"Uzaklaşmak, yalnızlaşmak ve ruhumun hisseden tarafını geride bırakmak şimdi benim için tekrar arzulanan şey konumunda. Yıpranmış ilişkilerin eskisi gibi olmayacağını biliyorum," dedi. "bu da kaçma isteğimi sadece daha fazla perçinliyor, kalıp çabalamak bana göre değil çünkü bu konuda bunu beceremeyeceğimi biliyorum."İblisin sessizce kendisini dinlediğini hissedebiliyordu, yüzüne bakmasa da odaklandığını biliyordu. Neden dikkat kesildiği meçhuldü, kızla ilgili başka bir şeyler yakalama ve bunları kullanabileceğini hesap etme arzusundan da olabilirdi, meseleyi ilginç bulduğundan da... Ya da her ikisi de. Gerçi konuşulanları ilginç bulma ihtimali genç kıza göre pek olası değildi, uzun hayatı boyunca çok benzer endişelere şahit olmuş, bunları yeterince görüp dinlemiş olmalıydı. Yine de anlaşılmaya, hoş karşılanmaya dair bir beklentisi bulunmadığı göz önüne alınırsa, istediği gibi içini dökmeye devam edebilirdi. Sonuçta Sebastian'a bunları anlatmasındaki temel neden, aklındakilerin biri tarafından bilinmesi ve bu sayede düşüncelerin beyninde vızıldamak yerine havada uçuşan harfler, kelimeler ve cümleler şeklinde bir yığın hâline gelmesiydi.
"Ben kaçmakta iyiyim, insanların yüzüne bakıp özürler dilemekte ya da gönülleri alacak eylemlerde bulunmakta değil. Hoş, bunlarda yetenekli olsam dahi önceliğim arayı düzeltmek mi olurdu emin değilim çünkü nefes almak, yaşadığını daha iyi hissetmek ancak bir başkasının varlığının gölgesi altında kalmadan mümkün. Benim bu gölgeyi hissetmem içinse sadece o kişinin varlığı bile yeter."
Göğsünü titreten bir nefes aldı, hislerinin bu kadar yoğunlaşması onda her zaman fazla fiziksel tepkiye neden olurdu ve bundan normal şartlarda haz etmiyordu. Şimdi ne düşündüğünden, kendini en açık şekilde Sebastian'ın önüne sermekten rahatsız olup olmadığından emin değildi.
"Sanırım bir daha asla eve dönemeyeceğim," dedi. Etrafı görmekte zorlanıyordu. Yine de elini yüzüne götürmedi. "Artık bir çocuk değilim ve hatalarım eskisi kadar tolere edilmeyecek. Zaten hatalarım eskisi kadar küçük de değil, benim gibi onlar da büyüdüler."
İblisten bir yorumun geleceğini hissetti ama Sebastian sessiz kalmaya devam etti. Bir an için neredeyse konuşacağını düşünmüştü. Yine de aralarındaki iletişim eksikliğinin o an kızda yarattığı gerilim havada ağır bir şekilde asılı kaldı.
"Bu da çekip gitmek için başka bir neden. Kabul edildiğimi hissederken bile uzaklaşma hayalleri kuran ben, yargılandığımı hissettiğimde mi kalacağım? Aslına bakarsan, başka bir evim varmış gibi davranıldığında artık aileden olmadığımı idrak etmeliydim. Biraz geç oldu."
Duraksadı, bu sefer gözlerini silmeye vakit harcadı. İblisin, insanların acısından zevk aldığını daha önce sezmişti ama bu sefer öyle hissettirmiyordu. Ya da bu şekilde düşünmek onu rahatsız edeceğinden kendini kandırma yolunu seçmişti.
"İlk defa ne zaman habersizce gitmeyi düşündüm, bilmiyorum ama bugün tekrar bu seçeneği değerlendirdim. Fakat bu, geri dönmem gereken bir gidiş olacaktı ve geçici kaçışların her zaman daha ağır bir yüzleşmesi vardır. Biraz nefes almak pahasına saçma bedeller ödersin."
Çökmek üzere olan akşamın hafif serinliği bedenini ürpertti, saçlarını yüzünün önünden usul usul çeken rüzgâr omuzlarındaki yükü unutturmak istercesine genç kızı rahatlatıyor gibiydi. Gözleri birkaç saniyeliğine kapandı, geri açtığında kararlı görünüyorlar ve ufka bakıyorlardı. İblisin az önceki dikkati iki katına çıkmış gibiydi. Kız, onun zayıf olanlardan değil, azimli ve kararlılardan hoşlandığını biliyordu.
"Bu yüzden tamamen kaçabileceğim zamanı bekleyeceğim. Belki hayal kırıklığına uğrayıp üzülecekler, şaşıracak ve sormak isteyecekler ama bir kelime bile komuşmayacağım. Ben, demek istediklerini haykırdığını hayal eden, ancak gerçekte ağzını dahi açmayan biriyim."
Sebastian'a yüzünü döndü. İblisin gözleri kor ateşti, kızı derinden incelediler, delip geçtiler. "Neden dediklerinde susacağım, gel derlerse cevap vermeyeceğim, hakaret ettiklerinde umursamayacağım. Çünkü ben yalnız yaşamak için doğdum ve insan olmaktan kaynaklanan ihtiyaçlar nedeniyle arada bana eşlik eden birkaç bireyden fazlasını hayal edemiyorum. Trajik değil, absürt değil... Bu doğal, Sebastian."
Bakışlarını tekrar önündeki ufka, şimdi güneşin neredeyse kaybolduğu yere odakladı. İçinde dile getirilemeyenleri birine dökmenin verdiği türden klasik, insani bir rahatlama vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİHNİMDEKİLER
Cerita PendekZihnimde çok fazla şey var. Onlarca kurgusal evren, değişik olay örgüleri, farklı karakterler ve sayısız kişilik versiyonları... Sürekli düşünüyorum, her geçen gün genişlemekte olan hayali bir dünyaya sahibim. Ve burada, düşlerimde yer alan insanla...