14.BÖLÜM

1 0 0
                                    

Burnuma sert ama güzel bir koku geliyordu. Gözlerimi araladığımda nerede olduğumu bilmiyordum.Yattığım yerde doğrulduğumda bulunduğum oda simsiyahtı ve karanlıktı. Kimin odasındaydım ben. Yatağın ilerisinde duran koltuğa baktımda Anıl'ı gördüm. Koltukta uyuyordu. Ben Anıl'ın odasındaydım.Yataktan kalkmak isterken rüzgardan çarpan pencerenin sesiyle çığlık attım.Anıl endişeyle yattığı yerden doğrulunca gözleri direk beni buldu.

"Elfida iyimisin ?" hızlıca yanıma geldiğinde baştan aşağı bana bakıyordu, bir şeymi oldu diye ama bulamadığı için gözleri tekrar gözlerimi buldu.

"İyiyim sadace pencere aniden çarpınca korktum." bana bakarken yutkundu ve yanıma geldi. Bana biraz daha yaklaştığında beni kolumdan tutarak kendine çekti ve sarıldı.Bende sarılmalımıydım. Hayır sarılmayacaktım. Sürüm sürüm süründürecektim onu.Benden karşılık alamadığı için geri çekildi.

"Elfida bak çok üzgü-" sözünü böldüğümde sinirlenmişti galiba."Işıkları açarmısın?" ben der demez kapıya doğru yürüdü ve yanda duran düğmeyle ışığı açtı. Işıktan gözlerim kamaştığı için gözlerimi kısarken Anılda yanıma geldi.Işığın açılmasıyla odaya daha dikkatli baktığımda bütün eşyalar siyahtı sadece halı beyazdı ve oda çok hoş görünüyordu.Anılın uyuduğu koltuğun hemen yanında bir kapı vardı büyük ihtimalle balkon olmalıydı."Beğendinmi?" Anıl'ın sorusuyla bakışlarım ona döndüğünde " Beğenip beğenmediğimden sanane." morali bozulurken yanda duran koltuğu geçti ve oturdu."Gelsene ayaktamı konuşucaz böyle?" kendini ne sanıyordu. Bana ufak bir iyilik yaptığı için hemen onu affedeceğimi falanmı sanıyordu."Ben konuşacağımızı söylemedim, hatta şimdi gidiyorum." Adımlarım direkt kapıyı bulduğunda kapının kulpunu çevirdim ama açılmadı, sıkıştımı diye düşündüğümde arkamdan gelen anahtar sesiyle arkamı döndüm.Anıl sol eliyle anahtarı sallarken sağ eliylede koltuğa oturmam için eliyle vuruyordu. Burdan konuşmadan çıkamayacağımı anladığım için konuşmaya karar verdim. Koltuğa oturmak yerine karşışına yatağa oturdum. İkimizde birbirimize bakarken konuşmayı kimin başlatacağını bilniyordum ama Anıl sorularına başlamıştı bide.

"Amcamı senmi öldürdün?" sorduğu soruyla buz keserken olduğum yerde donmuştum"Ben öldürmedim, duydunmu ben öldürmedim."

"Tamam sakin ol sadece soruydu."gözlerim yine dolmuştu.

"Sende bana inanmıyorsun demi?" yüzüme neden hissiz bakıyordu.

"Sen gözlerimin önünde adamı iki bacağından vurduğun için inanmamam için bir sebeb yok" neyden bahsediyordu ya, sinirlenmek istemiyordum ama zorluyordu." Caner beni suda boğmaya çalışırken öldürmeye çalışıyordu.Bende sadace kendimi korudum." gözlerinin içine hayal kırıklığıyla bakarken devam ettim." Bana oynadığın oyundan gerçekten keyifmi aldın?" sertçe yutkunduğunda artık hissiz bakmıyordu."Hayır almadım."

" o zaman neden oyun oynadın ve gün oynadığım en keyifli oyundu dedin?" gözlerini gözlerimden kaçırdığında ben hala ona bakıyordum."Caner ordayken senin yanında duramazdım."

"Peki benimle neden oyun oynadın." gözleri hızla gözlerimi bulduğunda artık öfkeli bakıyordu.Bir anda ayağa kalktığında "Çünkü amcam benim ikinci babamdı ve Caner senin öldürdüğünü söyledi, söylesene gerçekten senmi öldürdün. " dedi bağırarak.Hızla yanıma geldiğinde sertçe kolumu tuttu. Beni dövecekmiydi."Söylesene Elfida senmi öldürdün, yada öldürmediysen kimim öldürdüğü biliyorsundur" dişlerini sıktığı belli oluyordu."Söylesene susma, bana bir şey söyle." bağırmaya devam ettiğinde kolumu ondan kurtarmaya çalışıyordum ama kurtaramıyordum."Anıl canımı yakıyorsun." bakışları kolumu bulunca hızla elini çekti.

"Özür dilerim,Elfida özür dilerim sinirden gözüm döndü." benden uzaklaştığında tekrardan oturdu ve başını ellerinin arasına aldı.

"Amcanı ben öldürmedim ve kimin öldürdüğünüde bilmiyorumNeye inanmak istiyorsan ona inan."

"Sana inanıyorum ama anlamadığım bir şeyler var."

"Benimde var ve ne biliyormusun , hiç bir görüntü, delil ve tanık olmadan benim öldürdüğümden nasıl emin oluyorsunuz.

"Oluyor.

"Ne "

"Ben emin olmuyorum sadece Caner emin." göz devirirken oda benim taklidimi yaptı." çok gerekli bir detay verdin." gülümsedi ama eskisi gibi değildi. Belkide bana gülümsemesi de oyunun bir parçası olduğu için gerçek gülümsemesini saklamıştır."Neden öyle bakıyorsun?"

"Sadece bana gülümsemen gerçekmiydi yoksa odamı oyun diye düşünüyordum." sertçe yutkunduğunda düşüncelerinden hiçbir şey anlamıyordum."Herşey gerçekti sadece ölmem bir oyundu." gözlerimi kısarak Anıl'a baktığımda yerinde kıpırdandı."Peki takside olmanda bir oyunmuydu?" direkt düşünmeden cevap verdi." hayır tamamen tesadüftü." koltuktan kalktığında yanıma gelmesiyle olduğum yerden geri gittim."benden korkuyorsun."

"Hayır sadece kendimi koruyorum."eliyle kendini gösterdiğinde" bendenmi koruyorsun kendini?" dedi"Evet senden koruyorum. hayal kırıklığına uğradığında yatağın bir köşesine oturduğunda ben ayaktaydım"Beni ne zaman affedeceksin?" affedecekmiydimde."Hiç bir zaman." alayla güldüğünde "Bana aşık olduğunu biliyorum." ne demeliydim? inkarmı etmeliydim.

"Hayır sana aşık falan değilim, sadece benim yüzünden öldüğünü düşündüğüm için vicdan yaptım hepsi bu kadar." gülümsemesi kaybolurken ayağa kalktı ve yanıma geldi."Eminmisin en son aşkından ölmeyi düşünüyordun."

"Amacınıza ulaşmıştınız deliydim sonuçta." dişlerini sıkarken" Deli değildin. "dedi

"Bunları konuşmamızın bir anlamı yok oyununu oynadın ve bitti."

"Evet bir oyun oynadım ama yanlış tarafta olduğumu anladım." gözlerinin içine bakarken"Seni affetmem için bir sebeb yok." başını ağır ağır sallarken"Var"

"Neymiş söylede ikimizde bilelim."

"Sana o sakinleştiricileri veren bendim, ayrıca kendimi sana hayal gibi gösterirken o depoda yanlız kalmadın senin yanındaydım ve eğer yanında olmasaydım kafayı gerçekten sıyırırdın , Canerin seni denizde boğmaya çalışıtı gün ben olmasam ordan sağ çıkamazdın çünkü Canerin bir sürü adamı var sadece sana birazını gösteriyor, son olarak ise dün o kaldığın yerden seni ben kurtardım. Peki Elfida seni geçmişindende kurtarabildimmi?" gözlerim doldu titriyordum, korkuyordum, Anıl beni geçmişimden kurtarabilmişmiydi, Anıl benim geçmişimi biliyormuydu.Elleriyle kolumu tuttuğunda "Korkma,titreme ve ağlama artık ben varım ." dedi gözlerimdeki yaşlarla ona bakarken."Belkide sen varsın diye korkuyorum, titriyorum ve ağlıyorum." dediklerimden sonra hareket bile edemedi.Dudaklarını araladı." O zaman korkmaman , titrememen ve ağlamaman için her şeyi yaparım sadece şans ver." şans vermemi istiyordu.Babam bana şans vermemişti, beni o odadan çıkartmamıştı. Peki ben babama benzemek istiyormuydum. Babam bana şans verseydi neler değişicekti kardeşimle bendemi ölücektim. Yani babam bana şans vermeyerek iyimi yapmıştı. Ben ne hissetmiştim.Suskunluğum fazla sürmüş olucakki koltuğuğa doğru yürüdüğünde balkon olduğunu düşündüğüm yere doğru yürüdüğünde arkasından bakıyordum. Anıl beş dakika sonunda geldiğinde elinde saksı vardı,saksının içinde beyaz laleler vardı.Beyaz lalelerinin anlamını yanlış bilmiyorsam saflık , pişmanlık ve özür dilemek anlamına geliyordu. Anıl yanıma geldiğinde tam karşımda durduğunda çiçeği almam için saksıyı bana uzattı. Alıcakmıydım , eğer alırsam özrünü kabulmü etmiş olucaktım.Ben affetmek istiyormuydum.Elimi uzatıp çiçeği aldığımda bana daha fazla yaklaştı ve sağ yanağımdan öptü."Doğum günün kutlu olsun Elfida." buğün benim doğum günümdü ve ilk kutlayan Anıl olmuştu. Saat kaçtı. Borayla akşam gidecekmiydim.Anıl geri çekildiğinde heycanlandığımı yeni anlıyordum. "Hani sana hastanede yaşamaya çalış demiştimya onu dememin sebebi Canerin neler yapacağını bilmemdi ama artık bende senin yanındayım ve bu sefer onlar yaşamaya çalışacak." bana tekrardan sarıldığında kulağıma bu sözleri fısıldamıştı.



SON OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin