Aşk ve Huzur

28 6 0
                                    

"İyi'ki sen Asil'im."

Çok geçmeden evimize gitmiş, koltuklara kurulmuştuk. Sargılar kaşındırdığı için rahatsızdım ki bu Mirza'nın gözünden kaçmamıştı.

"Sargılarını yenileyelim, güzelim." Hayır diyemezdim ki..

"Hile yanlız bu. Güzelim diyip aklımı başımdan alıyorsunuz beyfendi.." İsyanıma karşı gülümsedi ve ilk yardım çantasını getirdi.

"Eh, cazibem boşuna yok, değil mi?" Bak yaa.

Bileğimdeki sargıyı çıkardığında bütün neşesi gitmişti. Çenesi kasılmış, kesik izlerine bakıyordu. Baş parmağıyla yavaşça okşadı, acıtmaktan korkar gibi.

"Bir daha asla.. asla gereksiz insanlar yüzünden incinmeyeceksin. Bana söz ver, asla kendine zarar verme, Asil'im." Gözlerimin içine yalvarır gibi bakıyordu. Ellerimi yanaklarına koydum.

"Söz veriyorum, bir daha asla Mirza'm." Memnun olmuş gibi gülümsedi ve sargılarımı değiştirmeye koyuldu.

Kirli bandajları attı ve yanıma oturup, kolunu omzuma attı. Benim söylememe gerek kalmadan açtığı One Piece ile homurdandı.

"Şu Law mudur, nedir? Bu kadar düşmesen mu acaba, yavrum? Ben varım burada.." Tatlı isyanı karşısında kıkırdadım.

"Üzgünüm Mirza, kalbim sende ama aklım Law'da.." Şakayla karışık söylediğim cümleye ayak uydurdu ve bir elini kalbine koydu.

"Bunu bana nasıl yaparsın?!" Gülmemi zar zor bastırdım.

"Kalbim ikiniz içinde yeterince büyük bence.." Gözlerini kocaman açtı ve kırpıştırdı.

"Ahlaksız herif!" Tatlılığına dayanamadım ve buna bir son verip, gamzesinden öptüm. Kolları anında belimi bulurken, yüzünü saçlarıma daldırdı.

"Huzur kokuyorsun.." Geri çekildim ve alnımı alnına yasladım.

"Ben aşkı sende buldum, Mirza'm."

"Bende huzuru sende buldum Asil'im."

Bu sevgi pıtırcıklığımız çalınan kapı ile bozuldu. Mirza ağzında birkaç küfür mırıldandıktan sonra kapıyı açmak için ayağa kalktı. Uzay gelmişti. İstemsizce gerildim ama onunla bir problemim olmadığı için normal davranmaya karar verdim.

"Hoşgeldin, Uzay." Mirza sorun etmediğimi görünce kapıdan çekildi ve Uzay içeri girdi.
Beklemediğim bir şekilde bana sarıldı ve konuştu.

"Yahu "Uzay abi" diyeceksin. De bakayım."  Beklentiyle yüzüme bakarken hayır diyemezdim. Gözlerimi kaçırdım ve geri çekildim. Mirza yardımıma koştu.

"Rahat bırak Asil'imi. Hoşgeldin, kardeşim." El sıkıştıklar. Uzay imalı gözlerle Mirza'ya baktı.

"Lan hep bahsettiğin sevgilin kardeşim çıkmak zorunda mıydı, şerefsiz?" Mirza tek kaşını kaldırdı ve güldü.

"Yalnız, o senin kardeşin olmadan önce benim sevgilimdi." Kaybeden Uzay homurdandı ve kendini koltuğa attı.

"Ee, siz ne yapıyordunuz?"  Yaşadığım dejavu hissiyle yanaklarım yanarken, Mirza sırıttı. İkimizinde yüzüne bakıp, cevap alamayan Uzay birşeyleri yanlış anlamış olacak ki yüzünü buruşturdu.

"Hay amına koyayım, bir kardeşimizin cinsel hayatını bilmediğimiz kalmıştı.." Mırıldanmasıyla kırmızıdan mora dönerken, daha fazla yanlış anlamasın diye araya girdim.

"Öyle değil! Biz sadece konuşuyorduk.." İnanmamış bir şekilde bana baktı.

"Aynen bende leylekler tarafından getirildiğime inanıyorum." Sinirle bacağına vurdum.

"Ya! Delirtme beni, sen neden geldin?" Vurduğum yeri ovuşturdu ve söylendi.

"Abiye vurulmaz, taş olursun taş.." Bunu duyan Mirza büyük bir sırıtış ile konuşmaya dahil oldu.

"O zaten taş gibi ama sen bilirsin." Tanrım yok et beni. Ben utançtan yerin dibine girerken, Uzay öksürük krizine girmiş, Mirza ise onun sırtına vuruyordu.

Uzay sonunda kendine gelmiş olacak ki öksürmekten kızarmış yüzüyle konuşmaya devam etti.

"Kardeşimi görmeye geldim başka neden geleceğim? Ben fakültedeyken olmuş ne olduysa. Ancak görüyorum ki keyfiniz baya yerinde." Son dediğini görmezden geldim.

"Ah evet, sen, Tuğra ve Tuğçe okuldayken oldu herşey."

(⁠ ⁠ꈍ⁠ᴗ⁠ꈍ⁠)

Uzay'da bir süre bize eşlik etmiş ardından gitmesi gerektiğini söyleyerek evden çıkmıştı. Tekrar baş başa kaldığımızda anime izlemeye devam etmiştik.

"Güzelim, bu akşam bir yere gideceğiz."  Aniden söylediği ile kafamı kaldırdım.

"Nereye gideceğizkine?" Yüzüme baktı ve burnda ittirfi hafifçe.

"Bakma bana öyle tatlı tatlı, yiyeceğim az kaldı. Nereye gideceğimiz ise bir sürpriz, gidince görürsün yavrum. Sen yavaştan hazırlan istersen." Dedi ve saatine baktı.

"Tamam o zaman~" Koltuktan fırladım ve yatak odamıza geldim. Siyah bir kargo pantolon ve üzerine siyah bol bir kapüşonlu giydim. Hep aynı kıyafetleri giyiyor gibi gözükebilirim ama gardırobumdaki bütün kıyafetler aynıyken ne yalabilirdim ki?

Kulağıma en sevdiğim küpelerimden birini taktım ve ellerime de metal yüzüklerimden taktım. Saçlarımıda elimle dağıttığımda hazırdım.

Odanın kapısına ilerlediğimde Mirza ile karşılaştım. Beğeniyle beni süzüyordu. Ardından dayanamamış gibi saçlarımı karıştırdı.

"Ya! Suikast denir buna.." Halime gülümsedi ve oda giyinmek için birşeyler çıkardı kendine.

Siyah bir gömlek ve pantolon giymişti.

Siyah gömlek. Düşüyorum, tutun beni.

Ya da tutmayın.

Ona bakıp, gözlerimi kırpıştırdım. Tanrım, bu çocuk real mi? Tepkime kahkaha attığında bozuk sinirlerimle arkamı döndüm. O fırsatçıda bunu kaçırmayıp, belime sarıldı.

"Hadi güzelim, biraz daha buna devam edersek geceyi bekleyemeyeceğim." Kemikli elleri ile ince belimi sarmaladiğinda yutkundum. Üzerimdeki etkisinin farkında mıydı??

Daha sonra birkaç atışmadan eşliğinde arabaya binmiş ve deniz kenarında bir yere gelmiştik.

İlk tanıştığımız yere.

Beni ilk gördüğünde oturduğu yere oturdu ve yanına gelmem için işaret verdi. Oturduğumda küçüklüğümüz gözümün önüne geldi. İlk defa tanışan Asil ve Mirza.

Sessizlik, denizin ferah kokusu ve Mirza'm. Bu yeterliydi. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"Seni buraya getirdim çünkü ilk tanıştığımız gün, intihar etmek isteyerek kaybettiğin çocukluğunu bugün sana geri vermek istedim, güzelim." O gözyaşımı silene kadar ağladığımı fark etmemiştim bile.

"Ağlama, Asil'im. Yalvarırım ağlama, sen ağladıkça içim parçalanıyor be yavrum." Alnıma bir öpücük kondurdu ve cebinden bir kutu çıkardı. Bir kolyeydi. İçinde fotoğraf olanlardan.. Mirza ve benim çocukluk fotoğraflarımız. Nazikçe kolyeyi boynuma taktı ve elleriyle yüzümü avuçlarına aldı.

"Bundan sonra istediğin gibi ol, Asil'im. Sinirlen, gül, çocuklaş.. kim ne karışır?"

Kollarımı boynuna sardım.

"Seni seviyorum ve hep seveceğim.. iyi'ki sen Mirza'm."

Asil aşkı Mirza'da, Mirza huzuru Asil'de bulmuştu. Yaşadıkları toplum onlara her ne kadar aksini söylese de onlar birbirlerini sevdiler ve bunda bir sorun görmediler.

(⁠ㆁ⁠ω⁠ㆁ⁠)

The End.

Özel bölüm gelecek :)

Eh, özel bölümde neler olacağını bir ben birde bu 🐢 biliyor.. (⁠☆⁠▽⁠☆⁠)


Lost Memories | b×bHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin