༚⁠˖⁠♡¹¹

102 6 43
                                    

Ağacın altına oturup, soluklandık. Hyunjin bana dönüp endişeyle yüzüme baktı.

İyimisin Felix?

İçini rahatlatmak için gülümsedim. Ama fayda etmemiş gibiydi.

İyiyim Hyunjin. Asıl sen iyimisin? Yüzün fena olmuş.

Başını iki yana sallayıp, tekrar bana döndü.

Ben iyiyim Felix. Ama senin yüzünü böyle görmeye dayanamıyorum. Öldüreceğim o orospu evlatlarını.

Hafifçe gülümseyip, ellerini ellerimin arasına aldım.

Sorun değil Hyunjin. Teşekkür ederim

Ne kadar endişeli görünse de, içtenlikle gülümsedi ve ellerimi tuttu.

Eve gidince tüm yaralarını saracağım...

Söylediği şeyle donup kalmıştım sanki. Hangi yaralarımı sarmaktan bahsediyordu? Geçmişten kalma kabuk bağlamış yaralarımı mı? Yoksa yüzümdeki bu sahte yaraları mı? Geçmişten kalma yaralarımı sarmak zor. Çünkü kabuğunu kaldırdığında adeta yeni bir yara gibi kanayacak. Peki yüzümdeki yaralar? Bunlar sahte yaralar, bir ilaç veya merhemle eski haline gelebilecek sahte bir yara.

Peki,Hyunjin benim hangi yaralarımı mı saracak? Eğer Hyunjini birazda olsa tanıdıysam, yüzümdeki sahte yaraları sararken, geçmiş ama kabuk bağlamış yaralarımıda saracaktır.

İkimizde yaralarımızı saralım...

Söylediğim şeye şaşırmıştı ama çok sürmeden gülümsedi ve yüzümü ellerinin arasına aldı. Büyük ve damarlı parmaklarını,morluklarımın üzerinde gezdirdiğinde acıyla inledim.

Endişeyle yüzüme baktı ve sol elini yumruk yapıp, sıktı.

Geberteceğim o piç kurularını

Sıktığı elini tuttum ve gülümsedim. (Buda dayak yedi hala gulumsuyo amk)
(Şaka şaka hyunjin icin biliosunuz🔥)

Sorun değil Hyun.

Sinirini bastırmaya çalışarak derin bir nefes aldı. Rahatlamış gözüküyordu. Kendinden emin gibiydi. Yaralarımı saracağına emindi.

Ellerimi bırakmadan kafasını ağaca yasladı. Gözleri kapalı halde konuşmaya başladı.

Buradan nasıl çıkacağız Felix?

Bende kafamı ağaca yaslamış onu dinliyordum.

Bilmiyorum Hyunjin. Ama bir çıkış olmalı.

Hyunjin ellerimi bırakmadan sadece başını salladı.

Çok geçmeden çalılıkların arasından garip bir ses geldi. İrkilmemle Hyunjinin parmaklarını dudağıma bastırması bir oldu.

Yavaşça oturduğumuz yerden kalktı. Ellerimi bırakmadan benide kaldırdı. Parmaklarını dudağımdan yavaşça çekti.

Görünmemek için oturduğumuz ağacın tersine, yani arkasına geçtik. Çalıların arasından gelen ses biraz daha yaklaşınca, Hyunjin beni ağaçla arasına aldı. Bir elini belime, diğer elini dudaklarıma kapadı.

Bedenlerimiz birbirine çok yakındı. Elini çekse öpebilirdi beni. (ÖPÜŞEMİYCEKSİNİZ AMK İNAT DEĞİLMİ)

Hyunjin belimi daha sıkı sardı, diğer eliyle dudaklarımı kapatmaya devam ediyordu.
Çalılıkların arasındaki ses bir anda kesildi. Hyunjin elini yavaşça dudaklarımdan çekti. Birbirimizin nefesindeki sıcaklık yüzümüze çarpıyordu. Hyunjin elini belimden çekmeden yavaşça benden ayrıldı. Elimi tutup, beni arkasına aldı. Sesin geldiği yöne doğru yavaş adımlarla yürümeye başladı.

Frackles / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin