🎵First day of work (Han Dong Geun)🎵
Minho
Nasıl oldu bilmiyorum ama bir şekilde aynı yatakta uyumayı kabul etmiştim. Yatağım iki kişilik olduğu için fazla endişe etmiyordum. Ama sonra onun erkeklerle yattığı aklıma geldi. Yatmaktan bahsediyorum.
Bu yüzden gerildim. Aramıza bir yastık koydum. Bir işe yarayacağından değildi. Sadece ona 'seni istemiyorum' mesajı vermek içindi. Ve işe yaramıştı. Güzel bir uyku çekmiştim. Yanımda bir yabancıyla uyumuyormuşum gibi mışıl mışıl uyumuştum.Ta ki aletimin üzerinde tatlı bir dokunuş hissedene kadar. Uykum hafifti, bu yüzden anında uyanmıştım. O uyuyordu. Bilinçli yapmamıştı. Sadece kolunu uzatmıştı, ve şans eseri eli aletime deymişti.
Deri bir nefes aldım ve elini oradan çekmek için uzandım. Birden parmaklarını eşofmanımın üzerinden olsa bile aletime doladı. Sonra inledi.
"Han!" diye fısıldadım öfkeyle.
Ancak o kesinlikle uyuyordu. Horultu sesi geliyordu. Ve inilti sesi.O parmaklarını daha da sıktıkça ben elimde bile olmadan bacaklarımı aralıyordum. Sertleştim. Tanrım. Alt dudağımı ısırdım ve onun elini çekmek için uznadım.
"Harim-ah." diye inledi ve bana doğru sokuldu. Harim kimdi bilmiyorum ama daha önce seviştiği bir çocuk olmalıydı. Ancak şuan ki pozisyonumuzu düşünürsek bu umrumda bile değildi.
"Han." diye fısıldadım sadece.
"Hı?" diye inledi karşılık olarak.
"Ben Harim değilim. Bu yüzden lütfen hemen bırak beni."
"Hııh?" kaşlarını çattı, aletimi saran parmakları gevşedi. Cidden sınıra gelmiştim. Boşalmam lazımdı.Hızlıca ayağa kalktım ve hızımı koruyarak sessizce tuvalete koştum. Bu cidden tuhaf ve... dürüst olmak gerekirse hoş bir deneyimdi. Kız arkadaşımdan daha çok boşalmama yardımı dokunmuştu. Eunmi'den cidden ayrılmalıydım. Ancak Japonya tatilinden önce olmazdı, çok üzülürdü. Sonrasına bırakacaktım. Bu daha iyi olacaktı. En azından öyle umuyordum.
İşimi halledip bir süre şok içinde tuvalette oturdum. Bir erkeğin bana dokunması beni nasıl azdırmışrı ki?24 yaşındaydım. Tanrım, koskoca 24 yaş! Ve biranda hayatıma kısa süreliğine dahil olmuş bir adam sayesinde eş cinsel falan olduğumu mu fark ediyordum ben? Bir saniye. Ben cidden gay miydim şimdi?
Tırnaklarımı kemirmeye başladım. Tanrım Eunmi acınacak haldeydi. Gay bir erkek arkadaşı vardı. Siktir. Aydınlanma yaşamıştım resmen.Aklımdan geçen şeyler pek hoş değildi. Şimdi o herifin yanına gidip onu uyandırmak ve biraz sikişmek istiyordum. Sonra hiçbir bok olmamışcasına kız arkadaşımın parasıyla Japonya'ya tatile gidip yatmak istiyordum. Cidden bir şeytanın düşünceleri kadar çirkin ve kulağa tatlı gelen düşüncelerdi.
Bir kez. Diye düşünüyordum. Tek gecelik bir şey.
Hayatımda ilk kez böyle hissediyor olmam 24 yaşındaki bir yetişkin için gerçekten yeniydi. Sanırım ilk kez birinin içine girmek için çekici bir arzu duyuyordum. Onu tanımıyordum bile. Aynı yatakta uzandığım bir herifti işte. Ve bu herifin gay olduğunu biliyordum... yatağımda yatıyordu...Tuvaletten çıktım ve sessiz olma zahmetine girmeden yatağa döndüm. Yatağa oturmamla bir gıcırtı odayı inletti.
"Han." diye seslendim. Sesimi tam anlamıyla yükseltmemiştim. Ancak sessiz de değildim.
"Han." diye tekrar ettim.
"Hı?"
"Tek gecelik." dedim.
"Ney?" diye mırıldandı. Hala gözleri kapalıydı ve başını yastığından kaldırmamıştı.
"Tek gecelik diyorum!" dedim daha yüksek ve öfkeli bir sesle.
"Ney tek gecelik?" diye sordu.
"Bi' gözlerini açar mısın?"
"Saat kaç ki?"
"Gece. Zaten o yüzden tek gecelik diyorum ya amına kodumun... kalk."
"Ne diyorsun lan." dedi homurdanarak. Başını kaldırdı ve uyuşuk gözlerle bana baktı.
"N'oldu?"
İç çektim. "Seks." dedim.
"Ne seksi lan?"
"Yarım saattir konuşuyorum ya!"
"Üzgünüm, uykumda konuşuyordum. Ne diyordun?"
"Tek gecelik seks dedim." diye bağırdım.
"Haa." Ne diyeceğini şaşmış gibi bana baktı. Bir sincaba benziyordu. Yanaklarını ısırmak istiyordum. Fena azmıştım.
"O halde soyunsana." dedi gözlerini ovuşturarak.
"Unutma." dedim yağa kalkıp pijamamı çıkartırken. "Tek gecelik. Benim bir sevgilin var. Kimseye de söz ermeyeceksin."
"Sevgilin mi var? O halde olmaz." dedi. Durdum ve ona baktım.
"Ne?"
"Birini aldatman için sana alet olmayacağım."
"Ondan ayrılacağım zaten. Yemin ederim."
"Ondan ayrılmadığın sürece seninle sevişmem." dedi ve kollarını göğüsünde birleştirdi.
"Tanrım! Kaç para istiyorsun söyle."
"Beni ne sanıyorsun lan sen?" dedi hararetle. Haklıydı da.
"Tamam, üzgünüm." dedim.
Yastığını aldı ve ayağa kalktı. "Pekâlâ, ben içeride, koltukta uyuyacağım."
"Ne? Sen ciddi misin? Cidden bana hayır mı diyorsun yani?"
Durdu ve bana dönüp baktı. "Bir sevgilin var. Seninle bir şey yapamam. Ve üstelik bana sürtük muamelesi yaptın. Siktir git, tamam mı?" dedi gözlerini devirip.Ona hiçbir şey söylememiş olmayı dilerdim. Rezil olmuştum resmen. Rezil olmaktan nefret ediyordum. Tanrım. Cidden utanç verici bir haldeydim. Üstelik karşılığında hiçbir şey kazanmamıştım. Boktan bir alışveriş gibiydi.
Derin bir nefes aldım ve yastığıma sıkıca sarılıp salona, onun peşinden gittim.
"Yatağa geç. Ben burda uyuyacağım." dedim. Sesimin soğuk çıkması için ekstra çaba sarfetmiştim. İyi bir sonuç aldığımı da düşünüyordum.Elindeki yastıkla geldiği yolu geri döndü ve odama geçti. Kapıyı kapamamıştı. Bir nevi beni içeri davet eder gibiydi. Ancak bir kez daha rezil olmak istemiyordum. Bu yüzden yanına gitmedim ve koltuğa oturup öylece odamın açık kapısından içeri baktım.
"Işığı kapasana." diye seslendi içeriden. Oflayarak ayağa kalktım ve salonun açık kalmış ışığını kapadım.
"Sağol "
Kendi kendime gözlerimi devirdim ve koltuğa uzanıp basımı yastığa koydum.Cidden rezil haldeydim.
Sadece bunu düşündüm. Rezil olduğumu düşündüm. Bu düşünceyle uykuya dalmak boktan bir şeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AILUROPHILE | Minsung ARA VERİLDİ
RomanceAilurophile* kedileri fazlasıyla seven bireylere denir. Sevgilisiyle Japonya'ya tatile giden Minho, üç kedisine bakması için genç bir bakıcı tutar. Ancak bu bakıcıya güveni yokur. Bu yüzden tatile gitmeden, ve sevdiği üç kedisini bu tuhaf adama bıra...