Oy yorum atın abla başlıyorum
Sabah uyandığımda Cengiz yanımda yoktu. Dün gece yaşanılanları hatırlayınca kendimi aptal gibi hissetmiştim,sonuçta bu adam beni evinde esir tutuyordu. Biraz daha izin verseydim şuan da kıçımın üstünde duramayacak hale gelmiş olacağımdan çok emindim.
Banyo kapısında asılı duran marka kıyafetleri görünce ayağa kalktım. Normalde bu evde bulunduğum süre boyunca her zaman eşofman giyiniyordum. Ama kapıda asılı duran kıyafetler çok şıktı. Ben kıyafetleri incelerken Cengiz odaya geldi.
"Günaydın yavrum. Görüyorum ki kıyafetler ilgini çekmiş. Sen üstünü giyin ben de kahvaltıyı hazırlatayım. Bugün dışarı çıkacağız." Dedikten sonra merdivenlerden aşağı doğru yol aldı. Uzun bir süre sonra dışarı çıkacağım için tuhaf hissediyordum. Aklımda binbir türlü soru vardı acaba nereye gidecektik?
Cengiz kahvaltı masasında beni bekliyordu üzerindeki kıyafetleri görünce şaşırdım takım olmuştuk. İkimiz de siyah boğazlı kazak siyah kumaş pantolon ve krem rengi kaban giymiştik.
"Çok yakışmış tahmin ettiğimden daha gözalıcı olmuşsun la."
"Sen de fena değilsin." Cevabımla yüzünün aldığı hale sırıtarak, yerime oturdum.
"Beni nereye götürmeyi düşünüyorsun. Sırf yakınlaştığımız için bunu yapıyorsan, sana daha önceden verirdim." Cengiz duyduğu kelimeyle öksürük krizine girdi ve birkaç saniye sonra kendine geldi.
O ne biçim laf amına koyayım hem daha bir şey vermedin. Onun da sırası gelicek yavrum."
Bu kez utanma sırası bendeydi kızaran yanaklarımı kahvaltı tabağına indirdim. İkimiz de hızlıca yemeğimizi bitirmiştik. Kapıda Cengiz'in gelmesini bekliyordum. Nihayet gelmişti, elinde bir tabanca vardı. Bana çok göstermeden hızlıca beline koydu. Ardından kapıyı açtı yüzümde hissettiğim güneşle gözlerimi kapattım bu hissi çok özlemiştim.
Barkın garaja doğru yürüdü. İçeride tam yedi tane birbirinden güzel araba vardı.
"Seç hadi." Hemen ortada duran büyük siyah Mercedes G kasa arabanın yanına gittim.
"Güzel seçim."
Cengiz kilidi açtıktan sonra hemen yan koltuğa atladım. Bu esnada Cengiz'in korumaları Passatlara binip bizi takip etmeye başlamıştı. Bu kadar korumanın olması cidden çok garipti. Bu eve ilk girdiğimiz gün aklıma geldi. O günün gecesini ayrı sabahına ayrı sikeyim...
"Nereye gidiceğimizi hala söylemedin." Diye sordum.
"Normalde seni götürmeyecektim. Fazla soru sorma ve yolu izle yoksa bir daha çıkamazsın."
"Çok kabasın amına koyayım alt tarafı bir soru sorduk."
"Asıl sen kabasın her cümlende küfür var ben bir şey diyor muyum." Diye mırıldandı bu sabah her zamankinden çok gergin ve tedbirli hareketler sergiliyordu.
Yaklaşık yarım saat sonra kocaman bir gece kulübüne geldik. Önceki hayatımda çocuklarla çok fazla eğlence mekanında takılırdık. Burayı biliyordum çok pahalı bir yerdi ve herkesi içeri almıyorlardı o yüzden buraya hiç girememiştik.
Mekanın kapısının önüne geldiğimizde uzun boylu ve kaslı korumalar Cengiz'i görünce ellerini önlerinde birleştirdiler ve kafalarını aşağı eğdiler.
"Hoşgeldin patron." Hepsi aynı anda konuşmuştu. Cengiz baş selamı verdi ve beni belimden tutarak hafifçe içeri doğru itti.
Bu kadarı da fazlaydı ama. Resmen patron demişlerdi aq. Bu adamın aylık cirosunu çok merak etmiştim. Bok gibi para yağıyordu.
İçeride zengin görünümlü yaşlı insanlar ve çalışanlar harici çok fazla kişi yoktu. Her locanın içinde striptiz direği her direkte de kadın ve erkek olmak üzere ikişer adet dansçı vardı. İçerisi kocaman ve ışıl ışıldı. Gerçekten göz alıcı bir yerdi.
"Küçük bir toplantım var yanımda uslu uslu oturursan seni istediğin yere götürürüm. Sorun çıkarmayacağını umuyorum." Sorundan kastının benim kaçma ihtimalim olduğunu anlamıştım.
Bir süre sonra Rusça konuşan yedi tane adam mekana girdi ve bizim locamıza geldiler. Cengiz her biriyle tokalaştı ve herkes hararetli bir şekilde Rusça konuşmaya başladı. Cengiz rusça konuşunca daha bi çekici gelmişti gözüme. Ne kadar yavşak olsa da normal şartlar altına tanışmış olsak her açıdan inanılmaz başarılıydı.
(Arkadasaklae rusca konuşuyolarmış gibi hayal edin.)"Cengiz bu çocukta kim ? Yoksa yeni oyuncağın mı ?" Sarı saçlı yaşlı adam anıra anıra gülmeye başladı. Bana bakarak konuştuğu için konunun benimle alakalı olduğunu anlamıştım.
"Bu seni ilgilendirmiyor Victor. Kelimelerine dikkat edersen daha uzun bir hayat sürersin."
Cengiz bana bakarak bir şeyler dedikten sonra karşısında oturan adama sinir bozucu bir şekilde gülümsemişti.Ortam beni gerdiği için Cengize biraz daha yakınlaştım. Sarışın adam sürekli vücudumu süzüyordu. Cengiz bunu henüz fark etmemişti.
"Ş-şey benim tuvalete gitmem gerekiyor." Cengiz belimi okşadı ve alnıma bir öpücük kondurdu.
"Tuvalet alt katta sağ koridorda. Umarım güvenimi boşa çıkarmazsın."
Cengize güven verircesine gülümsedim ve hızla alt kata doğru indim. Koridora girdiğimde personel kapısı ağızına kadar açıktı ve otoban gözüküyordu.
Birazdan yapacağım hareketin birden çok sonucu olacağını biliyordum. Ama bu tek şansımdı o eve geri döndüğümde kaçamazdım. Cengizden hoşlanmaya başlamıştım ama yapıcak bişey yoktu. Aceleyle kapıdan çıktım ve otobanda koşmaya başladım şansıma bir araba bile geçmemişti bu yüzden orman yoluna saptım. O sırada arkamda duyduğum 7 el ateş sesiyle daha da hızlandım. Cengize bişey olduğu düşüncesi beni çok korkuttu. Ama bu saatten sonra geri dönemezdim.
Yaklaşık 15 dakikadır koşuyordum ve önüme ne bir insan ne bir araba ne de bir ev çıkmıştı. Şimdiden bunu yaptığıma pişman olmuştum Cengiz beni kesinlikle yakalayacaktı ve yakaladığında işte o zaman yarrağı köküyle yiyecektim. Yorulduğum için ağacın kenarını tutup nefeslendiğim sırada ensemde hissettiğim iğrenç sızıyla etraf karardı.
Bi boku da becer be
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET (GAY)
FanfictionArkadaşlarıyla birlikte hırsızlık yapmak için girdiği estetik cerrahının evinde esarete kapılan Asrının hikayesi