Selamm
sizlere küçük birşey söylemek istiyorum
Çok takılmıyorum aslında ama okunma sayısına göre oy ve yorum çok az geliyor bu da moralimi düşürüyor doğal olarak. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Umarım severek okursunuz ben bu bölümü sevdim baya.Hava kararmıştı. Buluşmaya daha vardı ama şuan gerginlikten bayılmak üzereydim. Dizlerimin üstüne çöktüm ve dizimde hissettiğim acıyla yüzümü buruşturdum yerdeki askılardan birine sürtmüştüm dizimi. Bakışlarımı karşımdaki aynaya kaldırdım. Gözümün önüne gelen saç tutamıma üfledim somurtarak. Yaklaşık iki saattir kıyafet seçmeye çalışıyordum. Zaten güzel giyinmeliydim gruba geleceğimi yazdıktan sonra Bulut beni aramıştı ve panikle anında açmıştım aramayı. Daha sonra beni alabileceğini söylemişti ve ben gerginlikle ona da olur demiştim. Telefonu kapattıktan sonra uzun süre kendime laf saymakla meşgul olmuştum.
Dolabımı da tamamen dağıtmıştım. Odam savaş alanına dönmüştü. Ve sonuç yine de kıyafet seçememiş olmamdı.
"Ne arıyor bakalım benim güzel kızım? "
Annemin sesini duymamla aralık kapıdan bana gülümseyen anneme baktım. Onlara mesafeli davranmaya devam ediyordum ama gülümsemesine dayanamayıp karşılık verdim.
"Iıı Beliz çağırdı onların yanına gideceğim ama kıyafet seçemedim."
Annem odaya girdi ve kıyafet yığınına doğru ilerledi.
"İyi olur senin içinde. Bakalım neler varmış"
Birkaç dakika sonra annem kıyafet yığınının içinden kahverengi boğazlı kolsuz bir crop seçti. Altına da mavi kot şort seçti ve bana uzattı."Emin misin anne olur mu ki bunlar?" diye tereddütle ona baktım.
"Olur tabi ki kızım neden olmasın, çok güzel olur hemde" dedi. İçini rahatlatsın diye onay istemiştim yoksa seçmeye devam edip dururdum kesin. Koşarak banyoya gittim banyodan sonra saçlarımı kuruttum. Saçlarımı bağlamayacaktım bu şekilde bırakacaktım. Kıyafetlerime giydim ve banyodan çıktım. Annem ayakkabı ve takı da seçmişti. Beyaz spor ayakkabıları giydim. Takı olarak gümüş rengi üçlü bir kolye, koluma yine gümüş bileklik,kulağıma da orta boyutta halka küpe takmıştım. Altın renk takı tercih etmiyordum genelde.Aynanın karşısına geçerek yüzüme hafif bir makyaj yaptım. Aynadan kendime süzerken telefonuma bir bildirim sesi düştü. Hemen masanın üzerinden telefonumu aldım Bulut bahçenin kapısının dışında olduğuna dair mesaj atmıştı. Ani olarak panikledim sonra kendimi sakinleştirmek adına "Sakinleş Nil sakinleş kızım kafayı mı yedin ne yapıyorsun? Hepsi arkadaşın hepsi arkadaşın. dedim ve son söylediğimle kaşlarımı çattım.
Arkadaşım mıydı Bulut gerçekten o kahvelere bakıp selam arkadaşım mı diyecektim çocuğa, hayır asla diye geçirdim içimden.
Daha sonra çantama gerekli eşyalarımı koydum ,odadan çıktım. Annem ve babam bahçede sohbet ediyorlardı. Yanlarına giderek "Ben çıkıyorum merak etmeyin geç olmadan gelirim." dedim ve koşarak kapıya ilerledim.
Babam arkamdan "dikkat et Kızım birşey olursa hemen ara beni..." her zamanki uzun uzun uğurlama cümlelerini dile getiriyordu.Bahçeden ön tarafa dolanınca kapıya yaklaştığımda yavaşladım ve derin nefes alıp verdim. Saçımı düzelttim ve kapıyı açıp dışarı çıktım. Birkaç adım ileride Bulut siyah bir motora yaslanmış etrafa bakınıyordu. Üzerinde vücudunun yapılı olduğunu belli eden bir tişört ,üstünde siyah vintage deri ceket ve altında ise siyah pantolon vardı. Çok yakışıklıydı. Kafasını benden tarafa çevirip benimle göz göze geldi.
"selam Bulut" dedim gülümseyerek. Lütfen yanaklarım kızarmamış olsun lütfen.
"Selam Nil" dedi gülümseyerek. Motordan doğrulup birkaç adım atarak yanıma geldi ve sarıldık. Evvettt Bulut ile sarıldık. sakin ol kızım çocuk nezaketen yaptı şakın ol diye kendimi sakinleştirmeyi denedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anılar Ve Aynalar
Novela Juvenil"Bir suça engel olmayıp göz yummakta suç değil miydi esasında?" Yaşananlardan sonra Nil uzun süre kendine gelemez. Tam kendine gelmişken karşısına büyük bir engel daha çıkar ve acının tohumları kalbinde tekrardan filizlenir. Bulabilir miydi acı...