Yumruklar ve Çığlıklar

24 6 0
                                    

Higurashi: When They Cry

Yattığım yerde yana dönmek istemiştim ama sonuç olarak kendimi yerde buldum. Dün koltuklarda uyumuştuk. Mirza'nın uyuyan bedenine yaklaştım ve Uzay'ın uyuduğudan emin olduktan sonra dudaklarına hafif bir öpücük bıraktım. Gözlerini yavaşça açtığında gülümsedim ve el salladım.

"Günaydın, sevgilim." Kısık sesle söylemiştim. Çabama karşı gülümsedi.

"Günaydın, güzelim." Dedi kısık sesiyle. Dudaklarına bir öpücük daha bırakıp, Uzay'ın yanına gittim ve ayağımla ayağını dürttüm. Hiç beklemediğim bir anda sıçrayarak uyandığında etrafa göz attı ve sonra bakışları bende durduğunda gevşedi.

"Günaydın." Uykulu ses tonu ile iç çektim. Kendimi koca bir bebekle uğraşıyor gibi hissediyorum.

"Kalk artık, uykucu!" Yan gözle bana baktı ve mırıldandı.

"Kendisi de yeni kalkmamış gibi.."

"Sus önce ben kalktım, Beta." Gülümsedi.

"Alfa-Beta olayına hiç girmeyelim istersen, kardeşim." Her kardeşim dediğinde olduğu gibi bir garip oldum ama kafamı iki yana sallayarak kendime geldim.

"Kalk eve gidiyoruz. Buse Hanım, kahvaltıya yetişmemizi söyledi."

"Ha, tamam." Kapının önüne çıkıp ayakkabılarımızı giydik ve Mirza'ya son kez görüşürüz dedikten sonra arabaya bindik. Ben yürüyerek gelmiştim yani Uzay'ın arabası olmalı.

Eve geldiğimizde yine bir gerginlik kapladı bedenimi, derin bir nefes aldım. Sanki bir işe yarayacakmış gibi. Uzay coşkulu bir sesle "Günaydın!" Diye bağırırken ben sessizce söylemekle yetinmiştim. Bir tek ikimiz kalmıştık ki herkes sofrada oturuyordu.

"Günaydın, hergele seni." Demişti Gökhan Bey Uzay'a ardından bana dönmüş ve "Günaydın, oğlum." diyerek gülümsemişti. Herkes yemeğe başladığında birkaç kahvaltılık dışında birşey yememeyi tercih ettim. Ancak kabalık etmek istemediğim için sofradan kalkmadım. Yemeğin sonuna doğru Gökhan Bey bana iki tane kart uzatmıştı. Bunlardan biri kimlik kartım, diğeri ise kredi kartıydı.

"Teşekkür ederim, Gökhan Bey." Diye mırıldanarak önüme döndüm. Ne kadar mahçup hissetsemde, eski evimdeyken bile harçlığım oluyordu ve kendi ailemden nereye kadar çekinebilirdim? Gökhan Bey'in konuşmasıyla herkes ona döndü.

"Seni kardeşlerinin gittiği okula yazdırmak istiyorum, oğlum tabii senin için de uygunsa?"

"Siz nasıl uygun görürseniz, Gökhan Bey." Cevabımla hala ona karşı temkinli olduğumu görünce gözlerinde geçen üzüntüyü gördüm. Yapabileceğim birşey yoktu, bende çok yaralıyım.

Bu sene son senemdi ve ne olursa olsun burayı yani İzmir'i kazanmalıyım. Mirza ile aynı üniversiteyi kazanmak istiyorum. Böylece gün içinde kampüste bile görüşebiliriz. Hayali bile çok güzel..

Hayallerimden çıkıp, gerçek dünyaya döndüğümde Gökhan Bey yarın okula gidebileceğimi söyledi. Ardından sofradan kalktılar. Ne yapacağımı bilemeyip bende kalktım ve odama gittim.

Bir süre sonra kapım tıklatıldı ve ardından çekingen adımlarla içeri gelen Tuğçe'yi gördüm.

"Şey, Tuğra arkadaşlarıyla birlikte ve bende çok sıkıldım. Beraber film izlemek ister misin?" Kirpiklerinin altından attığı çekingen ama bir o kadar hevesli bakışları ile 'hayır' desem ağlayacakmış gibi gözüküyordu.

"Gel güzelim, ne izlemek istersin?" Yatakta yana kayıp kucağıma aldığım bilgisayarım ile ona bakıyordum. Yanakları kızardı ve hemen yanıma geldi.

Yoğun ısrarı üzerine istediği bir komedi filmini izlerken filmin sonlarına doğru kafası omzuma düştü ve uyuyakaldı. Onu uyandırmamak için yoğun çabalarla bilgisayarı yanımdaki komidinde bıraktım. Ancak bu çabalarım boşa çıktı çünkü aşağıdan gelen bağırışma sesleri ile irkilerek uyandı.

Odanın kapısı aniden açılırken, içeriye giren Asel ve Kutay oldukça öfkeli gözüküyorlardı. Asel, Tuğçe'yi yanımdan çekmiş, endişeli gözlerle onu kontrol ediyordu. Daha ne olduğunu anlayamadan kafamın yana düşmesi ve hissettiğim yanma hissi ile Kutay'a baktım.

Bana tokat atmıştı.

"Piç herif! Tuğçe'den uzak dur, duydun mu beni?! Nasıl kandırdın onu, ha? Ne yapacaktın ona!?" Konuşmama izin vermedi. Yakamdan tutup, beni kendine çekti ve ardından karnıma bir yumruk attı. Konuşmaktan vazgeçtim çünkü biliyordum ki ne dersem diyeyim beni dinlemeyecekti. Bunu defalarca yaşamıştım, bir zamanlar öz olduğunu sandığım babamla.

Tuğçe dolu gözlerle bana bakıp, Asel'in kollarında çırpınıyordu. Karnıma yediğim yumruktan sonra yere çökmüştüm ki bunu karnıma yediğim tekme ile fark ettim. Bütün algılarım kapanmış gibiydi. Hissettiğim tek şey acıydı.

Sonunda Asel'in kollarından kurtulan Tuğçe, Kutay'ın önüne geçmiş ve beline sarılıp onu durdurmayı başarmıştı.

"Bana hiçbir şey yapmadı ve yapmayacaktı. Film izlemek istedim ve o da kabul etti! Abi, gerçekten o birşey yapmadı. Lütfen artık dur!" Kutay ve Asel göz göze geldiler. O sırada bir konuda anlaşmış olmalılar ki, Kutay benden uzaklaştı ve sert bir ses ile konuştu.

"Abicim, bir daha onunla yanlız kalmayacaksın. Bu konudan anne ve babamıza bahsetmeyeceksin, tamam mı güzelim?" Bana birşey deme gereği duymadan, Tuğçe'yi de alıp odadan çıktılar.

Bu eve sevileceğini sanarak girmiştin.

Bu kadar acınası olmak yorucu değil mi?

Jiletin yerini biliyorsun~

Neden buna bir son vermiyorsun?

Çık kafamın içinden!

Hadi ama~ İkimizde biliyoruz ki haklıyım.

Kapa çeneni.. kapa o lanet çeneni Leo!

Kapat sana bu lanet çenemi, Asil. Tek yapman gereken eline bir jilet almak :)

Sus artık, yalvarırım!

En büyük suskunluk, ölümle gelir, Asil.

Haklıydın.

Acınası bir insanım.

Hahahaha, sonunda anlıyorsun.

En son düştüğüm yerde sırtımı yatağa yasladım ki bunu yaparken bile karnımda şiddetli bir ağrı oluşmuştu. Dizlerimi kendime çektim ve kafamı kollarıma gömdüm.

Kendi kız kardeşime zarar vereceğimi düşünmüşlerdi.

Onların gözünde sadece bir yabancıyım.

Asla sevilmeyecektim ve asla bir aile olamayacaktık.

Gözyaşlarım durmaksızın akıyor, çığlıklarım hıçkırıklara karışıyordu. Hepsi zihnimde olan, sessiz gözyaşları ve sessiz çığlıklardı aslında. Eski evimde bunu öğretmislerdi bana ve ben bir kez daha zihnimin içinde boğuluyordum.

Bir süre sonra boğulduğum düşünce havuzu, beni hiç istemediğim bir kabus diyarına sürükledi.

★ ★ ★ ★ ★ ★

Noluyoo, noluyoo?

Leo tatlı çocuk aslında ehe 🐢

Kutay (25)
Asel (23)
Uzay (19)
Tuğra ve Tuğçe (16)
Asil (17)

Lost Memories | b×bHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin