi geliyordu burada böyle durmak hiç rahatsız edilmeden, burda cüneyd efendi değil sadece cüneyd oluyrodu.
Güvenlik görevlisi: sen kimsin?
Cüneyd: ----
Güvenlik görevlisi: burada duramazsın yasak in aşağı hadi
Cüneyd: ----
Güvenlik görevlisi: bana bak intihar falan mı etmeyi çalışyorsun yoksa?
Güvenlik görevlisi cüneydtan bi cevap alamayınca onu surlardan uzaklaştırmak için kolundan tuttu ama anında yüzünde büyük bi acı hissetti
---------------
Yavaş Yavaş kahvesini yudumlarken konuştu sadi: ya işte öyle hasnam bende mürşid babamın isteği üzere çağırdım onlara
Hasna tam ağzını açıp birşey söylecekken kapı alacaklı gibi çalmaya başladı, ardından sadi büyük adımlarla kapıyı ilerledi ve açtı karşısnda nefes nefese kalmış arifi görunce kaşlarına çattı ve konştu
"hayırdır arif efendi bu ne hal"
Arif nefes almaya çalışırken: ho.. hocam cüneyd efendiye karakola almışlar
Sadi kaşlarını çattı: neyi .... ne için
Arif: surlara çıkmış sonra bir güvenlik görevlisini saldırmış
Sadi biraz sinirlanmiş bi şekilde: olğum onun ne işi varmış surlarda? ... bahadır nerde? niye yanında değildi?
Arif ellerine önune birleşterdi ve başına eğidi:....
---------------
Cüneyd ellerini arkasına birleştirmiş başı dik bi şekilde çıktı odadan, amcasının "cüneydim iyimisin yeğnim" sorularına duyuyordu lakin cevap dahi vermeden yolunu polislerle devam etti. Herhangi bir akıl hastalığından muzdarip olmadığından emin olmak için onu hastaneye götüreceklerdi, yoksa neden surlara çıkıp sonra durduk yere güvenlik görevlisine saldırsın ki?
*******************************
Herkese selamlar, ilk bölümu yazdım, umarım beğenirsiniz yazım hatalarım varsa özur dilerim lütfen oylarınıza ve yorumlarınıza eksik etmeğin, gelecek bölümlerde görmek istideğiniz sahneler varsa yorumlara yazabilirsiniz 😇
Allaha emanet olun🫶🏻🫶🏻

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Solmuş gülüm {Cünzey}
Ngẫu nhiênCan o güzel yüzüne vurgun Neyleyim Gönül tatlı diline tutkun Neyleyim Can da gönül de sır incileriyle dolu Ama dile kilit vurmuşsun Neyleyim Ömer Hayyam