Saat 6:30'a yaklaşırken Isagi gözlerini açtı. Yanında bebek gibi yatan Rin'e baktı ve hafif sırıttı. Yanında duran telefonunu eline aldı ve biraz bakındı, WhatsApp'a girip arkadaşlarının attığı boş beleş mesajları okudu.
Gözü dün gece mesaj atmış olan Kaiser'e kaydı. Dün, kendini iyi hissetmediği için patrondan izin alıp işe gitmemişti. Kaiser de neden işe gitmediğini sormuştu. Isagi içinden 'ne diye çalıştığım yere gelirsin ki?' diye geçirse de Kaiser' iyi hissetmediğini, o yüzden gitmediğini yazmıştı. Kaiser gevşek gevşek konuşmaya başlayınca terslemiş ve sohbetten çıkmıştı.
Neden bu kadat erkenden uyandığını bilmiyordu. Muhtemelen yanında Rin yattığı için gerilmişti ki zaten gece boyu düzgün bir uyku çekememişti.
Yattığı yerden Rin'i uyandırmamaya çalısarak kalktı ve salona geçti. Birazda salonda uyudu.
Saat 9'a yaklaşırken Isagi uyanmış ve odasına gidip Rin'i kontrol etti. Hâlâ uyuyordu. Belli ki baya yorulmuştu.
Isagi, Rin'i uyandırmadan dolabından havlusunu aldı ve duşa girdi. Duştan çıktıktan sonra mutfağa gidip kahvaltılık bir şeyler hazırlamaya başladı. Saat 10'a yaklasırken odasının kapısı açıldı ve Rin gözünü kaşıyarak ısagiye selam verdi.
"Günaydın"
Isagi, Rin'in yüzüne bakmamıştı. Bakamamıştı.
"Günaydın."
Sessizlik oldu. Isagi pankek harcını hazırlamış ocağın ateşini yakmıştı.
"Ee.. Isagi." Isagi hâlâ Rin'in yüzüne bakmıyordu.
"Efendim?"
"Şey.. ayılamadım da.. duşunu kullanabilir miyim?"
"Tabii. Dolabımda yedek havlular var. Temiz kıyafetlerde var."
"Haha.. senin kıyafetlerin bana olur mu?"
"Uzun kıyafetlerim var. Zamanında Kunigami vermişti"
"Haa.. peki tamam"
"Kahvaltı hazır olana kadar gir çık. Çabuk ol yani."
"Hay hay!"
Rin oturduğu yerden kalktı ve duşa girdi.
15 dakika sonra Rin'de duştan çıkmış ve mutfağa girmişti. Kapının ordan çilekleri doğrayan Isagiyi görünce biraz duraklamış, Isagiyi izlemeye başladı. Hoşuna gitmişti bu manzara.
"Buldun mu kıyafetleri?"
Rin kendine gelmişti Isagi seslenince.
"Ha? E- Evet buldum."
"İyi, süper. Geç masaya"
Rin kafasıyla onayladı ve sandalyeye oturdu. Isagi de oturdu. Sessiz sessiz kahvaltı yapmaya başlamışlardı. Ama Isagi de bir tuhaflık vardı. Zar zor yiyordu sanki. Rin bunu fark edince sormadan edemedi. "Isagi, iyi misin? Zar zor yiyor gibisin."
"İştahım yok. Midem bulandı biraz."
Rin elinin tersiyle Isagi'nin alnına dokunmuş ateşi var mı yok mu diye bakmak istemişti. "Sanki biraz ateşin var gibi."
"İki haftadır ilaçları almıyorum ondan mıdır acaba.." diye düşündü ısagi
"Ne ilacı kullanıyorsun ki? Ayrıca içmediğinden değil. Üşütmüş olabilirsin."
Isagi bir şey demeden ayağa kalktı. Biraz başı dönmüş olucak ki dengesini korumakta biraz zorlanmış. "Isagi iyi misin?"
"İyiyim, demir eksikliğim var bi' tık"
İlaç dolabını açtı iki, üç.. beş tane ilaç kutusu çıkardı. "Bunların hepsini içiyor musun?" Isagi kafasıyla onayladı. " İki tanesini kesin içmem gerekiyorda, diğerli çokta önemli değil."
Isagi üç tane hapı da ağzına atıp yuttu. Tam dördüncüyü de atarken Rin yanına geçti ve durdu. "Bu ne? Dördüncü oldu."
"Bundan önce içtiğim haplardan biri mide ve ateş içindi. Diğer ikisi de vitamin ve demir eksikliği. Bu da.. nefes darlığı için"
"Ha? İki haftadır niye içmiyorsun bunları?"
"Bilmem, istemedim"
"Nefes darlığı hapı da içiyorsun. Sen sigara kullanmıyorsun değil mi?"
"Kullanıyorum"
"Isagi manyak mısın? Resmen yavaş yavaş intihar etmeye çalışıyosun."
"İki haftadır bir şey olmadı. Olmaz bisey"
Dedi ruhsuz bir şekilde. Elindeki hapıda yuttu. Rin ise onu izliyordu.Isagi tezgaha yaslanmış boş gözlerle önündeki ilaç kutularına bakıyordu.
"Daha iyi misin" dedi Rin, Isaginin omzuna elini koymuştu. Isagi Rin'e döndü ve başını salladı.
Rin, Isagiyi tezgahla arasına almıştı ve birazcık eğilmişti. Isagi ile birbirlerine çok yakınlardı. Bu da ikisinin de kalp ritmini bozmuştu. Isagi, boş gözlerle karşısındaki gözlere kitlenmişti, Rinde aynı şekilde ısaginin gözlerine kitlenmişti.
"Bundan sonra ilaçlarını aksatmak yok Isagi bey, takip edeceğim seni."
"Ne diye umursuyorsun? Bak bir şey olmadı. İyiyim ya."
"Ama olabilirdi."
"Of Rin.. karışma sen."
"Ne demek karışma Isagi? Önemsemesem karışmam zaten?"
"Ne ara beni bu kadar önemser oldun? Senin sevgine inanmadığımı söylememe rağmen?"
"İnanma. Ben seni kendimden fazla seviyorum"
"İnanmıyorum, vazgeç."
"Sen benden vazgeçmiş miydin?"
"Hayır, yapamadım"
Rin sırıttı. "Ben de senden vazgeçemiyorum"
Bunu dedikten sonra Rin hafif Isagiye yaklaştı. Isagi dünden razı zaten hiç geriye çekilmedi. Hatta o da biraz yaklaştı.
Isagi, tezgahtaki elini kaldırıp Rin'in boynundan tuttu ve öpüşmeye başladılar. Sanki ikiside bugünü bekliyolardı. Rin de tek elini Isaginin yanağına koydu.
Kısa bir süre sonra ayrıldılar. İkisi de nefes nefese kalmıştı. "Bana bak bundan sonra yine soğuk yaparsan yaşatmam seni." Dedi dalgaya vururarak Isagi.
Rin, Isagiyi belinden kavrayıp kendisine çekti. "Bundan sonra asla böyle bir şey olmayacak, emin ol." İkiside kıkırdadıktan sonra Rin tekrar Isaginin dudaklarına kapandı.
"Seviyorum seni yoichi."
"Ben de seni seviyorum Rin"
~~~~~~~~
ARKADASSAKLAR. UTANDİGİM İCİN DUZGUN YAZAMADİM KUSURA BAKMAYİN. YUZ YUZE GELDİGİM İNSANLAR OKUYO AQ AİSNWİNWİS UTANİYORUM.neyse bi opustureyim dedim yazmaya calisrim iste biseyler. :3
Oy atmayi unutmayin opuldunuuuzz🤍