twelve

113 21 25
                                    

Omegayı huzurlu uykusundan uyandıran, bir süredir yastığının altında titreyen telefonuydu. Bir küfür mırıldanarak ekrana bakmadan aramayı cevapladı.

"Yoongi! Şükürler olsun. Neden bakmıyorsun telefona?"

"Uyuyorum. Dersim yok bugün." diye mırıldandı sözcükleri ağzında yuvarlayarak.

"Beni okula bırakman lazım. Sunumum var, otobüsü kaçırdım."

"Diğer otobüsü bekle. Kapatıyorum."

"Bekle, hayır!" diye haykırdı diğer uçtan gelen ses. "Bak, profesörüm dünyanın en gıcık hocası. Beş dakika bile geç kalsam beni ne derse alır ne de sunumumu yapmama izin verir. Lütfen!"

Yoongi kapalı gözlerini aralayarak saate baktı. Uyanması iyi olmuştu. Yapacak işleri vardı.

"Anahtarı yurdun önünde veririm. Kapatıyorum-"

"Yoongi, dur! Sen götüremez misin? Çok stres yaptım. Kaza falan yaparım lütfen sen götür."

Yoongi tuhaf sesler çıkararak doğruldu. "Of, Hoseok! Of! Tamam. İniyorum beş dakikaya. Ama bunun bir karşılığı olacak unutma."

"Tamam tamam tamam. Ne istersen yaparım!"

Omega iç çekerek ayağa kalktı ve üzerine basit bir şeyler geçirerek otoparka indi. Alfa çoktan gelmiş ileri geri yürüyerek onu bekliyordu.

Yoongi'yi görünce rahatladığını hissetti. "Hadi! Acele etmemiz gerekiyor." diye yüksek sesle konuştu. Omega ona cevap vermeden arabaya bindiğinde çok geçmeden alfada yanına yerleşmişti.

Yurttan çıkıp otobüs durağının önden geçerken Namjoon'u gördüler. "Alfacı alfamızı da alalım." diye mırıldandı Yoongi sağa çekerken. Camı açıp Hoseok'un penceresine doğru eğilip bağırdı.

"Namu günaydın! Okula mı gidiyorsun?"

Hayattan bıkmış bir şekilde etrafı izleyen alfa duyduğu sesle arabaya doğru birkaç adım attı. "Sabahın köründe nereye gidebilirim Yoongi?" Omega ona dil çıkardı. "Atla, bırakayım seni de."

"Tanrıya şükürler olsun. Bugün ter kokusu çekmeden gidebileceğim derse." dedi arka kapıyı açarak binen Namjoon.

"Ah- Yunseo ve Daeun..." diye mırıldandı Hoseok. Bu sırada bahsettikleri kişiler de onları görmüştü.

Aslında otobüs durağındaki herkes öğrenciydi ve Yoongi'nin ridgelineını gelir gelmez fark etmişlerdi.

"Günaydın!" dedi gülümseyerek Daeun. Alfalar ona aynı şekilde cevap verirken omega sessiz kaldı. Bu sefer konuşan Yunseo oldu: "Nereye sabah sabah?"

"Otobüsü kaçırdığım için Yoongi okula bırakıyor." diye açıklama yaptı Hoseok. "Biz de oku-" Yoongi yapmacık bir şekilde gülümseyerek Yunseo'nun lafını kesti. "Hoseok'un çok önemli bir sunumu var. Yetiştirmem lazım. Biz kaçıyoruz."

Gaza basıp otobüs durağını geride bıraktıklarında Hoseok kaşlarını çatarak omegaya baktı. "Onları da almamız gerekmez miydi? Ayıp ediyorsun bence."

Omega dudaklarını büzdü. "Hmm, öyle mi yapmışım. Seni de bırakayım o zaman şurada?"

"H-hayır! Okula götür lütfen."

Arka koltuğa yayılan Namjoon halinden memnun görünüyordu. "Ben favori omegamı verdiği karar için destekliyorum. Beni arabasına lütfettiği için ona tapıyorum." Yoongi aynadan Namjoon'a bir öpücük attı. "İşte bak, alfa böyle olunur."

Kısa bir sürede okula vardıklarında Hoseok'un sunumuna 10, Namjoon'un dersine ise 20 dakika vardı.

Alfa minnettar bir şekilde omegaya döndü. "Çok teşekkür ederim. Hayatımız boyunca bana yaptığın en büyük iyiliklerden biriydi." Omega omuz silkti. "İyilik olsun diye yapmadım. Annemi arar şikayet edersin falan... Siyah bebeği kaybetmek istemiyorum."

hoseok was nothing to yoongi | sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin