fourteen

74 16 15
                                    

Yemekhanenin köşede kalmış uzun masalarından birinde tuhaf bir sessizlik vardı. Baekhyun ve Namjoon, kahvaltı için harçlıklarının yarısını yatıracakları Seul'un lüks bir restoranına gitmişlerdi. Diğerler ise yemekhanedeki o masada, grup üyelerinin yeni sevgilileriyle kahvaltı ediyordu.

Jungkook'u kahvaltı için indirmek zor olmuştu. Malum günün üzerinden birkaç gün geçmişti ve bu süre zarfında sırf Jimin'le karşılaşmamak için arkadaşlarıyla takılmayı bırakmıştı. Bu pazar sabahı ise Seokjin ve Yoongi'nin zoruyla inmişti kahvaltıya. Onların hesaba katmadığı şey ise Yunseo ve Daeun'ın da onlara katılacak olmalarıydı.

Şu an ise herkes sessizlik içinde yemeklerini yiyordu.

"Yoongi." diye fısıldadı Jungkook. "Hm?" Yemekhane o kadar gürültülüydü ki onları kimse duymazdı. "Daeun'ın dişlerini parçalamak istemem normal mı?" Acıyan gözlerle arkadaşına baktı Yoongi ve başını salladı. "Kıskançlık duygusuyla tanışıyorsun Jungkook. Tüm kurt özelliklerin daha belirgin olacak ve belki de insanlığını unutacaksın. Tanrı yardımcın olsun." Jungkook ise iç çekerek yemeğine döndü.

Yoongi karşısındaki alfaya kaçamak bakışlar atarken "Hoseok-ah. Benim için soyabilir misin?" diye sordu Yunseo önündeki yumurtayı işaret ederek.

"Tabi ki."

"Sen soyamıyor musun?" diye soran kişi Taehyung'du. Amacı omegayı aşağılamak değildi, cidden merak etmişti.

"Çok sıcak ve kabuğu düzgün kıramıyorum." diyerek gülümsedi Yunseo. O sırada Hoseok gülümseyerek sevgilisinin yumurtasını soymaya başlamıştı.

Yoongi histerik bir şekilde ama sessizce güldü. Günlerdir ikilinin flörtleşmelerine katlanıyor olmak onun için sinir bozucuydu. Arkadaşları omeganın Yunseo ve Hoseok'u bu kadar normal karşılamasından tırsmışlardı. Bir şey planladığını sansalar da yanılıyorlardı. Yoongi sadece artık yaptığı hiçbir şeyin değmediğini düşünüyordu. Hoseok, hiçbir şeye değmiyordu.

Hoseok soyduğu yumurtayı geri Yunseo'nun tabağına bırakırken masada bir ses duyuldu. Yoongi yumurtasını masaya çarparak ezmişti.

Hoseok hızlıca ona döndü. Kırılan kabuklar omeganın eline batmıştı ve kanıyordu. "Ne yapıyorsun?" diye konuştu öfkeyle. Karşısında oturan omeganın eline uzanıp kabukları temizlemeye başladı hızlı bir şekilde. "Acıyor mu? Neden sakin bir şekilde soymuyorsun ki? Yumurta yüzünden canını yakan birini ilk defa görüyorum. Kanıyor-siktir!" Masadaki herkes panik halindeki Hoseok'u izliyordu.

"Bu kadar abartılacak bir şey yok ki aşkım." dedi Yunseo. Alfa onu duymadı.

Alfa tuttuğu eli bırakmadan ayaklandı. "Kalk, yıkayıp yara bandı yapıştıralım." Yoongi elini kendine çekti. "Acımıyor. Gerek yok." Hoseok kararsız bir şekilde omegaya baktı sonra geri oturdu. Omeganın elini yeniden kendine çekip peçeteyle kanı sildi.

"Acırsa revire gidelim tamam mı?" diye sordu aynı zamanda. Yoongi cevap vermedi. Hala öfkeli hissediyordu.

"Aynen, görevliye dersin omegam o kadar güçlü ki yumurtayı kırarak elini kanattı." diyerek güldü Seokjin ve hemen sonra gülüşü solarken "Omega." diye düzeltti. "Omegan değil omega."

Taehyung, sevgilisinin bacağını sıktı uyarmak istercesine. Yunseo dik dik Seokjin'e bakarken Hoseok gözlerini Yoongi'den ayırmıyordu. Omeganın bağırıp Seokjin'e küfür etmesini bekledi ama omega sessiz kaldı.

"Jungkook," diyerek tuhaf atmosferi dağıtmaya çalıştı Daeun. "Kaç gündür yoksun ortalıkta. İyi misin?"

Jungkook sesli bir şekilde chopsticklerini masaya bıraktı. "İyiyim. Kötü olmam mı gerekiyordu?" Jimin gözlerini kırpıştırdı. "Daeun sadece merak etti." diye mırıldandı. Jungkook geldiğinden beri ilk kez Jimin'e baktı. Oysa alfa uzun süredir yalnızca ona bakıyordu. "Neyi merak etti tam olarak?"

hoseok was nothing to yoongi | sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin