Karışıklıklar ve Gerginlikler

43 6 0
                                    

Selamm!

Yeni bir kurguyla karşınızdayım✌🏿

Umarım keyif alırsınız 🐢

ඞ       ඞ        ඞ       ඞ        ඞ       ඞ       ඞ     

Asil Demir

Kilitli kapının zorlanmasıyla gözlerimi açtım. Başladı benim mesai. Ayağa kalktım ve kapıyı açtım.

"Ne oldu?" Karşımda annem vardı. Bu kelimenin her ne kadar ona yakışmadığını düşünsem de başka türlü seslenemezdim. Her zamanki gibi çatık kaşları ve küçümseyici gözleriyle beni süzdü.

"Niye kapalı bu kapı? Ne yapıyordun içeride? Sapık bir ruh hastası gibi erkeklere mi yazıyordun, iğrençsin." Bunu asla anlayamayacaktı. Erkeklerden hoşlanıyor olmam beni sapık yapmazdı, tabii beyni bunu anlamayacak kadar küçüktü. Yazık.

"Ne istiyorsun, anne?" Sakin kalmaya çalışarak gözlerimi yumdum. Yüzünde oluşan çirkin gülümseme kötü şeylerin habercisiydi.

"Okuldan aradılar. Uzaklaştırma almışsın. Tch, tch, tch... Sana okulda sorun çıkarmamanı söylemiştik ama sen bunu bile beceremedin. Bilirsin, baban kurallar konusunda katıdır. Eh, bu sefer cezan hafif olmayacak." Hassiktir. Unutmuştum ben onu. Yutkundum ve aşağı doğru inmeye başladım. Her adımda vücudum daha da geriliyor, o adamın iğrenç yüzünü görecek olmak midemin bulanmasina sebep oluyordu.

Oturma odasına geldiğimde yüzündeki sinirli ifadesiyle bana baktı.

"Sana tek söylediğimiz sorun çıkarmamaktı, bunu bile yapamadin mi, ibne?" Yüzüme yediğim tokat ile kafam yana düştü. Başlıyoruz.

"Sana kaç kere söyledim. Bir daha kavga etmeyeceksin diye! Onlar her gün senin iğrençliğine maruz kalıyor, biraz dişini sıkamadın mı, pezevenk?" Hah.. iğrençliğimde boğulurum daha iyi piç herif. Her gün nelerle uğraştığımı bile bilmiyor. Gerçi bilse de umursamaz. Karnıma yediğim yumruk ile dizlerimin üstüne çöktüm.

"İbneliğinle bizi rezil ettiğin yetmezmiş gibi bir de serseri mi olacaksın, şerefsiz!?" Rezil etmek mi? Beş para etmez herifin tekisin zaten, diyemedim. Çünkü ne olursa olsun karşısında çocukluğuma dönüyor ve saklanacak yer aramak istiyordum. Korku, vücudumu ele geçiriyordu.

Sessiz kalmam onu hırslandırmış olacak ki bu sefer tekme attı karnıma. Yüzüme vurmaya çok yemiyor tabii, insanlar görür diye. Bir anda boğazımdan tutup ayağa kaldırdı ve kulağıma eğilerek konuştu.

"Uzaklaştırıldığın bir hafta boyunca bu evi sana zindan edeceğim, tepkisiz ifadeni düşürüp ayaklarıma kapanacaksın, erkek orospusu seni!" Doğrulamak üzereyken yediğim darbe tekrar yere düşmemi sağladı. Yorulmuş olacak ki kendini yanındaki koltuğa attı.

"Siktir git, gözüm görmesin seni!" Zorla yerden destek alarak ayağa kalktım ve odama doğru ilerledim. Annemin -ne kadar anne denebilirse- küçümseyici bakışları hala üzerimdeydi.

Sonunda odama girdiğimde kendimi yere bıraktım. Canım o kadar acıyordu ki nefes almakta güçlük çekiyordum. Zorla pencerenin önüne geldiğimde kendimi oradaki pufa bıraktım.

Yazık, sana değil. Varlığına yazık.

Sana konuşma hakkı veren olmadı.

Okuldan eve gelince direk odama kapanıp uyumuştum çünkü biliyordum ki bu gece rahat uyuyamayacaktim. Acıyla dişlerimi sıktım. On sekiz olana kadar sabretmem gerekiyordu, sonrasında bu sikik evden kurtulacaktım. Belki de on sekizime giremeden dövülerek öldürülürdüm. Kim bilir?

Lost Memories | b×bHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin