1. Bölüm

60 20 101
                                    

Merhaba arkadaşlar. Bu benim ilk kurgum yani burada daha acemiyim.

Şimdiden sizden yapacağım yazım yanlışları için özür dilerim. İlla gözümden kaçmıştır.

Umarım hikayeyi beğinirsiniz.
Lütfen bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın unutmayın.
HEPİNİZE KEYİFLİ OKUMALAR DİLİRİMM 🤍

Karahan Konağı

Avluda oturduğum taş zemin sabahın serinliğiyle hala soğuktu, üstümdeki battaniyeye biraz daha sarıldım.Sabahın erken saatlerinin serinliği tenime hafifçe dokunuyor. İçimde titreme hissi bırakıyordu. Battaniyenin sıcaklığı beni sarmalarken, güneşin ilk kızıllığını görüyordum. Ufuktan yavaşça yükselen güneş, gökyüzünü mor, turuncu ve altın sarısına boyuyor. Gölgeler henüz uzun ve belirsiz, ama güneşin ışıkları usulca etrafa yayılmaya başlıyordu. Hafif bir çiğ kokusu havada asılı kalmış, ve çevredeki ağaçların yaprakları bu uyanışa eşlik edercesine hafifçe sallanıyordu. Uzaklardan gelen birkaç kuşun ötüşü, sessizliği bozmadan bu anı daha da derinleştiriyordu. Gözlerimi bu büyüleyici manzaradan alamıyordum.Rüzgar hafif hafif yüzümü okşuyor bana değişik bir etki bırakıyordi doğanın bu sessiz uyanışını izliyordum. Oturarak ısıtığım taş duvardan yavaşça kalktım. Üzerimdeki battaniyenin ucunu merdiven basamaklarına sürüye sürüye odaya çıktım.

Kapıyı açtığımda, odanın içinde sakin bir hava vardı. Oda, güneş ışığının yavaşça süzüldüğü bir alan olmuştu; her şey, uykuya dalmış bir dünyadan uyanmak üzereydi. Odaya adım attığımda, omuzlarımdan battaniyeyi bıraktım; yumuşak kumaş yatağımın üzerine serildi. Yatağımın karşısındaki beyaz dolabın kapağını açtım. İçerideki kıyafetler, titizlikle askıya asılmış ve düzenli bir şekilde yerleştirilmiş. Hızla yeşil elbisemi seçip yatağın üzerine koydum. Ardından, dolabın alt çekmecesinden beyaz iç çamaşır takımımı çıkardım ve onları da aynı yere bırakıp ayağımdaki ayakkabıları çıkardım, hafif bir rahatlama hissettim. Banyoya geçtiğimde, burası da özenle düzenlenmişti; temiz havlu ve kişisel eşyalar yerli yerinde duruyordu. Üzerimdeki siyah pijama takımımı çıkardım ve kirli sepetine attım. O an, üzerimdeki ağırlığın bir parça daha azaldığını hissettim.

Duşakabinin kapısını kapatıp suyu açtım. Suyun sesi, banyoda hoş bir melodi gibi yankılanıyordu. Suyun ısınmasını beklerken, o anın tadını çıkardım. Nihayet sıcak su damlaları vücuduma değmesiyle birlikte, kaslarımdaki gerginlik çözülmeye başlıyor, su başımdan ayaklarıma kadar akıp giderken, her damla beni biraz daha rahatlatıyor damlaları tenime dokunduğunda, bir an için her şey duruyordu. Ellerimi saçlarımın arasına geçirip suyun her bir teli sarmasına izin verdim. Şampuanın kokusu, buharla birlikte banyoyu dolduruyor, hafif bir çiçek kokusu, sıcak suyun verdiği huzurla birleşerek zihnimi dinlendiriyor. Parmaklarımla saçlarımı köpürtürken, başımdan aşağı akan sabunlu suyun altında saçlarımın ve vücudumun temizlenirken zihnim de bir o kadar temizleniyordu.

Banyodaki işimi bitirip duşakabinin kapısını açtım da keşke açmaz olaydım sıcak buharın içinden adım attığımda, soğuk havanın tenime çarptığını hissetmemle ve bir an ürperdim. Hemen havluya sarılıp yumuşak dokusunun vücudumdaki su damlarını yavaşça emmesini sağlıyordum.
Banyodan çıkıp yatağımın üzerindeki kıyafetlerimin içinden beyaz iç çamaşırlarımı ve yeşil elbisemi alıp hızlı bir şekilde giyip boy aynısının karşısında durdum.Boy aynasından kendi yansımama baktığımda kendimi baştan aşağı incelediğimde belime kadar uzanan ıslak siyah saçlarım taranmadığı için birbirine girmiş, göz altlarımda yeni yeni oluşmaya başlayan mor halkalar, dudağımın kenarında ise dedemin tokadın izi duruyordu yara
kurumuştu ama acısını hala belli ediyordu.Ben yarayı unutmaya çalışıyordum ama yara kendini bana unnuturmuyordu.

KADERİN YÜKÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin