5-ANLAŞMA

54 12 1
                                    

Cesaret ettiğin kadar özgür, korkak olduğun kadar tutsak olursun.

                                                                                     -Düşüncelerimden alıntı 


Lamia kızın telefon numarasını çevirdi elindeki kırışmış kağıda bakarak. Dün gece akşam yemeğinde Haşim'in yeni ortağıyla yaptığı satışları ballandıra ballandıra ballandıra anlatması kadının da ona Eylem'i anlatmasına neden olmuştu. Sonrasında ise kocasının tüm keyfi kaçmış Lamia'yı, her şeyi anlattığı o kızı bulması için şartlandırmıştı. Dün gece keyifli başlayan bir yemek Haşim'in gittikçe köpüren, dinmek bilmeyen siniri ve Lamia'nın gözyaşlarıyla sonlanmıştı. Dünü hiç yaşanmamış farz ederek derin bir nefes alıp telefonun arama butonuna bastı kadın. 

"Alo." Karşıdan gelen cılız sesi hemen tanıdı. Bu ses o genç kızdan başkasına ait olamazdı. 

"Ben Lamia.Eylem, biz seninle dün bir şey konuşmuştuk hatırlıyor musun?" 

İşte Eylem'in gece uykusunu bölen, heyecanla içinde bulunmayı beklediği o olaydı Lamia'nın bahsettiği. Nasıl hatırlamaz olurdu ki? 

"Hatırlamaz olur muyum Lamia Hanım. Siz benim teklifimi kabul ettiniz değil mi? Yine parka geleyim ben hemen." 

Lamia'nın düşündüğü gibi gerçekleşmişti buraya kadar olanlar. Ama önce kızdan, Haşim'in de bilmeyi istediği bir konuyu öğrenmeliydi. 

"Bak, sen bu olanları hiç kimseye anlatmadın değil mi? Hiç kimseye..." 

"Merak etmeyin siz. Hem biz dost değil miydik? Benim kimsem yok zaten kime anlatayım?" Ardından da heyecanla atıldı genç kız. "Ben parka geleyim mi?" 

"Yok bu sefer park olmaz!" Kadının kestirip atarcasına söylediği bu cümle kızın paniğe kapılmasına sebep oldu. Öyle ki, "Ya olmaz, derse?" diye düşündü bir an.

 "Bu sefer seni Haşim de görecek. Ona göre karar vereceğiz."

 "Peki. Tamam. Siz bana adres verin ben hemen geleyim." 

"Tuhaf," diye düşündü Lamia. "Onca anlattıklarımdan zerrece etkilenmemiş gibi bir de olaya hevesle atılmak istiyor. Umarım Haşim bu kızı hemen kabul eder. Kimseye hiçbir şey belli etmeyecek bir karakter var bu kızda." Düşüncelerini birkaç dakikalığına rafa kaldırıp düzgün, mesafeli bir sesle yanıtladı. 

"Parkın giriş kapısının önünde ol. Yarım saat içinde kapının önünde siyah bir BMW göreceksin. Camını açan adam "Eylem" dediği an arabaya bin. Sakın, ama sakın yetimhaneden hiç kimseye o arabaya bindiğini belli etme. Bu akşam seninle konuşacağız. Kabul edilirsen bir daha hiç uğramayacaksın o yere. Ama edilmezsen ne ben seni, ne de sen beni görmedik, tanımadık. Ona göre."

"Anlıyo-..." Kız cevap veremeden suratına kapandı telefon. "Ne yani? Dostluğumuz buraya kadar mıydı?" diye düşündü kız kendi kendine. Kadının mesafeli ses tonu kendinden mevkice düşük ya da yüksek biriyle konuşurken takınılan o sakin hale bürünmüştü. Bu kadarını beklemiyordu açıkçası. Yetimhanenin bahçesinden koşar adımlarla içeri girip kot pantolonunu giydi. Çıkmadan çantasını da yanına aldı çantaya gitmeden önce sığdırabildiği tüm eşyalarını da atarak. Sonuçta geri dönmeme ihtimali de vardı. O ihtimalin cılız bir mum ışığı kadar olduğunu hissetse de. 

*** 

Eylem, yaklaşık yirmi dakikalık bir bekleyişin ardından Lamia'nın tarifine uygun olan arabaya binmişti. Arabanın durmasıyla Haşim denen adamın onu göreceği yere geldiğini anlayıp kapıyı açtı. Geldikleri yer, bir bahçenin içinden geçilerek girilen üç katlı bir villaydı. Hayatında ilk defa dizi ve filmler haricinde böyle bir evi yakından görme fırsatı bulabilmişti Eylem. 

ALTIN VURUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin