Defenders | Marvel (Düzenleniyor)

● Day of Punishment ●

Multimedya : The Punisher and Rogue

Her zamanki yerimdeydim,silahlarımın kurşunlarını dolduruyordum.Micro da televizyona bakıyordu.Televizyonun seslerini bende duyuyordum ama pek umurumda değildi.Ben,işime devam ederken Micro,bana seslendi "Frank,gelip bunu görmelisin".

Benim de umurumda olmadığı için başımdan savmaya çalıştım "Televizyonda gördüklerin beni ilgilendirmez Micro".Ama Micro ısrar etmeye devam edince sırf sussun diye televizyonun yanına gittiğim de ise,Micro'nun haklı olduğunu gördüm.Televizyonda ki spiker şu sözleri söylüyordu.

"Dr Doom'un yaptığı saldırı bütün süper kahramanların güçlerini aldı.Artık hiç bir kimsenin gücü olmadığını görüyoruz".Ardından görüntüler göstermeye başladı.Logan'nın cesedi yerde öylece yatıyordu,Red Skull denen herifin de cesedi yerde idi.Ardından benim için en önemli kahramanın cesedini gördüm,Captain America.İkimiz de televizyonda onun cesedini görünce Micro bana dedi "Galiba gidip orayı kontrol etmemiz gerekebilir".

Haklıydı,gidip kontrol etmemiz gerekiyordu ama o gidemezdi,onun gitmesine izin veremezdim "Sen burada kal Micro,Senin için tehlikeli olabilir".Micro,söylediğime yüksek sesle karşı çıktı "Hayır Frank!Oradaki insanların yardıma ihtiyacı var ama sadece sen yardım edemezsin.

Bütün mutantlar ve kahramanlar gitti Frank.Bende geliyorum" dediklerine karşı çıkamadım.Kabul ettim,ardından yeleğimi ve silahlarımı alıp yola çıktık.Arabayla şehrin merkezine gidiyorduk.Bunun nasıl olduğuna anlam vermeye çalışıyordum.Dr Doom denen herifin yaptığını söylüyorlardı ama Dr Doom her zaman ezik biriydi.

Şehrin merkezine vardığımız da ikimizde durup olanları anlama ihtiyacı hissettik.Çünkü kıyamet kopmuş gibiydi.İnsanlar dükkanlardan mal çalıyor polisler dövülüyor,silahlar patlıyor,insanlar birbirinden kaçıyordu.Bir çok bina yanıyordu "Micro,bagajı aç" dedim ve o da hemen arka bagajı arabanın içinden açtı.Bende arabadan inip arka bagaja gittim ve orada ki silahlara baktım.Şu an ki duruma göre silah seçmem lazımdı.Bombalarım ve bıçaklarım zaten üstümdeydi.

İki M4A1,bir MP5,bir otomatik Shotgun,iki Scorpion,iki Desert Eagle aldım.Fazla kurşunları da belimdeki kemere doldurdum.Micro'da arabadan çıktı ve o sadece iki tane Baretta aldı.Ardından ikimizde arabayı çektiğimiz yerden çıktık.

O an şehrin merkezindeydik.Şehrin merkez binası çok da uzak değildi ve hemen bir ceset arabanın üstüne fırladı.Kafamı cesedin geldiği yere çevirdim.Beş kişilik bir grup serseriydiler.Marketin sahibini öldürüp cesedini,benim arabamın kaputunun üstüne atmışlardı.

Hiç sorgulamadan,direk yanıma aldığım iki Scorpion'la beşinin de kafasını uçurdum.Hiç bu kadar iyi hissetmediğimi anladım yıllardan beri.Her yer yanıyordu,herkes kaçışıyordu,polis gücü bastırıldığı ve kötü adamlar hakimiyeti aldığına göre beni o şerefsizleri öldürmekten hiç bir şey alıkoyamazdı.

Kafalarının yerinden uçtuğunu gören Micro sevindi "Tam isabet Frank,hadi başka kötü adamlar bulalım".Bende onu başımla onayladım.Ardından ilerlemeye başladık.Biz ileri doğru gitmeye çalıştıkça,karşımızdan bir sürü insan geliyordu.Gelenlerden bir tanesi bana sarıldı ve yalvarmaya çalıştı "Punisher,lütfen bizi kurtar.Ne yapacağımızı bilmiyoruz.Captain America öldü".Son sözü dikkatimi çekmişti,adamın gömleğinden tuttum "Steve Rogers öldü mü?Cesedi nerede".Adam korku dolu gözlerle arkasındaki dört yolun birleşimini gösterdi.

Adamı kenara atıp oraya doğru koşmaya başladım.Söylediği şeyin gerçek olmasını istemiyordum,kabullenemiyordum.Oraya vardığımda ise doğru olduğunu gördüm,Steve Rogers'ın bedeni yerde yatıyordu.Micro'da yerde yatanı gördüğünde benim neler hissettiğimi anladı.Steve Rogers benim her zaman kahramanımdı.