fifteen

75 19 20
                                    

"Feromonlarına daha fazla sahip çıkamaz mıydın Yoongi? Bayılacaktım yemin ederim." diye söylendi Jungkook Yoongi'nin arkasından odaya girerken. "Herkes anladı bir bokluk olduğunu."

Yoongi hemen çalışma masasına oturdu. "Yok bir bokluk falan." Kitaplarını karıştırıp istediğini bulmaya çalıştı. "İtiraf et hadi. Bak ben size söyledim Jimin'i sevdiğimi. Şu an daha rahatım."

Dik dik arkadaşına baktı Yoongi. "Neyi itiraf edecekmişim?"

"Hoseok'a deli divane aşık olduğunu... Şimdiye kadar yanına yaklaşan tüm omegaları bir şekilde ortadan nasıl yok ettiğini falan."

"Sen kafayı yemişsin. Yok öyle bir şey."

Jungkook da kendi sandalyesine oturdu. "Neden lavantaların ölüm gibi acı kokuyordu o zaman? Öpüştüklerini görünce kıskandın işte."

"Yok öyle bir şey! Eksiklerimi hatırlayınca stres yaptım, o kadar." Lafının hemen ardından birkaç kez hapşurdu omega.

"Bir haftaları doldu sayılır ve sen henüz atağa geçmedin. Aklından neler geçtiğini çok merak ediyorum." Yoongi sabır dilercesine birkaç kelime mırıldandı ve elindeki kitabı arkadaşına fırlattı.

"Siktiğimin hukukçusu, kes sesini! Asıl sen ne planladığını söyle. Kahvaltıda önce kendi kendine sinirlendin, sonra Daeun'dan özür diledin. Hoşlandığım alfayla sorunlar var dedin."

"Aklımda bir şey yok. Ağzıma geleni söylüyorum sadece." Duraksayıp dudaklarını yaladı. "Belki ben de sevgili yaparım."

"İnat olsun diye mi?"

Siyah saçlı omega omuz silkti ve o sırada Yoongi bir kez daha hapşurdu.

xxx

Yoongi, gecenin bir yarısı mide bulantısıyla uyandı. Lavaboya zar zor yetişip kusarken gözlerinden yaşlar akıyordu.

Küçüklüğünden beri kusmaktan çok korkuyordu. Ciddi bir şekilde hastalanmadığı sürece ya da içmediyse kusamazdı.

Başının döndüğünü hissetti. Üşüyordu ve oturduğu zeminden kalkıp yatağına gidecek gücü kendisinde bulamıyordu. Bir an için nerede olduğunu unutacak kadar şiddetli döndü başı.

Aralık kapıdan Seokjin girdi içeri. "Yoongi? İyi misin? Hasta mı oldun?"

Omega arkadaşına cevap veremedi. Sessizce ağlamaya devam ediyordu. Kendisini daha önce bu kadar kötü hissetmediğine emindi.

Seokjin elini Yoongi'nin alnına dokundurduktan sonra dehşetle konuştu. "Yanıyorsun! Ne yapacağız?"

Kendi kendine ileri geri yürürken "Hastaneye gitmelisin. Sikeceğim, ehliyetim yok!" diye mırıldandı.

Lavabodan çıkıp telefonunu eline aldı ve arkadaşını aradı. Birkaç çalıştan sonra açılmıştı.

"Hoseok!"

Uykulu ses cevap verdi: "Hm?"

"Yoongi çok kötü. Hastaneye götürür müsün?" diye sordu aceleyle.

"Ne? Neyi var? Hemen hazırlanıp çıkıyorum. Sen yurdun kapısına indir onu." dedikten sonra kapadı telefonu karşı taraftaki. Uyanması için cümlede Yoongi'nin adının geçmesi yeterliydi.

Seokjin, arkadaşının koluna girmiş bir şekilde çıktı bloğun kapısından. Alfa çoktan gelmiş, onları bekliyordu. Üzerini aceleyle değiştirdiği çok belliydi.

Omegayı görünce hızlı adımlarla yanlarına yürüdü.

"Yoongi!" diye seslendi yarı baygın omegaya. Bitik görüntüsü alfayı endişelendirmiş, mandalina çiçeklerinin acı esintisi bahçeyi kaplamıştı. Ama omega, cevap verecek güce sahip değildi.

hoseok was nothing to yoongi | sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin