6. Çare

6 3 0
                                    

-6. BÖLÜM: ÇARE-

Bölüm Şarkısı: Aşka Çarem Yok, NOVA NORDA

💚

Siz: günaydın eşşekk

Mesajı attığım gibi yüzümde kocaman bir gülümseme belirdi.

Tüm o olanların üstünden tam bir hafta geçmişti. Bu bir hafta da Rüzgar okula hiç gelmemişti. Tabi bu anonim olarak mesajlaşmama engel değildi. Her ne kadar ondan haber alabildiğim için mutlu olsam da onu çok özlemiştim. İyi olduğunu söylese de kendi gözlerimle görmek istiyordum. Yeşil gözlerine bakmayı ve...

"Oha." dedim sessizce. Çünkü tam karşıdaki kaldırımda motoruna yaslanmış bana bakıyordu. Etrafıma bakındığımda bu sokağın okula gelmeden bir önceki sokak olduğunu fark ettim. Arabayla da gelsem yürüyerek de gelsem bu yoldan her türlü geçiyordum her sabah. "Hayırdır?" dedim umursamazca. Arabalara dikkat ederek karşıdan karşıya geçtim. Karşısında dikildiğimde o da doğrularak aramızdaki boy farkına bir kez daha dikkat etmeme sebep oldu. Boyu neredeyse 185 olmalıydı. "Sana da günaydın Ekim." dedi yapay bir samimiyetle. Gözlerimi devirerek karşılık verdiğimde güldü. İstemsizce gülüşüne baktığımda yüzümde küçük bir tebessüm oluştu. Fakat bunu fark ettiğim an yüzümden gülümsememi sildim. "Günaydın Rüzgar." dedim kinayeyle.

"Bunu arıyordun öyle değil mi?" Cebinden yeşil bir bileklik çıkardığında bunun diğer bilekliklerimle aynı model ama sadece yeşil renkli hali olduğunu gördüm. "O gün düşürdüğünü söylemiştin."

Hayır düşürmedim. Benim yeşil bilekliğim yoktu.

Şaşkınlıkla elindeki bilekliğe bakakaldım. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Böyle bir bilekliğim hiç olmamıştı. Öyleyse nasıl bulup bana getirebilirdi ki? "Ben..." dedim fakat devamında ne diyeceğimi bilemeyerek sustum. Gözlerimi bileklikten ayıramıyordum. Şimdi benim böyle bir bilekliğim yok desem yalan söylediğim ortaya çıkacaktı fakat o da dolaylı yoldan yalan söylüyordu. "Teşekkür ederim." dedim her şeyi göz ardı ederek.

"Bende." dediğinde anlamadığımı belli eder gibi ona baktım. "Melih'le konuşmuşsun." diyerek açıklamada bulunduğunda "He o mevzu." Başımı iki yana salladım. "Teşekküre gerek yoktu. Bu onun zaten yapması gereken bir şeydi."

"Yine de bu ilişkinizi zedeleyebilirdi." dediğinde hızlıca araya girdim. "İlişki mi?" diye sordum. Fakat bu bir sorudan çok duyduğumdan emin olmak için bir onay beklemekti. Başını sallayarak beklediğim ama asla istemediğim o onayı bana verdiğinde omuzlarım düştü. "Melih'le sanıldığı bir ilişkimiz yoktu."

"Yoktu?"

"Herhangi bir bağımız kalmadı." dedim gülümseyerek. Son bir haftadır okula gelmediği için bilmemesi normaldi. Okuldaki herkes bizim nasıl artık birer düşmana dönüştüğümüzü konuşuyordu. Ancak onların dediği gibi bir düşmanlık yoktu aramızda. En azından benim için. Herhangi biriden ibaretti yalnızca. Ortada büyütülmesi gereken bir mevzu yoktu. Ben bir seçim yapmıştım sadece. Ve bu seçimden bir an bile pişmanlık duymamıştım. Bir haftadır onun yüzüne bakmamamın benim için hiçbir anlamı yoktu.

"Demek ezeli düşmanın artık ben değilim." Dudağını dalgasına öne doğru büzdü. "Bu benim için inanılmaz üzücü bir haber oldu Ekim Yıldız." dediğinde haline güldüm. Buna karşılık o da güldüğünde tekrardan gülüşüne böylece bakmamak için ne kadar istemesem de başımı öne eğdim. O sırada elindeki bilekliği hala daha almadığımı fark ettim. Eline doğru uzandığımda elini geri çekti. "Bilekliğimi alacaktım." dedim şaşkınlıkla.

EVİM SENİN KALBİNDE || TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin