Dehşet

263 25 24
                                    

Devam ediyoruuz yorum atmayı unutmayınn


İki hafta sonra

Tüm çirkefliklerime rağmen Cengiz bana mükemmel davranıyordu. En son yaşanan olay beni epeyce yıpratmıştı. Sonuçta birinin beynini dağıtmıştım amına koyayım. Bu tabii ki de normal bişey değildi.

Tuhaf olan bu olay yüzünden hiç suçluluk duygusu hissetmiyor oluşumdu. Ama asıl beni delirten şey öldürdüğüm adamı evin farklı köşelerinde görmeye başlamamdı. Bu çok acayipti...

Cengizle yemek yerken artık insan muamelesi görmeye başladığım için masada bir yerim olmuştu. Ayrıca bütün yemeklerimi Cengiz hazırlıyordu ve bu olayı atlatmam için bana sürekli sakinleştirici haplar veriyordu. Ama tek sorun ben yemek yerken masanın altında bana kitlenen korkunç gözlerdi.

Hatta duş alırken bile kapının arasından beni dikizliyordu. Ama sadece kafasını görüyordum. Parçalanmış kafası kusursuz şekilde yeniden dikilmişti. Birkaç dikiş izi harici normal görünüyordu.

Psikolojim tamamiyle bozulmuş durumdaydı. Buradan kaçmak bana imkansız gibi geldiği için bunu denememiştim bile. Bugün Cengizin isteği üzerine evde kimseler yoktu. Hatta Cengiz de işi olduğunu söyleyip evden çıkmıştı.

Bir umutta olsa kapıları ve camları kontrol etmiştim. Ama hepsine demirden kepenk indirmişti. Yani loş ışıklar harici eve giren güneş ışığı sıfırdı. Cengizin tezgaha bıraktığı ilaçları içtim ve salona geçtim. İlaçların etkisiyle gözlerim kapandı.

"Asrın uyan."
"Asrın uyanman lazım."
"Seni götürücem ."

Kulağımda duyduğum fısıltılarla sıçrayarak uyandım. Gözlerimi açtığımda koltukta duran kesik kafa ve kocaman gözlerle donakaldım. Bana gülümsüyordu. Bu nasıl mümkün olabilirdi amına koyayım. Gözlerimi kapattım ve yastığı suratıma koydum.

Şuan korkudan altıma sıçmak üzereydim ve Cengiz gelene kadar bu yastığı yüzümden kaldırmayacaktım. Tam o esnada Cengiz gülümseyerek merdivenden aşağı indi.

"Uyanmışsın uykucu. Gördüğüm en çok uyuyan insan olabilirsin. " Cengiz koltuğun yanına oturdu ve yüzüme tuttuğum yastığı yere fırlattı.

"Cengiz bişey söylemem lazım." Endişeyle yüzüme baktı ve ateşimi kontrol etti.

"Bi sorun mu var hortlak görmüş gibisin. Tenin bembeyaz."

"Cengiz ben öldürdüğüm adamı görüyorum. Lütfen birazcık merhametin varsa bana acı. Ben artık burda kalamam lütfen." Gözümden akan yaşlarla Cengize yalvarmaya başladım. Söylediklerimi duyan Cengizin bakışları değişti ve yerine bambaşka biri geldi.

" Sen burdan bi yere ayrılabileceğini mi sanıyosun lan. Buradan kaçtığın an polis peşinde olur. Öldürdüğün adam çok ünlü bi arap prensiydi. Ve sen ona yedi el ateş ettin. Bu kapıdan dışarı adım attığın an polisi bırak onun adamları sana tahmin bile edemeyeceğin şeyler yapar." Cengiz inanılmaz sinirlenmişti. Söylediklerinde haklı olabilirdi evet. Ama burda kafayı yemektense ölmeyi tercih ederdim.

"Ben duşa gidiyorum. Sen de kendine çeki düzen versen iyi olur. Yoksa hortlaklar seni almaya gelir güzelim. Umarım anlamışsındır." Dudağımın kenarına sıkı bir öpücük kondurdu ve gömleğini çıkartarak merdivenlere doğru yol aldı.

Söylediği şeyler yüzünden korkudan tir tir titremeye başladım. Salondan gelen takırtı sesleriyle koltuktan fırladım ve Cengizin yanına koştum.

"Noldu niye geldin sen. Yoksa bana mı katılmak istiyorsun ?" Diyerek sırıtmaya başladı.

"Saçma sapan konuşma Cengiz. Korkudan altıma sıçtım farkındaysan. Zaten psikolojim iyi değil ve sen bana hiç yardımcı olmuyorsun. O pisliği isteyerek vurmadım ben."

"Ben sana 7 el ateş etmeni söylememiştim bu bir. Ve sadece yaralayabilirdin beynini dağıtman gerekmezdi. Bunu senin için ben yapabilirdim. Ama sen bunu istemedin güzelim..."

Boynuma bir öpücük kondurdu ve gömleğini bana verip duşa doğru adımladı. Dediklerini kafamda tartarken onu haklı bulmuştum. Sonuçta her dediğini yapmıyordum. Neden kafasından vurmuştum ki ? Omzundan yaralayabilirdim.

Elimde tuttuğum gömlekten gelen parfüm kokusuyla mayıştım. Bu gece maalesef bu piçin odasında uyuyacaktım. Artık korkmak istemiyordum. Ve soktuğumun evinde kimse yoktu.

Cengiz kapıyı kilitlemişti. İçeri girmemden mi endişelenmişti acaba. Ampulden gelen cızırtıyla yerimden doğruldum. Elektrikler gitmişti. Ve odanın kapısı korkunç bir gıcırtı sesiyle açılmaya başladı. Kalbim ağızımda atıyordu. Sanırım panik atak geçirecektim. Şimdiden kulağıma fısıltılar geliyordu.

Gördüğüm gölgeyle çığlık attım ve Cengizin kapısına koştum.

"Cengiz beni içeri al odada biri var çabuk." Su sesi kesilmişti. Ben ise panikle kapıya vurmaya devam ediyordum. Kapı aralandığında Cengizin üzerine atladım. Yerler ıslak olduğu için ikimizin de ayağı kaydı ve yeri boyladık. Elime gelen sertlikle utançtan yerin dibine girdim. Salak altına havlu bağlamamıştı.

"A-asrın o elini çek ordan derhal." Cengizin sesini duyduğum an elimi çektim. Bu kez arkamda hissettiğim nefes yüzünden Cengizin kucağına zıpladım. Artık pozisyonumuz daha garipti.

"Ahh Asrın şuan kaşındığının farkındasındır umarım." Birkaç saniye sonra elektrikler geldi ve Cengizin gözleri siyahın en koyu tonuna bürünmüştü. Kafamı aşağı doğru indirdiğimde tam olarak aletinin üzerinde oturuyordum ve bana kaldırmıştı. Garip olan şey, benim aletimin de kalkmış oluşuydu...





Smut istiyo musunuz lan sapıklar

ESARET (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin