"Güneş bu diyardan bir başka doğar, Komando bu düşmanı çelik pençesiyle boğar"
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
2024 Kuzey Irak.
Bulunduğu kampta bir karkagaşa vardı herkes koşuşturuyor hazırlık yapıyordu. Kaşları derince çatılmıştı. "Heval noluyor burada?" Diye bir soru yönelttiğinde "Vallaha heval bir üsteğmeni esir almışlar onu getiriyolardır ha" Zaten çatık olan kaşları daha da derin çatıldı. "Demek yüzbaşı ha iyidir iyi" diyerek karşısındakinin omzuna iki kere vurdu "Hadi sen git diğerlerinin yanına" dediğinde uzaklaşan çocuğu izledi
O gittiğinde yerine yeni birisi yanına geldiğinde "Heval şiro ağa seni çağırıyor" dediğinde başını sallayarak kod adı şiro olan elebaşlarının odasına yürüdüm. Kapıyı tık tıklayarak içeri girdiğimde karşımda uzun siyah sakallarının uzerine aklar düşmüş kısa boylu bir adamdı. Her gördüğümde dediğim gibi içimden tipini siktiğim die söylenmeye başladım
"Hoşgelmişsen heval şimdi sana diyeceklerimi iyi dinleyesin ha" Dediğinde kafamı salladım "Kampa bir bordo bereli üsteğmen ve timi gelecek hepsi bordo berelidir ha o üsteğmen ve timiyle sen ilgileneceksin. Ama telefon telsiz hiçbirşeyin olmayacak" dediğinde o son cümlesi kaşımı çatmama neden olmuştu Karargahla iletişim sağlayamazsam onlara yardım edemezdimki "Heval iyide neden bana güvenmiyor musun yoksa?" Diye bir soru yönelttiğimde "Bu güven meselesi değildir sarah bu adamlar çok onemli hiç bir kusu istemiyorum" dediğinde mecburen telefonumu kapatıp bırakmıştım. Tam o sarıda kapı tık tıklayarak içeri biri girdiğinde "Heval askerler geldi " demişti
