19

89 10 41
                                    

Isagi, bachira'ya verdiği buluşma sözünü tutmuş, tüm arkadaş grubu ve Rin birlikte içmeye gitmişlerdi.

"Yoichi, çok içmeyeceğim demiştin." Isagi hafif kızarmış yanaklarıyla Rin'e döndü. "Çok içmedim ki? Daha birinci bardağım." Rin cevap vermedi. Onun yerine tahminen yarım saattir Isagi'yi izleyen sarı saçlı oğlana kitlenmişti. Oğlan Rin'in ona baktığını görünce mekandan dışarı çıkmıştı.

"Yoichi, ben biraz hava almaya çıkacağım" diyip hızla Isagi'nin yanından ayrılmıştı. Isagi kalkıp peşinden gitmek istedi ama başı hafif dönünce oturmayı tercih etti.

Mekandan hızlıca dışarı çıktığında sigarasını yakmış duvara yaslanmış kişiyi gördü. Aynı sarı saç, aynı saç modeli. "Kaiser." Kaiser, sesin geldiği yöne baktı.

"Hey Rin! Naber çok uzun zaman oldu değil mi-"

"Ne işin var burada?" Kaiser sigara dumanını içine çekip bıraktı. "Ne işim mi var? Mekan değil mi burası takılmaya geldim." Rin birkaç adım daha atıp yaklaştı sarı saçlıya. "Isagi'ye bakıyordun. Yarım saattir Isagi'yi izliyordun, amacın ne? Yediğin dayak yetmedi mi sana?"

Kaiser, sigarasını yere attı ve ayağı ile üstüne bastı.

"Bak Rin. Amacım kavga çıkarmak veya kaos yaratmak değil. Öyle birkaç dakika gözüm takılmış."

"Çıkıyoruz biz, ne mesaj at ne de gözün takılsın. Anladın mı?"
"Biliyorum." Bir sigara daha yaktı Kaiser.

"Biliyor musun Rin, insanlar yaptıkları bazı kötü şeylerden dolayı sonrasında ya vicdan azabı çeker ya da umursamayıp hayatına devam eder. İkinciyi genelde duygusuz piçler yapar. Ordan bakınca hangisi gibi duruyorum?"

"Duygusuz piçin teki. Hatta tam dayaklı bir piçsin"

Kaiser kıkırdadı. "Çok sağ ol ne güzel tanımladın beni."

"Ama aksine, benim de duygularım var Rin. Ben de vican azabı çekebiliyorum ben de üzülebiliyorum ben de özleyebiliyorum. Ne gariptir ki; bu duygularımın hepsi ile Isagi hayatıma girdikten sonra tanıştım. "

Rin sert bir şekilde yutkundu.

"Yani?" Soğuk ses tonuyla konuştu Rin.

"Yanisi.. Isagi'yi birden aynı mekanda olduğumuzu fark ettiğimde ne yapacağımı bilemedim. Bir yanım gitmek istedi diğer yanım kalmak.. Rin, bunu sana söylemek ne kadar doğru bilemiyorum ama Ben Isagi'yi özledim."

"Isagi'yi aldattın sen gerizekalı." Kaiser sessiz kaldı. "Ne yapmamı istiyorsun şu an? Sikeyim! Ne istiyorsun." Kaiserin yüzüne bir yumruk geçirdi Rin. Kaiser karşılık vermedi.

"Hiç bir şey istemiyorum! Lanet olsun ki çok doluydum ve sana denk geldi" kaiserin sesi hafif yükselmişti. "Son kez görme fırsatı bulmuşken gözlerimi ondan çekmedim, çekemedim!" Sesi hafif titremişti Kaiserin.

"Ne demek istiyorsun?"

"Gidiyorum demek istiyorum." İkisinden de ses çıkmadı. Daha sonra Rin arkasını dönüp yürümeye başladı. "İyi, Elveda Kaiser." Kaiser hafif sırıttı. "Elveda Rin. Isagi ile mutlu olun!" Rin sırıttı. "Olucağız zaten piç kurusu." Diye fısıldadı.

Makana geri girdiğinde Isagi'nin süpheli bakışları altında kalmıştı Rin. "Bakma öyle sigara içmeye çıktım." Isagi olayı anlamış Rin'in yalan söylemesi sinirini bozmuştu. "Sigara kokmuyorsun Rin."

Rin cevap vermemişti Isagi ise cevap bekliyordu. Üstelemedi Isagi arkadaşlarının sohbetine katılmayı tercih etti.

Bir kaç saat sonra ikiside mekandan ayrılmışlardı. Yol boyunca konuşmamışlardı. Rin bu sessizliği biliyordu eve varınca konuşacaklardı bu konuyu. Öyle de oldu..

Isagi, eve girip ceketini çıkardı. Rin de kendisini rahatlamış hissederek koltuğa bıraktı. Bir süre yine sessizlik oldu ama daha sonra bu sessizlik Isagi sayesinde bozuldu. Sandaleye yaslanmıa bir biçimde koltukta oturan Rin'e bakarak konuştu.

"Sigara içmek için gitmedin değil mi? Birinin peşinden gittin." Rin boğazını temizledi ama yine cevap vermedi.

"Kimdi o?" Isagi tekrar konuştu.

"Önemsiz biriydi"

"Kaiser. Kaiserdi değil mi?" Rin bir anlık şaşırmıştı. "Sen nerden anladın?"

"Gördüm."

Rin biraz gergin bir ses tonuyla konuştu. "Seni dikizlediğini de gördün yani?"

Isagi, yaslandığı sandalyeden ayrılıp Rin'in yanına oturmuştu.

"Evet, gördüm"

Rin sesi biraz yükselmeye başlamıştı. "Ve bana söylemedin öyle mi? Ben fark etmeseydim ne kadar daha sürecekti bakışmanız?" Isagi yüzünü ekşitti. "Ne bakışması Rin, kafan yerinde mi?"

Rin'in sesi bu sefer fazla yüksek çıkmaya başlamıştı. "Niye söylemedin bana!" Isagi bir anlık ürkmüştü.

"Sesini yükseltme"

Rin, derin nefes alıp verdi. Daha alcak bir sesle konuştu bu sefer. "Yoichi, niye bana söylemedin?" Isagi, elini Rin'in elinin üstüne koydu. "Gerginlik çıksın istemedim, bakar sonra çekip gider diye düşündüm. Öyle olmadı.. sonra sen fark ettin zaten. Söylememem bir işe yaramamıs belli ki" dedi sesi sonlara doğru kısılarak.

Rin'in gerginliği geçmişti. "Anladım"

"Özür dilerim" Isagi'nin özür dilediğini duyunca kendisine küfretti Rin. "Senin özür dilemene gerek yok, asıl ben özür dilerim sesimi yükselttiğim için." Diyip sarılmıştı yanındaki bedene.

"Peki.. ne dedi kaiser?"

"Boş boş konuştu öyle. Japonya'dan gidiyormuş falan falan."

"Anladım.."

Bir süre yine sessiz kaldılar. Öylece sarıldılar sadece birbirlerine. Bu bile ikisinin en sevdiği aktiviteydi.

"Isagi, acaba deniz kenarına mı gitsek?"

"Rin, saat gece üç."

"Biliyorum, iki saat takılır eve döneriz. Olmaz mı?" Isagi kıkırdadı ve kafasıyla onayladı.

Rin'in dediği gibi deniz kenarına oturup gelecek hayali kurdular, yaklaşık iki saat kadar. Daha sonra Isagi kafasını Rin'in omzuna koyup uyuya kaldığında Rin Isagiyi kucağına alıp arabaya yavaşca yerleştirmiş, yavaşça arabayı kullanmaya başlamıştı.

Eve gelip Isagi'yi güzelce yatağına yatırdıktan sonra üstüne rahat bir şeyler geçirip Isagi'nin yanına uzanmıştı Rin.

Yine bir süre Isagi'yi izlerken gözleri ağırlaştı ve kendini sevdiği adamın kollarında uykuya teslim etti.

""""""""""""
Bu bolumude atip kafami duvara surtlmeye gidiyorum.

alt taraf iyi degilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin