Bugün Buse okula başlamıştı. Bu zamana kadar Bulut'un yanına oturur diye düşünüyorduk ama Merve geldiği için onların önüne oturmak zorunda kalmıştı. Kavga çıkarıp kızı kaldırmasını beklesem de öyle bir şey yapmamıştı. "Hayırdır lan nasıl kabul ettin oraya geçmeyi?"
"Olum kızı görmüyor musun afet gibi. Rica edince nasıl kırayım şu güzelliği?" O aşkla Merve'ye bakarken senden adam olmaz diyerek önüme donecektim ki aklıma gelen fikirle konuşmaya başladım. "O zaman munazaraya sen katılırsın."
"Ne munazarası be?" Bilmediği için anlamayarak bakıyordu. "Boşver ne olduğunu. Sen Merve'yle daha çok vakit geçirmek istiyor musun istemiyor musun onu söyle bana?" Böyle diyince gözleri ışıldamıştı. "İsterim tabi lan." Hemen kolundan tutup Nazlı hocanın yanına gitmek için sınıftan çıktım.
Nazlı hocanın yanına gelip benim yerime Busenin gecmek istediğini anlattigimda hiç de beklediğim gibi bir cevap alamamıştım. "Busecim çok iyi oldu geldiğin. Biri eksikti bizde de tam."
"Hocam eksik falan değildi. Ben çıkıyorum dimi?"
"Senden önce Çağatay geldi Cüneyt. Kesinlikle katılmayacağını söyledi onun yerine birini arıyorduk." Bahtsız bedevi miyim ben neyim amk.
Buse mutlu ben yıkık bir şekilde münazara için yapılacak toplantının olduğu sınıfa ilerledik. Merve hevesle anlatmaya başlamıştı bile. Buse de hemen onu dinlemeye başladı. Ben de kilitli camlara bakıyordum. Belki bir şekilde açabilirdim.
"Olum geçen gün barda Asaf hocayı sen de gördün mü?" Duyduğum cümleyle pencereye bakmayı bırakıp Buluta döndüm. "Ne Asaf hocası oğlum? Yanlış görmüşsündür."
Emin bir şekilde konuşmaya başladı. "Hayır ya eminim. Acaba sarhoş kafayla mi gördüm diye düşündüm ama sonra Elifin de gördüğünü öğrenince emin oldum. Kesin oradaydı yani. Bizden önce çıktı ama sanırım"
Bir anda o gün gördüğüm adam geldi aklıma. Koyu koyu bakan gözler Asaf hocanındı. Direkt bana bakıyordu. Bütün imalarının sebebini şimdi anlarken biraz da hak verdim adama. Adamın insafa geldiği ilk anda beni barda görmesi pek iyi olmamıştı tabi.
"Bizim konumuz süt siyahtır. Bunu savunacağız. Hepimiz bir şeyler yazarsak çok iyi olur." Üstüme hiç alınmadım. Ben ne anlarım yazı yazmaktan. Zaten bir şekilde çıkmam lazım bu münazara olayından da. Nazlı hoca beni gerçekten zorluyordu. "Cüneyt lütfen sen de yaz. Kazanmalıyız bunu." Konunun ne ara bana geldiğini anlamasam da Busenin sert bakışlarına göz devirerek karşılık verdim.
Kolumu sıkıp kulağıma doğru yaklaştı. "Kız senden bir şey rica ediyor cevap versene piç." Merve'ye gülerek döndüğünde 2 yüzlü şeytan diye geçirdim içimden. "Yazar tabii ki Mervecim. Sen yeterki işte hepimiz yazarız. Dimi Cüneyt" kolumu sıkmasıyla tehdit edildigimi anlayıp kafamı salladım. "Aynen bakarız."
Sonunda biten konuşmalarla kendi sınıfımıza geldik. Bu ara çok saçma bir uyku düzenim olduğu için kendimi uykulu hissediyordum. Dersin din dersi olmasından faydalanarak kafamı bitkin bir şekilde masaya koydum.
...
Ne kadar uyumuştum bilmiyorum ama sarsılmamla uyandım. Biraz başım dönüyordu. Kafamı kaldırıp beni sallayan kişiye baktığımda Asaf hocayı görmeyi beklemiyordum. Ne ara son ders olmuştu?
"Gece beşik mi salladınız Cüneyt efendi?" Ben en son ne zaman yemek yemiştim acaba ya? Başım felaket dönüyordu. Asaf hocaya cevap bile veremeden önümdeki adama doğru gittiğimi hissettim.
...
Bayılmıştım. Şuan revirde Asaf hoca ve annemin konuşmalarını duyuyordum. Ayıldığımdan haberleri yoktu sanırım. "Uzun süredir olmuyordu hocam. Kendine geldi sanmıştım. Yanılmışım. Oğlumu fark edememişim." Annem ağlamaya başladığında ben de kendimi tutamadım.