Esir

684 37 43
                                    

Ruh hastası mümin kardeslerim hg. Bölümleri daha kısa tutucam ve daha sık yayınlıcam bugün 2 bölüm aticam yane. İyi okumalarsu.

Gördüğüm ilk arabaya sazan gibi atlamasaydım, kaçabilme ihtimalimi hesaplıyordum. Gerçi Cengiz orospusu beni denemişti. Yani kaçmam zaten imkansızdı.

Cengiz adamıyla çok hararetli bir şekilde iş konuşuyordu. Sesimi çıkarmadan onları dinledim. Bi davetten bahsediyorlardı ve ikisi de çok odaklanmıştı. Şuan arabada olduğumu unutmuş gibilerdi. Onlar fark etmeden kapıyı açıp atlayabilirdim belki.

Nefesimi tutum ve elimi yavaşça arabanın kapısına götürdüm, şoför kilitlememişti. Tam kolu çekeceğim sırada boynumda hissettiğim metalin soğukluğuyla donakaldım. Cengiz hala istifini bozmadan şoförüyle sohbet ediyordu. Bir yandan da boynuma silah dayamıştı. Hızla elimi kapı kolundan çektim ve kafamı üzgünce aşağı eğdim.

Ciddi anlamda ne yapsam iki ucu boklu değneğe çıkıyordu. Yapabileceğim hiçbir şey yoktu. İkisi de izbandut gibi heriflerdi ve beni çiğ çiğ yerlerdi. Kimseden yardım da isteyemezdim. Birkaç dakikanın ardından siktiğimin evine geri dönmüştük.  O eve geri dönmek istemiyordum. Alık alık etrafa bakarken şoförle göz göze geldik. Cengiz çalan telefonu yüzünden hızla arabadan inmişti ve bahçede telefonla konuşuyordu.

"Asrın bey isterseniz zorluk çıkarmadan kendiniz inin. Ben müdahale edersem patron kızar."

Tartışmanın içinde isminin Gökhan olduğunu öğrendiğim adam, mahçup olmuş şekilde yüzüme bakıyordu. Sonuçta o da bu piçin emrindeydi. Kim bilir belki onu da zorla tutuyordu.

"Peki" diye fısıldadım. Arabadan inen Cengiz yanıma geldi ve kolunu belime doladı.

"Umuyorum ki acıkmışsındır. Tam bir gündür hiçbir şey yemedin. Açlıktan ölmeni istemem." Diyerek belimi sıktı ve yürümemi sağladı. Üst kata çıktık ve bu kez arkamda durup omuzlarıma dokundu. Yemek odasına geldiğimizde kendisi sandalyeye oturdu ve yüzüme bön bön bakmaya başladı. Tam sandalyeye oturacağım sırada kalın sesi kulaklarımı tırmaladı.

"Sen yere oturacaksın." Dedi tüm ciddiyetiyle.

" Ne saçmalıyosun amına koyayım." Diyerek bağırdım. Sanki küfürden çok bağırmam onu sinirlendirmiş gibi dizime aniden tekme attı ve yere düşmemi sağladı. Ardından ensemden tuttu.

"Bana bak bu evde yüksek sesle konuşmak yasak. Eğer bidaha yüksek sesle konuştuğunu duyarsam o dilini keserim. Bu evde olduğun sürece benim sözümden çıkmayacaksın. Aslında fazla sesin çıkmadığı için, seninle olan planlarımı değiştirmeyi düşünüyodum. Ama böyle davranırsan o şansını da kaybedersin."

Bacağımın sızlamasıyla hafifçe inledim ve piçin sırıtışını izledim. Memnun olmuş bi şekilde masanın üzerinde duran kırmızı çanı çaldı ve odaya 2 tane genç kadın girdi.

İkisinin de üzerinde tamamen deriden oluşan siyah dar tulum vardı. Fantezi kıyafetine benziyordu. Topuklu ayakkabılarının çıkardığı rahatsız edici ses ve suratlarına yapmış oldukları gotik makyajdan söz etmek bile istemiyordum. İkisi de zebani gibiydi.

Nereye düşmüştüm ben amına koyayım. Evdeki tek renkli şey benim sarı saçlarımdı sanırım...

Cengiz memnun bi tavırla gülümsedi ve hizmetçileri göz işaretiyle yanına çağırdı. Kadınlar donuk yüz ifadeleriyle masanın başına dikildiler ve metal yemek tepsisini açtılar. İki tabakta da tamamı sebzeden oluşan sağlıklı yemekler vardı.

Önümde duran korkutucu kadın eğildi ve tabağı yere, tam önüme koydu. Birkaç saniye sonra Cengiz tekrardan zili çaldı ve kadınlar hızla uzaklaştı.

"Sen bugün huysuz bir çocuk olduğun için yemeğini yerde yiyeceksin. Eğer akıllı olursan ve yaramazlık yapmazsan yarın benim kucağımda yiyebilmeye hak kazanırsın."  Pişkin pişkin gülümsemesine karşı daha fazla dayanamadım ve önümdeki tabağı ittirdim. Bu kadarı da fazlaydı amına koyayım. Böyle yaşamaktansa hapse girmeyi tercih ederdim.

"Yarrak kürek konuşma, zaten bacağımın anasını siktin daha ne istiyosun lan. Beni buraya tıktın ne istediğini de söylemiyosun. Yaptığım yanlıştı biliyorum ama evini sadece ben soymadım.
Arkadaşlarım da vardı. Neden bana bunu yapıyosun."Diye bağırmamla kulaklarına kapattığı elini çekti. Yüksek ses onu gerçekten de rahatsız ediyordu. İnadına çığlık atsam ne yapabilirdi ki. En fazla götümü keserdi...

"Tabii ya hırsızlık için girmiştin sen eve doğru ya. Salak kafam bazen unutabiliyorum kusura bakma." Dedi ve mırıldanarak yemeğini yemeye devam etti.

"O ne demek şimdi ?" Diye sorduğumda konuşup konuşmamak arasında kaldı.

"Ya normalde söylemeyecektim ama madem çok ısrar ettin. O çok sevdiğin arkadaşın Furkandan seni satın aldım işte bu kadar." Dedi ve ellerini çırpıp yemeğe devam etti.

"Ha bu arada, bence sana biçilecek fiyat milyonlar eder ama arkadaşın çok cüzi bir miktar karşılığı seni bana teslim etti. Benim bilgim dahilinde olmasa bu eve elinizi kolunuzu sallayarak girebileceğinizi mi düşünüyordunuz gerçekten.
Beni hafife alman üzücü."

O keyifle yemeğini yerken yediğim kazığı, uğradığım ihaneti hazmetmeye çalışıyordum. Senelerdir dip dibe olduğum adam bunu bana nasıl yapmıştı.

Diğerlerinden beklenirdi ama Furkanın böyle bişey yapacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi...



Arkadasaklar şaşırmayin çünkü adamin ismi furkan. Bi furkan her şeyi yapabilir. Diğer bölüm birazdan gelicek. Oy atamyi unutmayınsu

ESARET (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin