~2~ Gizemli Dünya

7 0 0
                                    

Keyifli okumalar ✨ 🎀

Gözlerimi açmaya çalışıyordum. Evet, sadece çalışıyordum çünkü o kadar bitkin hissediyordum ki açmak istemiyordum. Aklıma bir bir en son yaşadıklarım geldi.

Cenaze, kedi, kağıt ve yakışıklı adam.... Ve... Boynuma batan iki sivri diş..

Gözlerimi araladığımda gri renkteki tavanla karşılaştım. Elim boynuma gittiğinde sargı olduğunu hissettim. Üzerimde sanki bir eşek ölüsü vardı, kalkamıyordum. Yatakta gözlerim kapalı biraz daha yattıktan sonra kendimde kalkma gücünü bulduğum an kalktım. Oldukça büyük ve zevkli dekore edilmiş bir odadaydım. Biraz iç karartıcı gibi görünse de, benim zevkime uyuyordu.

Boynumdaki ağrıyla yüzümü buruşturmuştum. Duvarın bir tarafı tamamen camla kaplıydı ve direkt ormanı görüyordu. Siyah bir koltukta oturan ve beni izleyen bir adam vardı.

 Siyah bir koltukta oturan ve beni izleyen bir adam vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bu artların hepsini Pinterestten almaktayım)

Kaşlarım çatılırken gözümü kırptığımda adam yok oldu. Kendi kendime halüsinasyon gördüğümü düşünmüştüm. Koltuğa doğru ilerlediğimde önündeki masada sıcak bir kahve ve içilmeyi bekleyen sigarayı gördüm.

Odanın çıkış kapısına gidip kapıyı zorladım. Tabi ki açılmadı...

Nefesimi oflarcasına vererek az önce bir adamın oturduğunu gördüğümü düşündüğüm koltuğa ilerledim. Oldukça güzel bir manzarası vardı odanın. Yemyeşil orman ve akan bir çay. Bir sigara yaktım ve kahveyi yudumladım.

Yaklaşık 5 dakika sonra sigaramı söndürürken odanın kapısı tıklandı. "Girebilir miyimm?"

Bu neşeli bir kadın sesiydi. Siyah elbisemin altında her zaman taşıdığım kelebeğimi elime aldım ve kapının arkasına geçtim. "Gir." Dediğimde açılan kapıyla içeriye sarı saçlı benim boylarımda bir kız girdi. Elimdeki kelebeği direkt boğazına bastırırken bir elimle de ağzını kapattım bağırmaması için. "Hemen beni buraya neden getirdiğinizi söyle, yoksa seni şuracıkta gebertirim." Dedim kulağına fısıldayarak.

Kız kıkırdağında daha neye güldüğünü soramadan bir anda kendimi duvara yapışık, bıçağı da kendi boynumda gördüm. Buz mavisi gözleriyle bana bakarken, "Bumu yani minnetin?" Dedi. Boynuma yaklaştı ve derin bir nefes aldı, "ah, kanın leziz kokuyor." Dedi. Gözlerinde hafif kızıllıklar belirirken karnına sert bir tekme attım.

Tepki vermemişti, "S-sen, ne? Bu nasıl-?" Derken kız beni bir anda az önceki koltuğa oturttu. İnanın bana, hangi ara yaptı bunu anlamadım. Sanki ışık hızında hareket ediyordu.

Yüzümdeki düz ifadeyi bozmadan ona bakıyordum. "Neden minnet duyacakmışım?" Dedim ellerimi önümde birleştirirken. Kız beni süzdü ve, "Sevdim seni, korkak biri değilsin. Minnet kısmına gelirsek, ağabeyim onu kurtardığın için sana seni dönüştürmek gibi bir lütuf göstermek istedi. İnan bana, onu anlayamıyorum. Seni kanını içip kurutarak bir köşeye atmaktansa evimize getirdi ve dönüşme teklifi etti." Bir süre daldı ve, "Onu hiçbir zaman çözemeyeceğim.." dedi.

RœžeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin