Hayatta ne olacağını bilemeyiz, sözüne artık inanıyordum . Hayatta başımıza ne geleceğini ne olacağını bilemiyor insan .
Daha iki saat önce geleceğe dair planları olan insan iki saat bile olmadan hayatı son buluyor. O hayallerini gerçekleştiremeden .
Karşımda benim karısı olmamı isteyen adam duruyordu. Bu sorumluluk çok fazlaydı. Benim nefret ettiğim bir adamın bana aşık olması ölümdü . Ölümden öte hissettiren iki duygu vardı.
Birincisi aşk ; kalbimin tüm erkeklere kitlenmesi , sadece bir adam için atması .
İkinciside nefret ; O adamın yaptıkları ya da yapmadıkları karşısında sonu ölüm bile olsa sevmemek, gıcık almaktı.
Benim iki duygularım teraziye konsa emindim ki nefret ağır basacaktı. Çünkü imkanı varken bu sahte oyunu bitirebilirdi. O ise oynamayı tercih etti . Şimdide karşıma geçip bana yenildigini söylüyordu.
Gözlerimin içine bakarak verecegim cevabı bekliyordu.
"Cevabın yok mu Dilan?" Ne kadar süre elindeki yüzüğe baktığımı bilmiyordum . Elindeki yüzük gibi değildi parmağıma takacağım kelepçe gibi hissettiriyordu.
"Bak Baran sana son uyarım! İster aklına yaz ister yazma bak anlatıyorum Ben seni sevmiyorum, Baran ben senden nefret ediyorum inanmadın sanki senin için bir daha tekrarlıyorum. Ben senden nefret ediyorum. Seninle evliliğim çıkar uğruna kardeşim ölmesin diye " elimi kafasına götürüp bastırdım" Bunu o küçücük aklına yaz Baran yaz istemiyorum"dediğimde arabanın kapısını açıp , indiğimde sert bir şekilde suratına kapıyı kapatıp konağa gittim.
Gazı kökleyip sürdüğünde sinirlendigini anlamıştım. Ama yaptigimdan pişman değilim . Boş yere umut vereceğime gerçekleri söylerdim.
Mutfağa gittim . Miss gibi yemek kokuları sarıyordu konağı. "Annecim ne yemek yaptın kızın geldiiii" mutlu mutlu soyledigime ben bile şaşırdım. Sanki az önce onca şeyleri ben söylemiştim.
"Hoşgeldin kızım valla kısmetimizde ne varsa pişirdim senin seveceğin yemeklerde var ama " diyip salata için malzemeleri doğradı.
"Hoşbulduk annelerin bir tanesi , ellerine sağlık ben yukarı çıkayım çok yorgunum."dedikten sonra odama çıkmıştım . Gerçekten çok yorulmuştum. O kadar ağır sözler ağır gelmişti. Yatağıma uzanıp uykunun kollarına teslim oldum.
BARAN AĞA'NIN BAKIŞ AÇISINDAN
______________________________________
Konağa gidiyordum. Arabada "anlayamazdın" çalıyordu. Ben Dilan kabul eder diye düşünmüştüm. Bu kadar benden nefret ettiğini bilmiyordum. Çok mu kötü bir insandım? Ben Dilanı çok seviyorum . Bir tek o bana ihanet etmezdi bir tek o beni severdi . Ama yanılmışım. Benim Dilan'a sevgim yeni başlamıyordu çok küçükken başlıyordu. Daha Dilan ve ben çok küçükken ona aşıktım.
Her zaman içimde hasret olan şey Dilan'ın saçımı okşamasıydı,sevmesiydi. Ama Dilan tam aksi az önce kafama kafama vurup sevmediğini beynime yerleştirmişti.Ama ben bu kadar kolay vazgeçmem .
Konağa geçtiğimde hemen odama geçmiştim kimseyle konuşmak istemiyordum. Odama geçip , balkona çıktım. Koltuklardan birisine oturup , sigara yaktım. Etrafı izliyordum. Aklıma küçükken Dilan ile yaşadığımız anılarımız geliyordu.
Yıllar önce :
"Baran biliyor musun okumak aptalların işiymiş babam dedi " diyen küçük kız çocuğu Dilan 'dı .
"Dilan baban seni kandırmış"ona aşağılarayak baktım. O zamanlar Dilan 8 yaşındaydı.
"Yalan söyleme pislik!"diyip benim burnumu sıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN NEFRETİ
Teen Fiction"Hayır !!! Benim kaderim bu olmayacak. Ben bu evliliği istemediğimi söylediğimde siz beni zorla evlendirmeyecektiniz. Oysaki evleneceği adam ona deli gibi aşıktı. Dilan ile Baran'ın aşkı ve nefreti. ⭐⭐⭐⭐⭐⭐