9

295 23 25
                                    

Artık zaman geçiyor, tezel ailesinin dergaha taşınalı iki ay oldu, bu süreçte de zeynep annesini ikna etmeye başardı ve her gün olmasa da çoğu zaman gidiyordu zeynep suavinin yanına, çok şey öğreniyordu, ilk zamanlar mirayla hiç anlaşamıyordu, ama zaman geçtikçe çok yakın arkadaş oldular hatta arkadaştan öte kardeş oldular birbirlerine, birbiri hakkında her şeyi anlattılar ve hiçbir şeyi saklamaz oldular, ama zeynep miraya kardeşi gibi saysada ona bazı şeyleri söylemedi, abisinin çocukken öldüğünü söyledi ama nasıl öldüğünü mira çok sorsada söylemedi.

Cüneyd bu iki ayda hiç bir değişiklik olmadan hayatına devam etti, bazen zeynepi düşünüyordu, ama sonradan unutuyordu kendinden, nasıl böyle düşünüyordu diye, ama iki gündür amcasının ona söylediği sözleri dili gibi düşünüyordu, amcası ona zeynepten bahsetti, eğer cüneyd rıza gösterirse vakti vefak olacaktı, ama cüneyd zeynepin rızası var mı diye merak ediyordu, aynı zamanda da leventile seansları devam ediyordu ve çok iyi geliyordu.

---------------

Yeni bir akşam vaktinde oturuyordu zeynep salonda, annesi kahve yapmak için kalkarken naim konuştu

Naim: meryem otur sen, zeynep yavrum kalk kahveyi sen yapta senin elinden içelim bakalım, hem sen artık büyüdün ev işlerini öğrenmen gerek kızım

Zeynep: baba ben zaten ev işleri yapmaya biliyorum da, sen benim elimden kahve içmek istiyorsun diye mi yoksa yapmaya öğreniğim diye mi yapmama istiyorsun anlamadım

Naim: her ikisi kızım hadi kalk

Zeynep tamam deyip kahve yapmaya gitti, o sırada meryem hemen naimi döndü ve zeynep mutfağın kapısını kapattığı için rahat etti biraz

Meryem: ne yapıyorsun sen efendi, ne bu imalar?

Naim: hayırdır meryem, sen benden hesap mı soruyorsun?

Meryem: estağfirullah, ne haddime, lakin biz bu konuyu konuştuk, kızın haberi bile yok, o daha çok küçük, reşit bile değil, ne olur etme eğleme gözünü seveyim efendi

Naim: haberi yoksa da olacak, hem benim kızım küçük falan değil, maşallah büyümüş hanım olmuş, evlilik yaşına geldi artık, hem ne olmuş reşit değilse? Bir kaç aya reşit olur, sen karışma, hele bu evliliği bozmaya çalış, hesabını mürşit hazretlerine verirsin, neticede onun torunuyla evlenecek benim kızım

Meryem: ya Allah rızası için, en azından biraz büyüsün öyle evlensinler, eğer sen onu bu yaşta evlendirirsen seni affeder mi sanıyorsun? O yeni toparlanmışken, her şey yoluna gidiyorken başa dönemeyiz, o eski haline dönerse dayanamaz biliyorsun, ki bunu biz de dayanamayız, ne gerek var şimdi onu üzmeye?

Naim duraksadı, düşündü, evet doğru söylüyor meryem, zeynepin hali hal değildi bunca yıl, hayatını bile normal bir şekilde yaşıyamadı, sadece bir yıldır iyi olabildiği için onu hiç bir şekilde üzmemeye çalıştılar, ...., ama bir yandan da bu izdivacı mürşit efendi istedi ona hayır diyemezdi ki, hem zaten mürşit torunuyla evlendirecek kızını, Allahın izniyle hayırlı bir izdivaç olacaktır, ama affetmez miydi gerçekten rızası olmadan evlendirirse? Hemde bu yaşta.

Meryem naimin sessizliğini fark edince ümitlendi bu işten vazgeçecek diye, naimde düşünceleri öyle dağılmıştı ki, ona seslenen zeynepi duymadı bile.

Zeynep: baba, ...., babaa, ...., babaa kahveni gitirdim!

Naim: hı ne var kızım ne bağırıyorsun

Zeynep: sesleniyorum sesleniyorum cevap vermiyorsun, kahveni gitirdim

Naim "pardon yavrum dağılmışım, elini sağlık" diyerek kahvesini içmeye başladı

Zeynep: afiyet olsun

Solmuş gülüm {Cünzey}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin