"Sen bu karanlık ömrümün içinde bir sevinç ışığı gibi; kurumaya yüz tutan, ekinlere can veren bir nisan yağmuru gibi birdenbire geldin..." - Sabahattin Ali -
Yeni bir hayat ne kadar mümkündü? Geçmişin o zorluk ve acıyla dolu anlarını unutup tekrar yeniden temiz bir sayfa açmak, yeni bir ev, aile ve arkadaşlarla tanışmak ne kadar mümkündü?
Özellikle benimki gibi bir aileye sahip olan yıllarca şiddet görmüş bir kız için mümkün müydü?
Açıkçası bunun mümkün olacağını hiç düşünmemiştim. Bir daha güzel, mutlu ve huzurlu bir aileye sahip olabileceğimi ve yeni bir okula gidip güzel arkadaşlıklar kurabilecek bir kız olarak görmemiştim kendimi. Hep geçmişimdeki o büyük kapkara lekeyle yaşayacağımı düşünürdüm. Ki bu 10 sene boyunca da böyle oldu.
Ama şimdi önüme güzel bir şans sunuldu. Buse ve Giray diye bir çift beni evlat edinip bana yepyeni, geçmişimdeki koyu lekeden uzak, her şeye yeniden ve sıfırdan başlayıp her şeyi geride bırakabileceğim bir hayat sundular.
Ama o geçmişi geride bırakmayı isteyip istemediğimi sormadılar...
O geçmiş ne kadar koyu, ne kadar umutsuz ve ne kadar kötü olursa olsun; o hayatı yaşamak bana Baran'ı kazandırmıştı. Onun sevgisinden faydalanmamı sağlamış, onunla geçirdiğim o 10 seneyi bana vermişti.
Ben şimdi o geçmişi nasıl geride bırakabilirdim ki...
Baran'ı düşünüp bana verdiği kolyeyi hissederek geçirdiğim yarım saatlik bir araba yolculuğunun arından geldiğimiz müstakil, 2 katlı ve ufak bir bahçesi olan minnoş ve tatlış ev içimi ısıtmıştı.
Daha evin içerisine girmeden, bahçeden 'Burada güzel günler geçirip güzel anılar biriktireceksin!' diye bir ses duyuyor gibiydim. O derece ilk bakışta sevmiştim burayı.
Giray, evin garajına arabayı park ettikten sonra inip bagajdaki eşyalarımı aldı. Buse ise inip benim kapımı açtı. Her zaman yüzündeki o gülümsemeyi koruyan bir şekilde, "Yeni evine hoşgeldin Safir..." dedi.
Ona aynı gülümsemeyle karşılık vermeye çalışarak "Hoşbuldum," diye yanıtladım.
Buse ve Giray önde ben ise onların arkasında garajın eve açılan kapısından içeriye girdik. İçeriye girer girmez ayaklarımıza sarılan iki adet kedi gülümsememi sağlamıştı.
Kedilere bayılırdım. Onların o yumuşacık tüylerini okşamak ve onlarla sayısız oyun oynamak en büyük eğlencelerimden biriydi...
Kedilerin bana sunduğu ufak çaplı 'Hoşgeldin' gösterisinden sonra Buse "Gel bakalım canım. Sana odanı gösterelim de yerleş." dedi.
Sadece başımı sallamakla yetinip Buse ve Giray'ı takip ettim. Bir kat yukarı çıktık. Bu sırada Buse bana önünden geçtiğimiz kapıların neresi olduğunu söylüyordu. "Oturma odası, mutfak, banyo..." Üst katta çok fazla oda yoktu. Sadece 4 kapı vardı. Buse anlatmaya devam etti. Merdivenlerin hemen dibindeki kapıyı gösterdi, "Burası yatak odası," dedi. Daha sonra tam karşıdaki kapıyı gösterip, "Burası Giray'ın çalışma odası," dedi. İkisinin arasındaki kapıyı gösterdi ve "Burası da senin odann," dedi. En son olarak da tam olarak benim odamın karşısında kalan kapıyı gösterip "Burası da yukarı katın lavabosu, ayriyeten odanın içinde sana ait bir ebeveyn banyosu da var." dedi.
Evleri gerçekten hoş, minnoş ve çok güzeldi. Çok şaşalı gözükmüyordu ama gerçekten de 'Biz zenginiz' vibe'ı da veriyordu.
Buse sözlerini bitirdikten sonra Giray gidip eşyalarımı odamın içine bıraktı ve içeriden çıktıktan sonra "Sen girip yerleş ve rahatına bak." Kolundaki saatten saate baktıktan sonra "Yaklaşık yarım saat sonra aşağıda ol. Akşam yemeği yiyelim." dedi ve arkasını dönüp aşağı indi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşı Perisi
Fiksi RemajaFarklı yerlerde ve ailelerde yaşayan iki çocuk ama yaşadıkları şeyler aynı; aile içi şiddet hem fiziksel hem psikolojik... Bu durumu fark eden komşuların yetkililere bildirilmesiyle devlet himayesine giren o iki çocuk bir tesadüf eseri aynı yetimhan...