Genç kız gözlerinden yaşlar boşalırken, hıçkırıklarının arasından konuştu.
"Kaç kere, kaç kere daha yalan söyleyeceksin bana?"
Karşısındaki sakin duruşunu bozmadı, derin bir nefes aldı.
"Güvende olman için ne kadar gerekiyorsa o kadar."
Genç cad...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
. • * • . ❀ . • * • .
Üç Süpürgede klasik bir akşamdı.
Oldukça sesli ve kahkahalara boğulan arkadaş grupları, içmekten kafayı bulmuş ve garip garip hareketler yapan ancak kimseye zararı olmayan aptal bir büyücü, sohbet eden birkaç çift...
Açıkçası burda olmaktan pek memnun değildim.
Burasıyla alakası yoktu. Üç Süpürgeyi gayet severdim. Gülüşen arkadaş gruplarının sohbetlerini dinleyip içten içe onlara gülmeyi, o her akşam olan aptal ama komik büyücüyü izlemeyi, tatlı çiftlere bakıp onlara özenmeyi seviyordum.
Ancak şu an burada olmaktan memnun değildim.
İsminin Andrew olduğunu öğrendiğim Ted'in arkadaşı oldukça tatlı, kibar, nazik ve iyi bir büyücüydü.
Ancak ben sanırım kendimden nefret ediyordum.
Sevdiğim kişi yerinde dünyanın en iyi büyücüsü olsa da ben kabullenemiyordum.
Ve ne yazık ki seveceğimiz kişiyi de biz belirleyemiyorduk.
Parmaklarım önümdeki Kaymak Birası dolu bardağın kenarlarında dolanıyordu.
Ted ve Andromeda gayet neşeli bir şekilde sohbet ediyorlardı.
Onlar gibi olmak isterdim.
Andrew da onlara katılıyor, şakalara eşlik ediyordu.
Dışarıdan bakıldığında hoş bir ortam vardı ancak ben şu an kendimi asla buraya ait hissedemiyordum.
Bir anda önümdeki bardağın hareket etmesi ile hafifçe yerimde sıçradım.
Andrew gülümseyerek bana bakıyordu.
"Biraz dalgınız sanırım?"
Kafamı olumlu anlamda salladım.
"Biraz..."
Tek kaşını kaldırdı, eli çenesine gitti.
"Üzgün olduğumuz için mi, yoksa yorgun olduğumuz için mi?"
